"Gerçekten" haber verir 26 Ağustos 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Fatma Nur ZENGİN

Özgürlük âbidesinin yanında



Özgürlük âbidesinin yanı başında kahvemi yudumlarken ne kadar özgür olduğumu düşündüm. ABD’deydim, herkesin hayalinin içindeydim… Arkadaşlarımın çığlıklarını duyuyordum, “Senin yerinde olmayı çok isterim” diye… Ama bir an için her şey durdu ve ben bunu ne kadar çok isterdim, şimdi nasıl hissediyorum diye düşündüm.

Dünyadaki her şeyin bir sonu olduğu gibi, Kanada’daki kongre de iyi-kötü anılarıyla sona erdi ve herkes ülkelerine doğru yola çıktı. Saat başı yurt kapısına yanaşan otobüsler, bavullarıyla telâş içinde sağa sola koşuşan gençler… Birbirlerine adreslerini verip, “Mutlaka görüşelim” diyerek üzüntü içinde vedalaşanlar… Bütün bunlar dünyanın küçük bir örneği değil de neydi? Herkes güzel vakit geçirmek ve ne kadar çalışıp çabalarsa ve ne kadar örnek davranırsa o kadar güzel geri dönüş alıp, geleceğe yönelik olumlu durumlarla karşılaşabileceği iki haftalık bir zaman dilimi geçirmişti. Mutluluk içinde, temiz kıyafetlerle, heyecan içerisinde Quebec’e gelmişlerdi ve işte yine ayrılma vakti… Kaçış noktası olmayan bir ayrılık vakti... Ne olursa olsun ayrılacaktık… Ve herkes ülkesine, iki haftadır ektiğini belki biçeceği yere döndü. Kimi inanılmaz güzel çalışmalar, sayısız yeni insan, güzel fikirlerle geri dönerken, kimi de sadece boş zaman geçirmenin sefaletini ve elemini götürdü yanında.

Acaba dedim, burada kalsam neler değişir? Düşündüm, önemli olan mekân değil, insanlardı. Jonathan Swift, Güliver’i dünyanın her yerinde gezdirirken, ilginç hikâyelerle ve olaylarla da karşılaştırır bizi. Güliver’in gezdiği yerlerden birinde bazı insanlar alınlarında bir izle doğarlar ve bu iz bu insanların ölümsüz olduğunun habercisidir. Güliver çok sevinir bu duruma, “Ne güzel” der, içten içe ölümsüzleri kıskanır. Ama ölümsüz bir insanın doğması o halk için bir yastır aslında. İlk etapta bunun neden olduğunu anlayamaz Güliver, ama sonrasında o insanlarla beraber yaşadıkça anlar durumu. Acıdır ki, ölümsüz insanların bütün arkadaşları ve dostları ölmektedir ve dünya onlar olmadan ona hiç tat vermemektedir. Zaten devlet kanunlarına göre 80 yaşını geçmiş bir ölümsüz de ölü sayılmaktadır ve dünyada olmasının gerçekten bir mânâsı kalmamaktadır. Tıpkı bunun gibi, etraftaki bütün güzel insanlar ve o şehri, o mekânı birlikte tanıdığım insanlar gittikten sonra ben ha kalmışım, ha kalmamışım ne fark ederdi.

Bu düşünceler içerisindeyken, özgürlüğün de kişiye göre değişen, değişebilen bir durum olduğunu anladım. Kanada’dan ABD’ye, artık ülkemizde tedavülden kalkmış olan otobüslerle kalite standartları altında yolculuk yaparken, otobüste koltuk bulabilmek için hareket saatinden iki saat önce kuyruğa girmek zorunda kalırken, ya da bir yudum su bile ikram edilmezken, bir kere daha sorguladım özgürlük kavramını. Bir de New York sokaklarında, o ihtişamın, rengârenk binaların, ışıkların arasında, kenarında, ötesindeyken; ne kadar güvenli olduğumu düşündüm. Her yerde polis vardı, her şey denetim altındaydı, ama ben bir an için kendimi güvende hissetmedim. İşte o noktada, özgürlüğümün kısıtlandığını hissettim. Demek ki, özgürlük denen şey, etrafta olup bitenler, verilen haklar, kanunlar, tanınan sınırsız özgürlüklerle değil, kendini ne kadar güvende hissetmenle alâkalıymış.

Şimdi, dünyanın başka bir ucunda, Ramazan’a hazırlanırken, kendimi çok az özgür hissettiğim ABD’deki ilk günümün bir yanlış anlama olacağını ve de ABD’deki Ramazan’a dair güzel gözlemler yapıp, bunları bir yazı halinde sizlerle paylaşacağım günlerin gelmesini dört gözle bekliyorum.

26.08.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (19.08.2008) - 4. Dünya Gençlik Kongresi

  (05.08.2008) - 2015’e 7 kala (2)

  (29.07.2008) - 2015’e 7 kala (1)

  (22.07.2008) - Baltıkların Akdenizlisi: Litvanya

  (15.07.2008) - Ve Türkiye...

  (01.07.2008) - Burada hiç gece olmaz mı?

  (24.06.2008) - Mısır’dan ayrı Mısır mektupları

  (17.06.2008) - Babamın günü

  (10.06.2008) - Eğitim

  (03.06.2008) - Mısır gerçekleri (1)

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır