"Gerçekten" haber verir 08 Eylül 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Nimetullah AKAY

Dünya hayatı ve sonrası



Gelenleriyle sevindiren, gidenleriyle acılara gark eden bir dünya hayatıdır bizim yaşadığımız. Başka tercihimiz de yok zaten. Madem bu dünyaya geldik, daha doğrusu gönderildik, o zaman yaşantıların en güzelini bulmak için çalışmak zorundayız.

Bir günde sahip olduklarımıza o günün sonunda veda etmekten başka tercih hakkımızın bulunmadığı bir hayat yaşamaktayız bu âlemde. Devamlı bu dünyada kalmak için hiçbir şey bize ümit vermemektedir. Kendimizi kandırmak için herhangi bir sebep bulunmamaktadır.

Yarınlar için yeni hazırlıklar yapmamız gerekmektedir her an. Yarınların her haletine hazır olmak, yapılması gereken en doğru yoldur. Bazen gecelerimiz rahat geçmekte, bazen de gecelerin karanlıkları sanki başımıza belâ olmaktadır. Bazen umduklarımızla karşılaşmakta, bazen de hiç ummadığımız hadiseler yolumuza çıkmaktadır.

Yolcuların da yolların da garip olduğu bir memlekette yaşamaya mahkûm olmak mı diyelim buna? Yoksa bilinmezlerden bilinenlerin ortaya çıktığı bir âlem midir bizim yaşadığımız? Aslında hiçbir karmaşanın olmadığı bir âlemdir bulunduğumuz yer. Düzenlilik her yerde görülmekte, faaliyetler en güzel bir ahenkle devam etmektedir.

Karışık olan bizim gerçeklerle az buluşan akıllarımız ve karanlığa sebep olan günahlarla hayat bulmaya çalışan kalplerimizdir. Kafalarımız ve kalplerimizin yanlışları dışındaki her şeyde güzellikler bulunmaktadır. Boşuna doğruların günahlarını almayalım. Yanlışlıklar bizleri yanlış yönlere yönlendiriyorsa bunun hesabını kendimize sormamız gerekmektedir.

Bizleri üzen ölümler, aslında bizleri sevinçlere kavuşturan doğumlar kadar güzeldir. Aslında tedbirler alınırsa, yani insan insan gibi yaşasa ölümler insanları daha güzel memleketlere götürebilmektedir. İman vesikasıyla gidilen ölüm ötesi memleketler, karmakarışık dünya hayatından çok daha güzel hayatlar bahş etmektedir. Onun için ölümler değil, hazırsızlıklar üzmeli insanı.

Hangi insan, dünyaya geldim de bütün sıkıntılarım yok oldu, diyebilir. Oysa kabir istasyonundan yepyeni bir memlekete giden çok insan bir daha geri dönmek istememektedir. Onlar huzur ikliminin tadını çoktan almaya başlamışlardır bile. O halde sadece hayatları mahv eden günahlar için üzülmeli, insanları, ateşine dayanılması mümkün olmayan karanlıklara aday haline getiren küfür haletleri için dövünmeli...

Evet dünya hızla bir sona doğru gitmektedir. Hatta sona varmadan sakinleri olan insanları üstünden atmakta, onlar için dünya hayatını noktalamaktadır. Bugün halen dünya ile birlikte son sür'at bir sona doğru gidiyoruz. Nerede dünya hayatına veda edeceğimizi bilmiyoruz, ama yakın bir gelecekte bu dünyada sevdiğimiz her şeye elveda diyeceğimizi çok iyi bilmekteyiz.

Mezarların önünden geçerken veya bir kazanın enkazı altında cansız bedeniyle uzanan bir mevtayı görürken ölümü sadece başkaları için düşünmeyelim. Oradan, biraz tefekküre dalmadan uzaklaşmayalım. Cami avlusunda cenaze namazının kılınması için bekleyen tabutun içindekinin önünden de Fatihayı okumadan geçmeyelim. Düşüncelere dalalım, kendimizi o tabutun içindekinin yerine koyalım. Hatta cemaatle cenaze namazına duralım. Çünkü bir gün bizlerin de Fatihalara ve namazlarda edilen hayır duâlara ihtiyacımız olacaktır.

Bu dünya hayatına mânâ katan sır serseri yaşantılarda değildir. İnsanlığı doğru hedeflere götürecek olan doğru yaşantılardır. Aslında hayatı en iyi tarif eden ölümlerdir. Çünkü ölümlerden ebedî hayatların varlığını öğreniyoruz. Anlıyoruz ki bizleri bu dünyaya gönderen bizleri sadece bu kısa dünya hayatı için yaratmamıştır. Çünkü bütün zerrelerimizle ebedî bir hayatı istiyoruz. Bu istemeyi bize veren Kâinat Yaratıcısı Rabbimiz elbette bize yaratılışımızın ulvîliğine münasip memleketler hazırlamıştır.

Hâsılı problemler dünya hayatından kaynaklanmamaktadır. Problemlerin kaynağı yanlış yaşantılardır. En sonunda doğru yapan da eğri yapan da hak ettiği yere varacak, zerre kadar iyilik de, zerre kadar kötülük de karşılıksız kalmayacaktır. O gün güzellik ekenler aydınlıkları biçecek, çirkinliklerle bir yere varacağını düşünenler de karanlıklara mahkûm olacaktır.

08.09.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (01.09.2008) - Fırsatları değerlendirme günleri

  (25.08.2008) - Gafletin ağır maliyetleri

  (18.08.2008) - Gücüm yetebilseydi

  (11.08.2008) - Kendimize dönelim

  (04.08.2008) - İnsan, gerçek insan olmalı

  (28.07.2008) - Sen ne büyüksün Ya Rabbim!

  (21.07.2008) - İman, hayata hayat olsa

  (14.07.2008) - Maneviyatsız hayatlar

  (07.07.2008) - İmtihan(lar)ım

  (30.06.2008) - Bozguncu duygular

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır