19 Temmuz 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Ali FERŞADOĞLU

Nur mesleğinde müstebitlerle asla uzlaşılmaz


A+ | A-

Müslümanları geri bırakan sebeplerden beşincisi, “Çeşit çeşit sarî (bulaşıcı) hastalıklar gibi intişar eden istibdattır.1 İstibdat ise; bir şeyi zorla kabul ettirmek, İslâmiyeti zehirlendiren, herşeye bulaşarak zehrini atan muzır ve olumsuz bir haslettir. 2

Hayatının her safhasında hakkın hatırını yüksek tutan ve diktatatörlerle mücadele eden Bediüzzaman; müstebit, baskıcı, diktatör idarecilerle asla uzlaşmaz. Hatta, “Veli nazarıyla bakıyorum!” dediği II. Abdülhamid’in bile istibdadını, şiddetli bir şekilde eleştirir. Rus gazeteci Nadejda Kevorkova’nın ifadesiyle, “Cezalandırıcı yönetime karşı çıkma cesaretini göstermiş, inananlara aman vermeyen rejime ölümüne muhalefet etmiştir.” 3 Meşrû, hakîki meşrûtiyetin müsemmasına ahd ü peyman ettiğimden, istibdat ne şekilde olursa olsun, meşrûtiyet libası giysin ve ismini taksın; rast gelsem sille vuracağım”, 4 der.

“M. Kemal Paşa, itiraz ile, içindeki niyet ve halet-i ruhiyesini ifâde ile, Bediüzzaman’ı kendine çekmek ve nüfûzundan istifade etmek ister. Ve Bediüzzaman’a meb’usluk, hem Darü’l-Hikmet’teki eski vazifesini, hem Şark’ta Şeyh Sünûsi yerine vaiz-i umûmi, hem bir köşk tahsisi gibi tekliflerini reddeder. 5 Bediüzzaman, Sungur Ağabey’e diyor: “Menderes seni maarif nazırı yapsa. Mekteplerde Nurları okutacaksın dese, fakat arada sırada bazı meselelerde bizim dediğimiz gibi olacak dese, sen de kabul etsen... Nurdaki ihlâs bunu reddeder.” 6

Bediüzzaman’ın, “Ben bir mânevî âlemde İslâm Deccâlını gördüm. Yalnız birtek gözünde teshirci bir manyetizma gözümle müşahede ettim ve onu bütün bütün inkârcı bildim…” 8 dediği şahısları övmesi ve yamaklarıyla işbirliği yapması da elbette Risâle-i Nur’la asla bağdaşmaz. Bediüzzaman’ın bu husustaki hassasiyetini takip edelim:

Bütün mekteplerde ve dairelerde ve halkta, o ölmüş dehşetli adamın muhabbeti telkin ediliyor. Bu hâl ise, âlem-i İslâma ve istikbale pek elîm ve acı bir tesiri olacaktı. Şimdi ihtiyarımızın haricinde, onun mahiyeti ne olduğunu, en başta ve en ziyade alâkadar ve en son ondan vazgeçecek adamların ellerine katî hüccetler gösteren ve ispat eden Risâle-i Nur geçmesi, kemâl-i merak ve dikkatle okunması öyle bir hadisedir ki, bizler gibi binler adam hapse girse, hattâ idam olsalar, din-i İslâm cihetiyle yine ucuzdur. 9 Keza Bediüzzaman, “İşittim ki, en dehşetli ve muannid bir zındık, Kur’ân’a karşı sû-i kastını, tercümesiyle yapmaya başlamış. Ve demiş ki: “Kur’ân tercüme edilsin, tâ ne mal olduğu bilinsin.” Yani, lüzumsuz tekrarâtı herkes görsün ve tercümesi onun yerinde okunsun diye dehşetli bir plân çevirmiş.

Fakat Risâle-i Nur’un cerh edilmez hüccetleri katî ispat etmiş ki, (...) Kur’ân’ın meziyetlerini ve nüktelerini başka lisân muhâfaza edemez. Ve herbir harfi on adetten bine kadar sevap veren kelimât-ı Kur’âniyenin mu’cizâne ve cemiyetli tâbirlerinin yerinde beşerin âdi ve cüz’î tercümeleri tutamaz, onun yerinde câmilerde okunmaz, diye Risâle-i Nur her tarafta intişârıyla o dehşetli plânı akîm bıraktı. Fakat, o zındıktan ders alan münâfıklar…” 10 şeklinde İslâm şeairini tahrip eden ahirzamanın dehşetli eşhasını ve yardımcılarını, böyle tavsif eden Risâle-i Nur’a rağmen, “Dine hizmet ettiler, kahraman idiler!” diye muhabbet beslemek veya beslettirmek; Risâle-i Nur’la bir ilgisi olmadığı gibi, bilâkis, ona karşı cephe almak ve muaraza etmektir.

28 Şubat arefesinde, darbecileri/müstebitleri destekleyip, “içtimâî direnci” kıran herhangi birinin Risâle-i Nur’la, Nurculukla ne ilgisi olabilir? Ve müstebitleri/darbecileri övüp, Ahrarları yermenin akıl-mantıkla bağdaşır yanı nedir?

Dipnotlar:

1- Tarihçe-i Hayatı, s. 79.; 2- Münâzarât, s. 22.; 3- Gazeta, 220. sayı, 23.11.2007.; 4-Said Nursî, Tarihçe-i Hayatı, s. 63.; 5- Tarihçe-i Hayatı, s. 131.; 6- cevaplar.com.; 8- Şuâlar, s. 514.; 9-Şuâlar, s. 298-299.; 10- Sözler, s. 425.

19.07.2010

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (16.07.2010) - Bediüzzaman, Rusya ve Avrupa

  (15.07.2010) - Düğün ve merasimlerde de meşrû daire keyfe kâfi

  (14.07.2010) - Edep çerçevesindeki eğlence

  (13.07.2010) - Düğünden borç bataklığına…

  (12.07.2010) - İnşaat mühendislerine bir proje teklifi

  (10.07.2010) - “Ilımlı Müslüman Projesi”ne dikkat!

  (07.07.2010) - Hedefi iktidar olan riyakâr davranır!

  (06.07.2010) - Nur hareketi bir çıkar grubu değildir

  (05.07.2010) - Diğer medeniyetlerde kadın ve çocuk

  (02.07.2010) - Marifet, tersinden okumak mı?


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.