27 Temmuz 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Süleyman KÖSMENE

Kısa cevaplara devam


A+ | A-

Diyarbakır’dan okuyucumuz: “İnsan evlendiği eşiyle farklı mezheplerde ise ikisinden birinin diğerine uyması gerekir mi? Kadının erkeğe uyması daha efdal midir? Her iki eş kendi mezhebi üzere amel etmeye devam edebilir mi? Erkek bu konuda eşini kendisine uydurmak ehliyetine sahip midir?”

Karı kocanın farklı mezheplerde olmaları, kendilerine bazı amelî zorluklar getirebilir. Bunların başlıcaları:

1) Bir ailede farklı mezhep görüşleri amelde bir takım yanılmalara ve yanlış anlamalara sebep olabilir.

2) Bir ailede farklı mezhep salikleri bilmedikleri hususlarda daha yalnızdırlar.

3) Aynı mezhepte oluşun getirdiği uygulama birliğinden doğan kolaylıklardan da mahrum olurlar.

Bununla beraber karı koca eğer her biri farklı mezheplerde iseler ve her birisi kendi mezhebinin ilmihalini gerektiği kadar ve doğru biçimde biliyorsa, her birisi kendi mezhebinin hükümleri ile amel edebilir. Karı kocanın aynı mezhepte olmaları veya birbirlerinin mezheplerine uymaları şart değildir. Bu konuda yekdiğerine baskı veya telkin yapmaları doğru da değildir. Her birisinin hak bir mezhepte bulunması kâfidir.

Mezhep seçimini genelde aile ocağında yaparız. Ailemizde bize hangi mezhebin ilmihali öğretilmişse, onunla amel yapmaya başlarız. Böylece o mezhebi seçmiş oluruz. Sonradan bir diğer hak mezhebe geçmek istersek şayet, geçmek istediğimiz mezhebin ilmihalini öğrenmemiz ve amelimizi bu mezhebe göre düzenlememiz, bu mezhebe geçmemiz için yeterlidir. Böylece mezhebimizi değiştirmiş, yeni bir mezhebe geçmiş oluruz.

Fakat mezhep seçiminde eşlerin birbirlerine karşı herhangi bir sorumlulukları yoktur. Kadın mezhep seçimini müstakil yapar. Bu konuda kocasına uyması daha efdal değildir. Daha efdal olan, hangi mezhebi daha iyi biliyor ise o mezhebi uygulamasıdır. Koca da böyledir. Yani eşlerin birbirlerinin mezheplerini seçmeleri zorunluluğu yoktur. Bu konuda erkek de, kadın da, çocuklar da bağımsızdırlar, bağımsız hareket edebilirler. Yalnız, unutulmamalıdır ki, bir zorunluluk olarak değil; aynı çatı altında bulunmalarından dolayı uygulama kolaylığı sağlaması gerekçesiyle, tercihen, evde en rahat uygulama imkânı bulunan veya en çok tercih edilen, ya da en çok bilinme ve öğrenilme imkânı bulunan bir mezhep ortak olarak seçilebilir. Bu konuda mezhep taassubuna gitmeden, en iyi uygulama imkânı bulunduğu düşünülen bir mezhepte karar kılınabilir.

***

Amerika’dan okuyucumuz: “Benimle yaşıt bir kız kuzenim var ve annem biz 1 yaşındayken onu doyuncaya kadar 1 kere emzirdiğini söylüyor. Biz fıkhen sütkardeş sayılıyor muyuz? Bu cevap kuzenim için pek bir şeyi değiştirmiyor ama onun birde erkek kardeşi var. Onun bana haram olup olmama konusunda muallâktayız. Ve benimde kız kardeşlerim var. Sütkardeşimin erkek kardeşi bana ve kız kardeşlerime helâl olur mu?”

Bir yaşındayken annenizin doyuncaya kadar bir kez emzirdiği kuzeniniz, yalnız kendisi, sizin ve kardeşlerinizin sütkardeşidir. Çünkü teşekkülünüzde aynı süt var. Fakat kuzeninizin kardeşleri ile siz sütkardeşi olmazsınız. Çünkü onlarla aynı sütü emmediniz.

Yani kiminle süt ortaklığı yapmış iseniz, siz kardeşler yalnız onunla sütkardeşi olursunuz. Onun kardeşleri ile sütkardeşi olmazsınız.

Dolayısıyla onun kardeşlerinden birisi ile sizin kardeşlerinizden birinin nikâhlanmalarının yolu kapalı değildir. Yalnız sizin annenizden emen sütkardeşiniz, sizin kardeşlerinizden hiçbirisi ile nikâhlanamaz. Çünkü o, sizin bütün kardeşleriniz ile sütte ortak olmuştur, yani sütkardeşiniz olmuştur.

27.07.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (26.07.2009) - Allah’ın rızasına ulaşmanın en kestirme yolu

  (25.07.2009) - Yerlerin ve göklerin yaratılışı

  (24.07.2009) - Kişi sevdiğiyle beraberdir

  (23.07.2009) - Vahdetü'l-vücut ve ölüm

  (22.07.2009) - Hile-i Şer'iye nedir?

  (21.07.2009) - Çocuk terbiyesi cennet adımlarındandır

  (20.07.2009) - İşârâtü’l-i'caz’da hidâyet kavramı

  (19.07.2009) - Adım adım Mi’raca adım adım cennete

  (18.07.2009) - Cemaatle namazda bazı hususlar

  (17.07.2009) - Zekât bereketi

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.