"Gerçekten" haber verir 07 Mart 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

S. Bahattin YAŞAR

Hamuru sevgi ile yoğrulanın, diline nefret yakışmıyor



Sevgi, yaratılışın

hamurunda var

İnançla, ‘sevmemek’ birbiriyle örtüşmüyor. Yaratılanı Yaratan hatırına sevmek, inancın özünde vardır. ‘Sevmiyorum’, ‘nefret ediyorum…’ gibi cümleler özünde inancını kaybetmişlik veya sevginin suistimali olan şehevanî sevmekler içeriyor. ‘Sevmemek’ anlamsızlıktır. Sevgisizlik ilgisizliği, ilgisizlik sahipsizliği, o da dışlamayı netice veriyor. İlgisizlik hali, bilgisizlik halidir. İnsan tanımadığının düşmanıdır. Tanımadan sevdiğimiz hiçbir şey yoktur.

Sevgi mi etkili, nefret mi?

Gençlerle bu haftaki konuşma konumuz ‘sevgi’ idi. Biz, insanı hayata, yaşamaya, insanî ilişkilere bağlayan tarifi zor sevgi örnekleri beklerken, birden konumuz; terk edilmişlikler, nefretler, keder manzaraları, terk tabloları oluverdi.

Sevgi üzerine kurduğumuz girizgâh konuşmaları kurudu kaldı. Sevgi gerçekten yetim kaldı. Tabiî bir iki kişi sevgisizlik, ilgisizlik, terk edilmişlik örnekleri sununca, herkeste ortak konulu hatıralar canlandı. Herkesin hatıra dünyasından çıkardıkları, hayatın olumsuz yüzünü içeren yaşanmışlıklar oldu.

Kocaman salona sanki simsiyah bir perde çekmiş gibi, ortam düşünce karanlığına gömüldü. Dinleyici oldum sadece, konuştular da konuştular. Her konuşmaya başlayan kapkara bir tablo daha çiziyordu. Hayat iyice ağırlaştı.

Oysa bunlar gençti. Şu an salonda cıvıl cıvıl, renk renk, güzellik, çeşitlilik olması gerekiyordu. Sevginin nasıl bir ışık olduğunu şimdi daha iyi anlıyorduk. Sevgi olmadan hiçbir şey olmuyordu. Sevgi olmadan sahip olunanların bir anlamı olmuyordu. Yaşananların bir anlamı olmuyordu. Sevgi olmadan olmuyordu da olmuyordu. Önce sevgi gerekiyordu. Sevgi ha-yatın en vazgeçilmez gıdası olarak takdim ediliyordu. Onsuz kimse hayatın olamayacağında hem fikirdi.

Sevgisiz yaşanmıyor

Doğrusu bu perdeyi değiştirmek pek de kolay olmadı. Sevgi vardı aslında hayatın hemen her yerinde. Hayat deseninin en önemli aktörü sevgi idi. Ama nedense bu zaman, o aktörü ötelemişti. Neyse ki epey bir uğraştan sonra, onlara ‘Kenar Mahalle’ hikâyesini paylaştım.

Hiçbir hedefi, ideali, gayesi olmayan yüzlerce öğrenci, bir öğretmenin kendilerini içten sevmesi sonucu, hayatları tamamen değişmiş ve başlangıçta hedefsizlik üzerine oturan hayatlar, bu derin insanı tanıdıktan sonra, içinde onu mutlu etme çabası da olan bir hareketle, çocuklar bir sıçrama yaşıyor ve gözde meslekler kazanıyorlar. Öğretmene, ‘Nasıl oldu bu değişim, sihirli formül nedir?’ diye sorduklarında, o büyük tecrübe gülümseyerek, mütevazi bir cümle kuruyor; ‘ben onları çok sevdim.’ Önce, sevgi insanların elinden tutuyor.

Sevgi, başarıyı tetikliyor

Burada tabiî ki sevginin başarıyı etkileyen en önemli etken olduğu da apaçıktır. Sevgi hayata, derslere, insanlara, olaylara bakışı yönlendiri-yordu. Sevgisizlik ise, ileride belki de yeri doldurulamayacak olan pek çok bozulmaların başlangıç noktası oluyordu. Yani sevgiyi tatmış insan belli dönemlerde yanlışların içinde olsa da, o temelde bulunan sevgi onu, doğruya çekebilecekti.

