"Gerçekten" haber verir 29 Mart 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Faruk ÇAKIR

Olduysa ne oldu?



Yine, “La havle...” çekerek yazıya başlamak durumundayız. Çünkü bu vatanda köşe yazısı yazan bir gazeteci, ilköğretim okulu öğrencilerinin ziyaret maksadıyla camiye götürülmesine çok kızmış, çok üzülmüş!

Mutlu olunması gereken bir hareket karşısında, olanca kızgınlığıyla ‘sorumlulardan hesap sorulmasını’ isteyen ve “Sonunda bu da oldu!” başlığıyla tepkisini dile getiren yazar, “Bu densizliklerin peşini bırakmayacağız” diye de kükremiş.

Önce yazarın neye kızdığını bir anlayalım: “Paşabahçe İlköğretim Okulu... Benim ilk okulum! (...) Dün (...) adı bende saklı bir okurumdan gelen mektup beni derinden sarstı. Çünkü, ‘benim okulum’la ilgiliydi bu mektup ve aynen şunlar yazılıydı: ‘Dün Paşabahçe’de arkadaşlarla sohbet ederken, öğretmenleriyle cami ziyareti yapan Paşabahçe İlköğretim Okulu öğrencileri dikkatimizi çekti. Ben bu yaşımda ilk kez böyle bir şey gördüm. Ne ilkokulda ne de ortaokul ve lisede öğretmenlerimiz bizi camiye götürmezdi. Bu olayı görüntüledim, fotoğrafları size de gönderiyorum. İşin bir ilginç yanı da kız öğrencilerin başını örtmeye çalışmasıydı.’

“Fotoğraflarda okurumun üstünde durmadığı bir ayrıntı da; caminin merdivenlerinde sıraya giren okul formalı çocuklardan birinin ‘takkeli’ olmasıydı. (...) Sonuçta anlaşıldı ki Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Öğretmeni (...) okul yönetimine haber bile vermeden beşinci sınıf öğrencilerini toplu halde okuldan çıkarıp semtteki camiye götürmüş. (...) Ben de İstanbul Millî Eğitim Müdürü (nü) (...) aradım (ve o da bana) (...) müfredata göre; bu dersin kesinlikle ‘uygulamalı’ olarak verilemeyeceğini, çocukların camiye götürülmelerinin mümkün olamayacağını, bunun açıkça suç olduğunu belirtti ve sorumlular hakkında gerekenin yapılacağına söz verdi.

“Sorun; bir öğretmenin iyi niyetle ya da işgüzarlıkla görev sınırını aşıp aşmaması değil... Asıl sorun; bu ülkede tüm çivilerin yerinden oynamış olması! Seksen beş yıllık cumhuriyet kültürünün, birikiminin yok sayılması ve bu pervasızlığın artık 11-12 yaşındaki çocukları hedef seçmesi! (...) Bu densizliklerin peşini bırakmayacağız.” (Mustafa Mutlu, Vatan, 27 Mart 2009)

Şimdi bu satırların yazarı ya da onun gibi düşünenlere “Siz, çocukların dinlerini öğrenmesine karşı mısınız? Camilere karşı mısınız?” diye sorulsa muhtemelen; “Olur mu? Benim babam da hocaydı, annem de hacıydı. Karşı değiliz, ama...” derler. Ve bu ‘ama’yı; “Küçücük çocukların ‘beyin’lerinin yıkanmasına karşıyız” diye açıklarlar.

Elbette doğrudan ‘karşı olduklarını’ söyleyenler de olur, ama genellikle bunu söylemezler.

Yahu insaf edin! İlkokul ya da lise öğrencilerinin camiyi ziyaret etmelerinde ne mahzur olur? Değil ziyaret, namaz kılmak için camiye ya da mescide gitmesinde ne sakınca var? Aynı şekilde, ‘saygı’ için başını örtse kim ne kaybeder? İnsaf edin, turistler bile camiye girerken başlarını ‘saygı’ için örtüyorlar...

Ben asıl çocuklarımızın İslâmı öğrenmelerine karşı çıkanlara kızmıyorum. Asıl kızdığım, ‘doğru’ları savunması gerekenlerin; çeşitli bahaneler arkasına saklanıp “Sorumlular hakkında işlem yapacağız, kimse çocukları cami ziyaretine götüremez” diyen ve makamının hakkını veremeyen siyasetçi ve bürokratlaradır! Ne hakla doğruları savunamazsınız? Niçin böyle bir ‘tepki’ye karşı, “Ne var bunda? Çocukları camiye değil de ‘birahaneye, balehaneye’ mi götürseydiler denmez?

Türkiye’yi ‘idare’ edenler bir defa daha sesleniyoruz: Lütfen doğruları savunmaktan geri kalmayın! Doğruları savunalım, hem de cesaretle!

29.03.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (28.03.2009) - Acaba ikna oldular mı?

  (27.03.2009) - Türkiye'yi kilitleyen kaza

  (26.03.2009) - Gözünü kapayan kendine gece yapar

  (25.03.2009) - Bu kampanyaya destek verilir

  (24.03.2009) - “İktisat Risâlesi”ni örnek alan krize kapılmaz

  (23.03.2009) - İktisat eden âlim

  (22.03.2009) - Kaybeden millet olmasın

  (21.03.2009) - İnternet çağında e-devlet kuyrukları

  (20.03.2009) - Bu ne şiddet, bu celâl?

  (19.03.2009) - Ümit bize, ümitsizlik başkalarına

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır

Kurumsal Linkler:
Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl

Reklam Linkleri:
Risale Yorum- Risale Çocuk- Oktay Usta - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Ahmet Maranki- Cevşen - Yeni Asya Barla - Makdis