Edep, haya, utanma duygusu gibi kavramlar, insan fıtratına yerleştirilmiş en güzel duygulardandır. İnsanın fıtratı bozulmadığı müddetçe, bu özellikler insanı güzelleştirir. Allah katında ve başka insanlar yanında değerli kılar.
Edepli insan, zarif, kibar, kalp kırmayan, gönül yıkmayan insandır. İnsanın kalbi temiz ruhu pak, gönlü zengin ise, içindeki güzellikler yüzüne yansır. Öyle insanlar vardır ki, yüzüne baktığınız zaman içinizde bir sevgi, sıcaklık ve samimiyet duygusu belirir. “Ne güzel insan” dersiniz. Duruşuyla, gülümsemesiyle, konuşmasıyla, içindeki güzelliğini yüzünden görürsünüz.
Edepli insan, mütevazı olur, kibir gurur taşımaz. Yüzüne baktığınız zaman yüzü kızarır, bu kırmızılığın altında masum bir cemal görünür. Konuşurken saygısı, samimiyeti, yüzünden okunur.
Edepli insan, utanan insandır. Utanma duygusu ise, imandandır. Peygamber Efendimiz (asm) bu hususta şöyle buyurmuştur: “Hayâ îmandandır ve hayâlı olan kimse cennettedir! Hayâsızlık ise kalbin katılığındandır; kalbi katı olan da Cehennemdedir!..” 1
İmanlı insan, utanan insandır. Utanma ise, önce Allah’tan utanma ile başlar. Fıtratı bozulmamış bir insan, utanılacak bir suç işleyeceği zaman, önce Allah’ın kendisini gördüğünü düşünür, O’nun huzurunda o işi yapmaktan haya eder ve vazgeçer. Sonra başka insanlardan utanır, toplum içinde itibarının kalmayacağını, insanlardan nefret göreceğini düşünür, böylece kendisini kötü amellerden korur. Bu da onun hem Allah katında, hem kul nazarında sevimli kılar.
Mevlâna Hazretleri edep konusunda şöyle der: “Güzeli güzel yapan edeptir, edep ise güzeli sevmeye sebeptir.”
Edep, insanın hem kendine hem de çevresine karşı saygısını gösteren en ince ahlâkî ölçüdür. Güzellik sadece dış görünüşte değil, davranışlarda, sözlerde ve niyetlerde de kendini gösterir. İşte edep, insanın iç dünyasındaki güzelliği dışa vuran bir aynadır.
Güzelliğin en kalıcı olanı, yüzlerde değil, gönüllerdedir. Edep, gönül güzelliğinin en belirgin göstergesidir. Yüz zamanla değişse de, edepli bir duruş ömür boyu insanı güzel kılar. Çünkü edep, hem Allah’a hem de insana karşı saygının ifadesidir.
Herkes güzel olmak, güzel görünmek ister. Kimisi güzelliği pahalı elbiselerde, kimisi güzellik salonlarında ve kozmetik ürünlerine arar. Halbuki hakikî güzellik, edep dairesinde ve haya libasındadır
Sonuç olarak, hakikî güzellik aynalarda değil, edepte saklıdır. Edebiyle yaşayan insan, hem kendi ruhunu hem de etrafındakilerin kalbini güzelleştirir. Unutulmamalıdır ki, edep insanı yüceltir; edepsizlik ise insanın değersiz kılar
Dipnotlar:
1- Buharî, İman, 16