Şunu anlıyorduk ki, sevgi konusunu en iyi anlamanın yolu, sevgisizlik içeren konuları anlamaktı. Zıtlıklar biri diğerini anlatmaya yetiyordu.

Sevgisizlik örnekleri paylaşılırken, bir arkadaşımızın ifade ettiği, “Doğrusu ben anlatılanlardan çok büyük anlamlar çıkardım. Hayatımda sevgisizlik yaşamadım. Ama yaşadıklarımı da çok anlamlandıramıyor, bir yerlere koyamıyordum. Şimdi hayatın bu farklı renklerini görünce, o yaşadığım, soluduğum havanın ne kadar hayatî olduğunu anlayabiliyorum” cümlelerini kuruyordu. Hayat, zıtlıklarıyla daha net anlaşılıyor.

Sevgi örnekleri beklerken, ne derin itilmişlikler, ne tarifi imkânsız ilgisizlikler, sırt çevirmişlikler, değer yoksunlukları karşımıza çıkıverdi.

Aldığımız her nefes,

bir sevgi sonucudur

Neyse ki, sonra sonra hayata olumlu dokunan sevgi örnekleri paylaşıldı da bir nefes alabildik. Anlaşıldı ki, sevgisiz nefes olmuyor. Sevgi, çok şeydir.

Sevgi,—muhabbetullah anlamında—her şeye sinmiş. Her şeyde onun tadı, kokusu, rengi bizi o şeylere bağlıyordu. İlgilerin içine sevgiler konulmuş.

Dilimiz onun için tatlarını çözüyor yaratılmış yiyeceklerin; kulaklarımız onun için her şeyi duyuyor, duyarak dokunuyor; ellerimiz sevgiye uzanıyor her dem. Aklımız, kalbimiz, vicdanımız ‘sevgi’ ile yaşıyor.

Sevginin inançla yakından alâkası var. İnanç yoksa, gerçek sevgi de yoktur. Sevgi, her şeydeki anlamı okumaktır. İnanıyorum diyenin, ‘sevmiyorum’ cümlesi, ‘nefret ediyorum’ ifadesi, ‘tiksiniyorum’ demesi pek yakışık almıyor. Hamuru sevgi ile yoğrulanın, diline nefret yakışmıyor.

Allah’ı seviyorum diyenin, O’nun Resulünü sevmesi lâzımdır. O’nun Resulünü seviyorum diyenin de O’na ittiba etmesi lâzımdır. Nitekim, iman kardeşini sevmeyen insanın da hakikî iman etmiş olması güçleşiyor.

Olumsuzluklar, belâlar, musibetler, hastalıklar bile pek çok anlamlar içeriyorsa, bu yönleriyle sevgiyi hak ediyorlarsa; ‘sevgisizlik’, ‘nefret’ nerede kullanılacak çok iyi hesap edilmelidir.

07.03.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (02.03.2009) - Dergâh’ta bir sabah namazı ve insan libası giymiş melekler

  (21.02.2009) - 40. yıl muhasebesi

  (14.02.2009) - Yaramaz öğrenci yoktur; ne işe yaradığını bilmeyen eğitimci vardır

  (07.02.2009) - Müjdeler, lâyık olanlar içindir

  (05.02.2009) - Dünya şimdi Gazze dersini okuyor

  (24.01.2009) - Umumîleşen ibadet ihmalleri, umumî tehlike sinyalleridir

  (18.01.2009) - Terapi saati

  (10.01.2009) - Kaş çatma, gülümse; ağlatma, güldür

  (03.01.2009) - Zaman, fiile vesiledir

  (28.12.2008) - Ulaşılamamış değil, ulaşılmak için uğraşılmamış insan vardır

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır

Kurumsal Linkler:
Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl

Reklam Linkleri:
Risale Yorum- Risale Çocuk- Oktay Usta - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Ahmet Maranki- Cevşen - Yeni Asya Barla