Umut YAVUZ |
|
ABD-Rusya: Sınırlı ve ortak çıkar ilişkisi |
Barack Hüseyin Obama’nın ABD Başkanlığı’na seçilmesiyle değişime giren ABD dış politikasında, Rusya ile ilişkilerde de yeni bir safhanın eşiğindeyiz. Obama’nın Kremlin’e dün başlayan ve bugün devam edecek ziyareti ciddî bir “soğuk savaş” geçmişi olan ve yıldızları hiç barışmayan bu iki ülkenin artık ortak bir zemin bulma çabalarının bir tezahürüdür. Rusya son yıllarda eski Rusya değil. Artık Sovyetler döneminde kendisini izole ettiği o kalın “demir perdeleri” yırtmış ve küresel dünyadaki yerini güçlü bir şekilde almaya hazır ve hevesli bir politika izliyor. Putin’in politikalarında Rusya’nın küresel ölçekteki rolünü dengeli ve temkinli açılımlarla sağlamlaştırma isteği dikkat çekiyor. Ancak Rusya henüz Avrupa ve Amerika ile ilişkilerde büsbütün yeşil ışık yakmış değil. Şimdilik bu çabalar sadece ortak bir zemin arayışı denilebilir. Rusya’nın ABD ile yakınlaşması için gereken tek şey ortak çıkarlar. Obama döneminde ABD’nin bütün dünyaya uzatmış olduğu anlaşma elini kendi çıkarları doğrultusunda tutmaya çalışan ülkelerden biri de Rusya. Özellikle Afganistan meselesinde bu iki ülkenin bir işbirliğine gitmesi bekleniyor. Geçtiğimiz gün deklare edilen ortak askeri anlaşmalar da büyük ölçekte Afganistan’da istikrarın sağlanması ekseninde olacak. Rusya kendi güneyinde kaos içinde bir Afganistan’ın varlığından rahatsız. Aynı zamanda dünya uyuşturucu şebekelerinin anavatanı haline gelen Afganistan bu açıdan da Rusya’yı rahatsız ediyor. Ancak Rusya’nın açılımcı politikası her yöne simetrik olarak değil. İki taraflı bir politika izlediği söylenebilir. Buna en önemli delil Ukrayna ile yaşanan doğalgaz gerginliği ve Gürcistan’a açılan savaş. Özellikle NATO’nun bu iki ülkeye doğru genişleme hamleleri Rusya’yı rahatsız etti ve sert bir şekilde de karşılık verildi. NATO’nun 1949 yılında tamamen Sovyet tehlikesine karşı ABD ve Avrupalı demokrasilerce kurulduğunu hatırlatalım. Sovyet Rusya ve Doğu Bloku ülkeleri de buna karşılık 1955’te Varşova Paktı’nı kurmuşlardı. Buna rağmen bugün Rusya özellikle geçtiğimiz günlerde Yunanistan’ın Korfu adasında yeniden filizlendiğini gördüğümüz bazı konularda—özellikle terörle mücadele ve güvenlik—NATO ile işbirliğine gidebiliyor. Bu da Rusya’nın iki taraflı politikasının bir tezahürü. Öte yandan Rusya “soğuk savaş yılllarında” olduğu gibi dışlanmak istemiyor. Obama ile Putin’in gündemi yoğun olacak. Nükleer silâhsızlanmadan Doğu Avrupa’ya kurulması planlanan füze kalkanına, Afganistan’dan İran’a, Irak’tan Gürcistan’a ve NATO genişlemesine kadar pek çok konu ele alınacak. Bunlardan özellikle “füze kalkanı ve NATO genişlemesi” konuları ABD ile Rusya arasındaki ciddî anlaşmazlıklar olan konular. Nükleer silâhsızlanma ve Afganistan gibi bir kaç konuda ise bazı somut adımlar atılabilir. Özellikle enerji yolları bakımından dışlanmak istemeyen ve kendi tekelini muhafaza etmek niyetinde olan Rusya’nın NATO’nun genişlemesi, füze kalkanı ve Gürcistan gibi konularda taviz vermesi beklenmiyor. Eğer bu konularda bir anlaşmaya varılamazsa yahut herhangi somut bir adım atılamazsa Obama bu önemli ziyaretinden beklediğini elde etmemiş olacak. 07.07.2009 E-Posta: [email protected] |