10 Kasım 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Ali FERŞADOĞLU

Deccalizm


A+ | A-

İslâm âlemi ve özellikle Türkiye’nin geri kalmasının temel sebebi, deccalizmin darbesini yemesidir.

Deccalizm; öylesine bahsedilip geciştirilecek bir hadise değildir. Hz. Âdem’den (as) kıyâmete kadar bütün kavimlerin Allah’a sığındığı dehşetli inançsızlık, fitne, fesat, ahlâkî dejenerasyon ve dinsizliğin resmen yürütüldüğü bir felâket, bir mânevî taundur.

İnsanlığı fıtratından uzaklaştırarak ahlâken de çökerten çeşitli “izm”lerin bir araya gelmesinden hâsıl olan dehşetli bir cereyandır. 19. asırda ortaya çıkan seküler (dindışı) ideolojilerin; kuvvete, kanuna, devlet gücüne dayanarak insanları kendisine benzetmeye çalışmasıdır. Yani, tornadan “tek tip, tek kalıp” vatandaşlar üretmeleridir. Sosyalizm, komünizm, faşizm gibi yerli-yabancı tüm “izm”ler farklı versiyonlarıdır.

Bu “izm”ler, Osmanlı’nın son döneminden, yani Tanzimat’tan sonra bu coğrafyaya da hulûl etmeye başlamıştı. Osmanlı’dan sonra Türkiye’de de rejim; “izm”lerin ideolojisine dayanır.

Bugün, dünyada 100 buluş yapılıyorsa, 99’u hür/demokratik ülkelerdedir. Zira, burada zihinler hür değil, fikirler hür değil. AB Komisyonu, Ekim 2009’da açıkladığı İlerleme Raporu’nda Türkiye’de ifade özgürlüğünü kısıtlayan birçok kanuni düzenleme bulunduğunu bildirdi. Düşünce ve inanç özgürlüğü yoktur. Vatandaş inancını yaşamak ister; devlet, rejim, sistem ise kovalar. Onlarca yıl, bu kovalamacalarla geçmiştir. Bugün bile durum aynıdır. Takip edelim:

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, açıkladığı İlerleme Raporu’nda Türkiye’de ifade özgürlüğünü kısıtlayan birçok kanuni düzenleme bulunduğunu bildirdi. İlerleme Raporunda, “Türkiye’deki yasaların ifade özgürlüğü için yeterli güvence sağlayamadığı ve bunun sonucunda, savcı ve hâkimlerin genelde kısıtlayıcı yorumları tercih ettikleri” dile getirildi. İfade özgürlüğünü kısıtlayan kanunlar arasında şahısları koruma kanunları da bulunmaktadır.

Evet gaye, bin yıldan beri İslâm imanı ve kültürüyle yoğrulan toplumu, inançlarından, tarihinden, örf ve geleneklerinden, mânevî ve kültürel değerlerinden sıyırıp dönüştürmek, yeni bir kimlik oluşturmaktı. Bunun için de başta din ve mânevî değerler hedef alındı.

Hedef, toplumu bin yıldan beri taşıdığı ve bayraktarlığını yaptığı kimlikten sıyırmak ve ona yeni bir kimlik kazandırmaktı. Dinin rol üstlenmesinin reddedildiği bir düzen içinde, yeni bir kollektif kimlik oluşturmaktı.1 Cumhuriyet, resmen pozitivizmi temel bir ideolojik temel olarak kabul eder. Ve bu sahada da iki karşıt uç gelişti: “Biz, kimliğimizden ne kadar uzaklaşırsak o kadar modern oluruz.” Buna karşı da, “Kimliğimize ne kadar çok sarılırsak ve hiçbir yeniliğe geçit vermezsek, o kadar gelenekçi ve dindar oluruz” diyenler oldu.2 Oysa Türkiye, hem Doğulu, hem Batılı olmak, hem kendisi gibi kalmak, hem de evrenselleşmek zorundaydı.3 Aslında, rejimin temelleri de sakat atılmıştı. “Cumhuriyet”in içi, “hürriyet, adâlet ve demokrasi” ile doldurulması gerekirken, bu isim altında, “sosyalizm ve bolşevizm” prensipleri yerleştirildi. Bunu Bediüzzaman, sosyal feraseti ile keşfederek deşifre eder: “Ehl-i dünya tarafından deniliyor ki: (...) ‘Tam sosyalizm ve bolşevizm düsturları bizim daha ziyâde işimize yaradığı için o sosyalizm düsturlarını kabul ettiğimiz halde, senin vaziyetin bize ağır geliyor. Prensiplerimize muhalif düşüyor...’”4

Özellikle Türkiye, deccalizmin etkisini çokça gösterdiği bir coğrafyadır. İşte bunun için Bediüzzaman, “Hicaz’da da olsam, Türkiye’ye gelmem lâzımdı” der. Çünkü, bütün mesele, deccalizmde düğümlenmektedir. Suyun başı ve vana burada. Tabiat Risâlesi ve 5. Şuâ, deccalizmi yıkma plan ve programıdır.

Dipnotlar:

1-Prof. Dr. Şerif Mardin, Türkiye’de Din ve Siyaset, İletişim, İst., 1998, s. 71.; 2-Mümtaz’er Türköne, Modernleşme, Laiklik ve Demokrasi, s. 9.; 3-Age, s. 29.; 4- Lem’alar, Yeni Asya Neşriyat, s. 174.

10.11.2009

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (09.11.2009) - "Kim takar Yalova Valisini" mi?

  (08.11.2009) - İlim adamı kimdir?

  (07.11.2009) - Çeyizin en hayırlısı

  (06.11.2009) - “Ölüm arslanıyla” pençeleşmeyi başaran...

  (05.11.2009) - Nefis terbiyesinde uyku ve biyo ritmik saat

  (04.11.2009) - Yeme-içmede sünnet-i seniyye ve modern tıp

  (29.10.2009) - Sigara yasağının alanı genişletildi, ama...

  (28.10.2009) - Müstencenlik ve Vahapoğlu’nun haltı!

  (27.10.2009) - Ecnebiler kitap, Türkler okuyanın canına okuyor!

  (26.10.2009) - Tevekkülü yanlış anlamamız bizi geri bıraktı

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.