"Gerçekten" haber verir 19 Kasım 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Sami CEBECİ

Şeytan ve şerlerin yaratılış hikmetleri



Uçsuz bucaksız kâinatı hayat hakikati ve sonsuz gayeler için yaratan Cenâb-ı Hak, bütün âlemleri meleklerle şenlendirdiği gibi, yeryüzünü de bitkiler, hayvanlar ve insanlarla şenlendirmiştir. Her şey hayata hizmet etmektedir.

Kâinatın içinde özel bir yeri olan ve imtihan meydanı olarak seçilen dünyamızda bitki, hayvan ve insanların dışında cin denilen bedensiz varlıklar da yaşamaktadır. Onlar dahi insanlar gibi imtihan edilmektedirler.

Melekler nurdan yaratılmış, bedensiz ve şuûrlu varlıklar olduğu gibi, cinler de dumansız yalın ateşten yaratılmış bedensiz ve şuûrlu varlıklardır. Ancak, melekler nefis taşımadıklarından imtihana tâbi tutulmayan, ne emrolunmuşsa onu sadâkatle yapan itaatkâr kullardır. Cinler ise, nefis taşıdıklarından imtihandan geçmektedirler.

Son peygamber Hazret-i Muhammed (asm) hem insanlara, hem de cinlere peygamber olarak gönderilmiştir. Bu yüzden Resûlüssakaleyn (asm) unvanına sahiptir. İslâm dinine inanan cinlere “Müslüman cinnî”, inanmayanlarına “Kâfir cinni veya şeytan” denilir. Şeytanlar, kalbinde mârifet bulunmayan ve bütün işleri idlâl ve insanları saptırmak ve doğru yoldan çıkarmak olan cinlerdir.

Hazret-i Âdem (as) ve Hazret-i Havva validemiz, özlü çamurdan ve kurutulmuş balçıktan Cennette yaratılmışlardır. Kur’ân âyetlerinde anlatıldığı şekliyle, bütün meleklere “Hazret-i Âdem’e (as) secde edin” emri verildiğinde, hepsi emre itaat ederek secde ettikleri halde, Azâzil isimli İblis kibirlenerek secde etmedi. Gerekçe olarak da, kendisinin ateşten, Âdem’in topraktan yaratıldığını ve ondan üstün olduğunu gösterdi. Böylece, Allah’ın rahmetinden kovuldu. Ancak, Allah’ın yasak ettiği meyveden yemeleri halinde ebediyen Cennette kalacaklarını söyleyerek Hazret-i Âdem (as) ve Havva vâlidemizi kandırdı ve Cennetten çıkartılmalarına sebep oldu. İnsanları saptırmak için de Allah’tan mühlet istedi. Allah da o mühleti verdi. Hazret-i Âdem (as) ve Havva validemiz yeryüzünün farklı yerlerine indirildi. Uzun yıllar birbirlerini aradıktan sonra, nihayet Allah’ın rahmeti sayesinde Arafat Dağında, Cebel-i Rahme tepesinde buluştular. Havva validemiz kırk doğum yaptı ve her seferinde bir oğlan ve bir kız dünyaya geldi. Aynı senede doğanların evlenmeleri yasak olduğundan, bir önceki doğanlarla bir sonrakiler Allah’ın emriyle evlendirilerek yeryüzünde insan nesli çoğalmaya başladı. Kadın yüzünden ilk cinayet, Kabil ile kardeşi Habil arasında çıktı. Kabil, kardeşi Habil’i öldürdü. İnsanları yoldan çıkarmakla vazifeli şeytan Kabil’i kandırmıştı. Hazret-i Âdem (as) ve Havva validemizle birlikte Cennetten çıkarılıp yeryüzüne indirilen şeytan iş başındaydı.

Bediüzzaman Hazretlerinin tesbit ettiği gibi, Hazret-i Âdem (as) ve Havva validemiz Cennette kalsaydı, melekler gibi makamları sabit kalır, mahiyetlerine ekilen nâmütenâhî istidat ve kabiliyet tohumları inkişaf etmezdi. Makamları sabit olarak Allah’a kulluk yapan melekler hadsiz olduğundan, insan nev'îni yaratmaya gerek kalmazdı. Cennetten çıkarılıp dünyaya gönderilmeleri, şeytan, şer ve musibetlerin musallat olmalarıyla inkişaf eden kabiliyetleri sayesinde, Allah’ın insanı yaratma sırrı ortaya çıktı. Gerçi bu imtihan ve şeytanlar yüzünden ekser insanlar dalâlete sapar ve Cehenneme gider. Fakat, ehemmiyet keyfiyet ve kalitede olduğundan, çoğu insanların dalâlete düşmeleri anlamını kaybeder. Zira, yüz hurma çekirdeği bulunan bir adam, onları toprağa ektiğinde sekseni bozulsa, yirmisi yirmi hurma ağacı olsa, o yirmi ağacın sahibine kazandırdığı kâr ve menfaat, o seksen çekirdeğin bozulmasını hiçe indirir ve anlamsız kılar. İşte, şeytanların yaratılması ve insanlara musallat olması, şer ve musibetlerin varlığı, Allah’ın emir ve yasaklarına muhatap olunması sayesinde, insan nev'îni şereflendiren ve insanın kıymetini gösteren yüzde yirmi kazanılmış insan taifesinin ortaya çıkması, kaybeden yüzde sekseni hiçe indirdiğinden Allah’ın hikmeti bu imtihana müsaade etmiş.

Onur Turan kardeşimizin kültür merkezimizde sunduğu ve daha bir çok noktaları ihtivâ eden bu risâle semineri gerçekten verimli olmuş ve soru-cevap bölümüyle bir buçuk saati bulmuştu.

19.11.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (12.11.2008) - Kabre gülerek girenler

  (05.11.2008) - Sahip çıkılan gençlik

  (29.10.2008) - Kulluğun sırrı: Duâ

  (22.10.2008) - Dâvâ adamları

  (08.10.2008) - Sonsuz irâdenin gücü

  (01.10.2008) - İlâhî ilmin her şeyi kuşatması

  (24.09.2008) - Hiçten ve yoktan yaratma nedir?

 
Ufo ısıtıcılar, infrared ısıtıcı, kumtel ısıtıcılar.
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır