Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 22 Haziran 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Süleyman KÖSMENE

Bir kişi deyip geçmemeli



Hüseyin Bey: “Hadislerde, bir kişinin imanının seninle kurtulmasının, sahralar dolusu kırmızı koyundan daha hayırlı olduğu bildirilir. Bu hadis nerede söylenmiştir? Bu hadiste geçen kırmızı koyun neye işarettir?”

Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm bu sözünü Hayber Komutanı Hazret-i Ali’ye (ra) Hayber savaşı esnasında söylemiştir.

Medine’nin yaklaşık 170 kilometre kuzeybatısında bulunan ve yedi sağlam kaleyle korunan Hayber, Yahudilerin fitne merkezi halindeydi. Hayber Yahudileri burada müşriklerle birlikte hareket ediyorlar, Müslümanlar aleyhine müşrikleri ve sair Arap kabilelerini tahrik ediyorlardı.

Yirmi gün süren muhasarada Hayber’in kaleleri bir bir düştü. Yalnız bunların en sağlamı ve en müstahkemi olan Kamos Kalesi düşürülemedi. Bu kaleyi Yahudilerin en savaşçı komutanı Merhab savunuyordu.

Bir gün Peygamber Efendimiz (asm): “Yarın sancağı öyle birisine vereceğim ki, Hayber’in fethi onun iki elinde gerçekleşecektir. Allah ve Resûlü (asm) onu sever, o da Allah ve Resulünü (asm) sever” buyurdu.

O gece her bir mücâhid, her bir sahabe bu yüce görevin kendisine verilmesini bekledi ve umdu. Sabah olunca merak ve bekleyişleri arttı. Hazret-i Ömer (ra) daha sonra: “Kumandanlığı o günkü kadar istediğim bir gün olmamıştır” diyerek o günün heyecanını dile getirmiştir.

Mücahitlerin bekleyişleri sürerken Peygamber Efendimiz (asm):

“Ali İbn-i Ebî Talib nerededir?” buyurdu.

Ashab-ı Kiram (ra):

“Ya Resûlallah! Onun iki gözü ağrıyor!” dediler. Fakat Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm):

“Onu bana gönderiniz” buyurdu.

Bunun üzerine Hazret-i Ali (ra), Seleme’nin (ra) yardımıyla Peygamber Efendimiz’in (asm) huzuruna getirildi. Resûlullah Efendimiz (asm) Hazret-i Ali’nin (ra) gözlerine mübarek tükürüğünü koydu ve duâ buyurdu. Hazret-i Ali’nin (ra) gözleri o dakikada iyi oldu, şifa buldu.

Hazret-i Ali (ra) demiştir ki: “O günden sonra ne sıcaktan, ne soğuktan asla rahatsız olmadım!”

Peygamber Efendimiz (asm) sancağ-ı şerifi Hazret-i Ali’ye teslim etti. Ona zırhlı bir gömlek giydirdi. Zülfikâr’ı da beline kendi mübarek eliyle bağladı ve şöyle ferman buyurdu:

“Allah sana fetih nasip edinceye kadar çarpış! Sakın arkana dönme!”

Hazret-i Ali (ra):

“Yâ Resûlallah! Onlar Müslüman oluncaya kadar kendileriyle savaşacağım!” dedi.

Bunun üzerine Allah Resûlü (asm):

“Onların kalelerinin yanına varıncaya kadar vakur bir şekilde ilerle. Sakin ol, ağır ol! Onları İslâm’a dâvet et. Müslüman oldukları takdirde İslâm’ın emirlerini bildir. Ya Ali! Allah’a yemin ederim ki: Senin irşadınla tek bir kişiye Allah’ın hidayet vermesi, sana birçok kırmızı develer verilmesinden daha hayırlıdır” buyurdu.1

Bazı rivayetlerde kırmızı koyun, bazı rivayetlerde kırmızı deve olarak geçen bu dünya malının, sadaka sevabı olarak, bir tek kişinin hidayetine vesile olan, onu hakka dâvet eden, ona yol gösteren, onun elinden tutan ve onu irşad eden kişiye verileceği bildirilmiştir.

Demek, bir kişinin de olsun kurtulmasına vesile olmak, bir kişiye olsun yol göstermek küçümsenmemeli, iman hizmetine bütün imkânlarımızı seferber etmeye devam etmeliyiz.

DUÂ

Ey peygamber ve kitap göndererek kullarına hidâyet veren ve kullarını hayra ve hakka yönlendiren Allah'ım! Ey hidâyet verdiği ve hayra yönlendirdiği kullarını bağışlayan ve Cennetine alan Allah'ım! Ey gücü ve kudreti sonsuz Allah'ım! Ey kullarının hepsinin her isteğini tek bir "Ol!" emriyle yerine getiren Allah'ım!

Bize dünyada ve âhirette hayır ve hasenât yağdır! Bize dünyada ve âhirette iyilikler ver! Bize dünyada ve âhirette hayır kapıları aç! Rızkımıza bolluk ve bereket ihsan eyle! Dilimize zikir ve şükür ikram eyle! Kalbimize îmân ve fikir lütfeyle!

Âmîn... Âmîn... Âmîn...

Dipnotlar

1- Müslim, Fadâil’is-Sahabe, 34;Tecrit Terc. 10/280

22.06.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (22.06.2008) - Bir kişi deyip geçmemeli

  (21.06.2008) - Namazda sütre

  (20.06.2008) - Fasık, imansız değildir

  (19.06.2008) - Cennet ehli berzahta ne yapar?

  (18.06.2008) - Hayat mertebeleri

  (17.06.2008) - Namazdaki imza: Rahmet

  (16.06.2008) - Nazar üzerine

  (15.06.2008) - Ebedî saadetin gerekçesi

  (14.06.2008) - Âhirzamanla ilgili dehşet haberleri

  (13.06.2008) - Dinimizde burçların yeri

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Gezi Eki Pdf

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır