"Gerçekten" haber verir 12 Nisan 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Yasemin GÜLEÇYÜZ

Günümüzde Asr-ı Saadet’i yaşamak



O saadet asrında kadını, erkeği, çocuğu, genci, yaşlısı, hastası, sakatı bütün inananlar ırk, renk, dil ayrımı gözetmeksizin tek bir hakikatte birleştiler: Allah’ın varlığı birliği, Hz. Muhammed’in (asm) O’nun elçisi olduğu…

Kâinat Sultanının elçisi olarak şahadet getirdikleri Hz. Muhammed’in (asm) öğrettiği bütün hakikatleri yaşantılarına aksettirdiler ve O'nun (asm) hayatlarına birer kıblenâmeli pusula olarak seçtikleri mesajlarını, kendilerinden sonra gelen nesillere mukaddes bir emanet olarak teslim ettiler. Sağlam bir silsile ile bu eşsiz mesajlar günümüze kadar ulaştı. On dört asırdır bütün inananların hayat rehberi olarak yaşantılarına aksettirdikleri bu hakikatleri bizler de kaynaklardan öğreniyor, yaşantımıza aktarmaya çalışıyoruz. Sevdiklerimize onu anlatıyoruz, kâinat sarayındaki eşsiz rehberliğini, mesajlarını…

Kıyamete kadar devam edecek bu Nur silsilesi…

Asr-i Saadet modelı

Bediüzzaman Hazretleri 19. Söz isimli muhteşem eserinde Rabbimizi bize tarif eden üç küllî muarriften bahseder. Kâinat kitabı, Kur’ân-ı Kerim ve Peygamberimiz’dir bunlar. Mesnevî-i Nuriye isimli eserinin bir başka yerinde bunlara bir dördüncüsünü daha ekler: Fıtratı zîşuur olan vicdanımız. Peygamber Efendimiz (asm) Kâinat Sultanının fermanı olan Kur’ân’ı, kâinat sarayının sırlarını, vicdanımızı, teker teker izah eder, Sultanı nasıl tarif ettiklerini gösterir kendisine kulak verenlere…

Şimdi dilerseniz o saadet asrına hayalen bir yolculuk yapalım ve o eşsiz Rehberin (asm) kâinat kitabını, Kur’ân’ı nasıl okuduğuna ve insanın vicdanına nasıl seslendiğine “ummandan bir katre misâli” bakalım:

Gökyüzünü tefekkür

Hz. Peygamberin amcasının oğlu ve ümmü’lmü’minîn Hz. Meymune’nin (ra) yeğeni olan Abdullah bin Abbas (ra) anlatıyor. O sıralarda yaşı on beş civarında bir genç ve Resullullah’ın yanında onun bir gecesini nasıl geçirdiğine şahit olmuş. Peygamberimiz (asm) uyanmış ve evin avlusuna çıkıp yıldızları uzun uzun tefekkür etmişti. Sonra da “Muhakkak ki göklerin ve yerin yaratılışında ve gece ile gündüzün ardarda gelişinde akıl sahipleri için âyetler (deliller) vardır” âyetini okumuştu. “Onlar göklerin ve yerin yaratılışını tefekkür ederler. ‘Rabbimiz’ derler ‘Sen bunu boşuna yaratmadın’ âyetini de eklemişti. (Buhârî)

Hz. Ayşe (ra), bu hâli Resulullah’ın gece tefekkürüne dair umumî bir hâl olarak rivayet etmekte ve biraz önce zikrettiğimiz tefekkür âyetlerini okuduktan sonra şöyle dediğini anlatmaktadır: “Bu âyeti okuyup da uzun uzun tefekkür etmeyenin vay hâline!”

Şehir hayatının bitmek tükenmek bilmez koşuşturmaları esnasında gözlerimizi kaldırıp, kâinat kitabının bu en geniş tevhid levhalarından biri olan gökyüzünü tefekkür ediyor muyuz? Güneşin ve ayın gün içindeki dönüşümlerini, hava zerrelerini, kuşları, yağmuru, rüzgârı, doluyu, karı, ilkbaharın kokusunu…

Tefekkür etmiyorsak eğer, Hz. Ayşe’nin (ra) aktardığı gibi “Vay halimize!”

Gıydığı en son elbıse!

