"Gerçekten" haber verir 08 Eylül 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Murat ÇETİN

Açlık sınırı



“Açlık sınırı” diye bir şey vardır, tıpkı “yoksulluk sınırı” olduğu gibi. Her ay her kesim kendine göre çizer bu sınırı. “Misak-ı Millî sınırları” gibi değildir, sınırın yerini değiştiren vatan haini, sınırı pasaportsuz geçen kaçak olmaz.

Eleştiri sınırını aştığınızda hakaretten, aşağılamadan, halkı tahrik etmekten ve saireden cezalandırılırsınız. Oysa ne açlık sınırında, ne yoksulluk sınırında böyle bir şey yoktur.

Birinin sabrının sınırını zorladığınızda da başınıza istemeyeceğiniz şeyler gelebilir. Açlık sınırı buna da benzemez.

Açlık sınırı belki hiç tanımadığınız, belki tanıyıp oralı olduğunu bilmediğiniz, belki oralı bile olmadığınız insanların yaşadığı bir hudut şehridir. Şehrimizde, köyümüzde, mahallemizde ve belki apartmanımızdadır bu şehir. Belki Şu-İş’in Bu-İş’in, Şu-Sen’in Bu-Sen’in araştırmalarında adının geçmesine aldanıp çok uzak sandığımız bu sınırla, bizi komşumuzdan ayıran o ince duvar aynı şeydir.

Herkes için kurabileceğiniz, “Ne yapar, ne yer, ne içer?” sorusuna gizli özne olmayı en fazla hak edenler onlardır.

Öyle çok dikenli teller, öyle kalın duvarlar, öyle sert sınır muhafaza memurları vardır ki önlerinde, en zor geçilesi sınırdır onlarınki.

Bazen tamamen terk etmek değil, sınır ötesinde ne olup bitiyor, oralarda insanlar nasıl yaşıyor diye bakmak bile mümkün değildir.

Hatta komşu şehirlerden, ülkelerden misafirleri bile pek olmaz.

Bazen yoksulluk sınırıyla karşılıklı sınır ihlâli yaparlar, o kadar.

Biz sınır nerede başlar, nerede biter diye tartışırken, onlar açlığı ve yoksulluğu yaşar.

Oysa açlıkla tokluk bir adımla geçilebilecek kadar yakın iki sınır kasabasıdır.

Ama yine aynı açlık ve tokluk dünyanın farklı yarım kürelerinde bulunan iki ülkesidir.

Açlık ve tokluk iftar vaktinin bir dakika öncesi ile sonrası kadar yakındır.

Ama yine aynı açlık ve tokluk aralarında asırlar bulunan iki zaman dilimidir.

Sınırlarının bu kadar tartışmalı olması biraz da bu yüzdendir. Ama bu ara sıra da olsa sınır ihlâli yapmaya engel değildir.

08.09.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (25.08.2008) - Ramazan ve Eylül

  (11.08.2008) - Kısa bir an

  (28.07.2008) - Doğrusu biraz kırılmadın değil

  (21.07.2008) - Sıcak, soğuk Temmuz yazısı

  (14.07.2008) - Zaman ve ben

  (23.06.2008) - Kısaltmalarımız...

  (16.06.2008) - Çocuk olmak

  (09.06.2008) - Karar: Bütün umutların idamına...

  (02.06.2008) - Kirazlar

  (26.05.2008) - Biz, sizinle aynı dili konuşmuyoruz

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır