Çocukken Cumhuriyet Bayramlarını nasıl bir coşku ile kutlardık değil mi? İstiklâl Marşını okurken göğsümüz kabarır, bayrağımıza bakarken gözlerimiz yaşarırdı.
Şiir okurken hançeremizi yırtarcasına bağırırdık. Küçücük yüreklerimizde kocaman duygular taşırdık. Zira cumhuriyet bizim için hürriyetti, barıştı, eşitlikti, halkın iradesinin üstünlüğü idi.
Çocukların cumhuriyetinde herkesin hakkına, düşüncesine, hayat tarzına saygı vardı. Kimse kimseyi inancından, örf ve âdetinden, kılık ve kıyafetinden dolayı bir ayırıma tabi tutmayacak, insanlar hür doğduğu gibi hür olarak hayatına devam edecekti.
Çocukların cumhuriyetinde hep neşe vardı. Yüzler gülüyor, kalpler heyecanla çarpıyor, ellerdeki bayraklar çoşkuyla sallanıyordu. Zira vatanımız düşman işgalinden kurtarılmış, insanlar hür olmuş, yeni bir medeniyet yoluna girilmişti. O günkü çocuklar hürriyet içinde büyüyecek, modern okullarda okuyacak, muassır medeniyet seviyesine çıkacaktık.
İlkokulda iken öğretmenlerimiz cumhuriyetin faziletini anlatırlardı. Anlatmakla da kalmaz, tatbikatını yaptırırlardı. Sınıf başkanı seçimi, tam bir cumhuriyet tatbikatı şeklinde yapılırdı. En az iki aday tesbit edilir, bunların da ikişer tane yardımcıları olurdu. Kartondan bir seçim sandığı koyulur, herkes oy vereceği adayın ve yardımcılarının isimlerini yazarak sandığa atardı. Kazanan ekip o seneki sınıf başkanlığını yürütürdü.
Bizim seçimlerimizde hile hurda yapılmaz, kazananlar herkes tarafından alkışlanır, hiç bir itiraz olmazdı. Sonra büyüdük, bize cumhuriyet çocuğu dediler. Seçmen olduk, oy kullanmaya başladık. Fakat bu seçimler çocukların cumhuriyetindeki seçimlere benzemiyordu. Rakiplere iftiralar, hakaretler, sandık hileleri, kavgalar eksik olmuyordu. Neticede yine de birileri seçiliyordu. Bir müddet sonra bakıyorsunuz, benim seçtiğim, benim adıma icraat yapacak kişi, başka bir partiye geçmiş. O zaman benim bu reyim gasbedilmiş olmuyor mu?
Hani cumhuriyet, halkın kendisi adına icraat yapacağı kişileri iş başına getirmenin adıydı? Sonra, bazı dönemler oldu, cumhurun seçtiği insanlar, cumhurun düşüncesine, inancına, örf ve âdetine uymayan, hatta karşı olan icraatlar yapmaya başladılar. Ekseriyetin fikri yerine azınlığın fikrini hakim kıldılar. Âdeta, "Cumhuriyet varsa, benim dediğim olur" dediler. Cumhuriyeti, manasız isim ve resimden ibaret bir rejim olarak görenleri gördük. Ben hakiki Cumhuriyeti istiyorum.
Yine cumhuriyet şiirleri okurken hançerim yırtılırcasına bağırmak istiyorum. Yine bayrağım göndere çekilirken aynı heyecanı yaşamak istiyorum. Cumhuriyet çocuğu yerine, çocukların cumhuriyetinde yaşamak istiyorum. Ben çocukluğumdaki cumhuriyeti istiyorum.