Mus’ab bin Umeyr (ra), Mekke’nin önde gelen ailelerinden birine mensup, yakışıklı, güzel giyinmeyi çok seven, herkesin gıpta ile izlediği bir gençti. İslâma girdiğinde idealleri uğrunda hayatında keskin bir dönüş yaptı. Mekke’yi terk edip Medine’ye yerleşti, Ensara iman hakikatlerini öğretmeye başladı.

Uhud Harbinde şehit düştüğünde vücudunu örtecek bir kefen bulamadılar. Üzerindeki kaftanı ise yeterince vücudunu örtecek büyüklükte değildi. Başı örtüldüğünde ayakları, ayakları örtüldüğünde başı açıkta kalıyordu. Peygamberimiz (asm) çok değer verdiği bu genç sahabesini gözyaşları içinde defnederken “Baş tarafını kaftanı, ayaklarını ise ızhır otu (bir çeşit kokulu ot) ile örtünüz” diye emretti ve “Mü’minlerden öyle yiğitler vardır ki, onlar Allah’a verdikleri sözde sadakat gösterdiler. Onlardan bazıları şehid oluncaya kadar çarpışacağına dair yaptığı adağını yerine getirdi… Onlar verdikleri sözü asla değiştirmediler” (Ahzab Sûresi, 23.) âyetini okudu.

Evet, güzel giyinmeyi sevmesi ve yakışıklılığı ile tanınan Mus’ab bin Umeyr şehit olduğunda, ottan bir kefene sarılmıştı. Şehitlerin üzerlerindeki kanları ve kanlı kıyafetleriyle gömülmelerini onu toprağa defnettikten sonra emretmişti Efendimiz (asm).

Moda, marka esaretine hapsedilmeye çalışılan günümüz gençliğinin Mus’ab bin Umeyr’den (ra) alacağı dersler yok mudur?

Onlar göktekı yildizlar gıbı…

Evet, Sahabeler, Peygamberimizin (asm) benzetmesiyle gökteki yıldızlar misâli, asırlardır kesret çöllerinin karanlıklarında kaybolmaya yüz tutan inananlara yol gösteriyor, hakikati sunuyorlar.

Teknolojinin sunduğu türlü çeşit oyuncakların ve cazibedar eğlencelerin “kuşatma”sında olan günümüz inananlarının, özellikle de gençlerinin şüphesiz onların bu eşsiz hayatlarından alacakları çok dersler var!

Cazibedar bir fitne içinde bulunan ve daha aklını kaybetmemiş gençlere Bediüzzaman Said Nursî’nin eserleri, Nur Risâleleri “Asrı Saadet modeli” bir hayat tarzını, hayat felsefesini asrın ihtiyaçlarına uygun tarzda sunmakta. Ölümü ve ölüm sonrası hayatı, ahiret âlemini unutturmaya yönelik, cehennem hurileri eşliğinde sunulan bu cazibedar, büyülü, umumî atmosferi etkisiz hâle getirebilecek tek iksir iman ve Kur’ân hakikatlerini ilmîmantıkî delillerle ispat eden Risâle-i Nurlar…

Ruhumuzu, kalbimizi, aklımızı, bütün duygularımızı iman hakikatleriyle inkişaf ettirip, muhtaç olan gönüllere “haz ve hız asrının insanlarına” lâyıkıyla ulaştırmaya çalışıyoruz değil mi? Hiçbir engel tanımadan. Tıpkı sahabeler gibi…

12.04.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (05.04.2009) - Kastamonu Yılları Sergisinden notlar…

  (29.03.2009) - Onlar gökteki yıldızlar gibi…

  (22.03.2009) - Almanya notları

  (15.03.2009) - Nur kervanı…

  (08.03.2009) - Şefkatli Elçi (asm)

  (01.03.2009) - Eğitim ailede başlar…

  (22.02.2009) - Yolcu gibi yaşamak…

  (15.02.2009) - Çağdaş aşkın hikâyesi!

  (08.02.2009) - Hakîm isminin penceresinden ev idaresi

  (25.01.2009) - Bir seminerin ardından…

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır

Kurumsal Linkler:
Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl

Reklam Linkleri:
Risale Yorum- Risale Çocuk- Oktay Usta - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Ahmet Maranki- Cevşen - Yeni Asya Barla - Makdis