"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman ve Japonlar

Abdülbakî ÇİMİÇ
03 Mart 2022, Perşembe
Bediüzzaman’ın Hayatı’ndan Tesbitler-177

Bizler iki seneyi aşkın bir süredir Bediüzzaman’ın hayatından tesbitler üst başlığı ile Bediüzzaman Hazretleri’nin hayatını kronolojik olarak seri yazılar olarak yazmaya çalışıyoruz. Bu süre içerisinde yardımlarına ve çalışmalarına müracaat ettiğimiz epey insan var. Bunların başında Bilâl Tunç, Nahit Topaloğlu, Mehmet Çetin, Orhan Dindar, Abdurrahman Aydın ve daha birçok isim var. Bediüzzaman’ın hayatına katkı yapmış ve belge konusunda hassas olan bu isimler ile yüz yüze görüşmelerimiz olduğu gibi, telefonla ve yazışarak da iletişimimiz devam ediyor. Yazı serimiz süresince de bu iletişimimiz devam edecek inşâallah.

Bediüzzaman ve Japonlar meselesi ile ilgili özellikle Bilâl Tunç, Selim Mardin ve Mehmet Çetin’in ciddî araştırma ve çalışmaları mevcut. Bizler ise Bediüzzaman’ın ilk İstanbul seyahati sonrası bu konuyu gündemimize almamız gerekirken geciktiğimizi ifade edelim. Çünkü biz bu aralar seri yazılarımıza 1912 yıllarını yazıyoruz. Bediüzzaman’ın Şam seyahati sonrası ikinci kez İstanbul’a gelişi, Rumeli gezisine katılması ve sonrasında İstanbul’da bir kısım eserlerinin basımı ile ilgilendiği zamanları tahlil etmeye çalışıyoruz. Derken bazı kaynaklarda Japon Başkumandanı Mareşal Count Nogi Maresuke bir hey’etle birlikte Haziran 1911’de İstanbul’a gelip, çeşitli sualler sormuş olduğu bilgisine ulaştık. Böylece Bediüzzaman ve Japonlar konusunu biz de gündemi almış olduk. Bu kaynaktaki bilgilere göre aslı Beşinci Şuâ olan sualleri soran kişinin Japon Başkumandanı Mareşal Count Nogi Maresuke olduğu düşünülüyor. Çünkü Mareşal Count Nogi Maresuke’nin İslâm dinini tetkik ederek, zihnindeki bazı istifhamları gidermek amacıyla, İslâm hilâfetinin payitaht-ı İstanbul’un büyük âlimlerinden çeşitli sualler sormuş olduğu ifade ediliyor. Böylece o sıra Bediüzzaman’ın şöhreti de her tarafı kapladığı için, İstanbul âlimleri, altından kalkamadıkları çetin soruları gelip Bediüzzaman’a sormuşlar. Böylece Bediüzzaman’a sorulan bu suallerin ekserisi müteşâbih olan bazı hadis-i şeriflerin hakikatlerine dair olduğu için Bediüzzaman bu suallere cevaplar vermiş. 1

Pekâlâ bu sualleri soran kişi Japon Başkumandanı Mareşal Count Nogi Maresuke olabilir mi? Acaba sorular hakikaten 1911 yılında mı sorulmuş, yoksa daha önce bir başka Japon kumandanı veya Japon Devleti namına mı sorulmuş? İnşâallah bu sorulara cevap aramaya devam edeceğiz. Bizim de merak ettiğimiz bu konu, yani Risale-i Nur ve Japon meselesi üzerine birkaç haftadır gazetemiz yazarlarından muhterem Mehmet Çetin seri yazılar yayınlıyor. Bu yazılar esnasında kendisi ile fikir alış verişlerimiz oldu. Muhterem Mehmet Çetin yazılarına başlayınca bizim yaptığımız çalışmanın da seri yazılar içerisine girmesi konusunda mutabık kaldık. Belki aynı zamana tevafuk eden yazılar tekrar gibi olabilir, ancak tekrarda tekid vardır kâidesince, bizler de seri yazılarımız arasına yaptığımız araştırmalardan, istifade ettiğimiz Bilâl Tunç ve Mehmet Çetin’in çalışmalarından istifade ederek konuya devam etmeye çalışacağız.

Müteharrî-i hakikat olan Japonlar

Genel bir değerlendirme yapacak olursak Risâle-i Nur eserlerinde Japonlarla ilgili mevzûlar olduğunu biliyoruz. Bunların başında Nokta Risâlesi’ndeki “Müstemi, müteharrî-i hakikat bir Japondur.”2 ifâdesidir. Bu Risâlede Bedîüzzamân Hazretleri Japonları dinleme makâmında ve müteharrî-i hakikat olarak ta’rîf eder. Hakîkaten Japonlar bu sıfata lâyıktırlar. Hatta Bedîüzzamân “Kesb-i medeniyette Japonlara iktidâ’ bize lâzımdır.” 3 diyerek hakikatleri ve doğruları araştırmada Japonlar’a uymamızı tavsiye eder. Çünkü Japonlar, “Avrupa’dan mehâsin-i medeniyeti almakla berâber, her kavmin mâye-i bekası olan âdât-ı milliyelerini muhâfaza ettiler.” 4 Japon Milleti medeniyetin güzelliklerini alırken, kendi millî âdetlerini ve kültürlerini muhâfaza ettiler.

Muhâkemât’ta Japonlar’ın sordukları soruların ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. “Onlardan bir sual: “Bizi, kendisine îmân etmeye çağırdığınız Allah’ın varlığına delâlet eden açık delil nedir? Mahlûkat neden yaratılmıştır? Yoktan mı? Maddeden mi? Yoksa onun zâtından mı? Ve diğer şüpheli sorular...” 5 gibi sorulan sorulara Bedîüzzamân ilgili eserinde cevaplar vermiştir. Bu sorulardan da anlaşılıyor ki Japonlar hakîkaten müteharrî-i hakîkat konumundadırlar. Bu sebepledir ki Avrupa’dan mehâsin-i medeniyeti aldılar ve terakkî ettiler. Dünyanın en ileri teknolojisine ve terakkîsine ulaştılar. Ancak noksan olan bir şeyler var ki, İlâhî ihtâr ile mânevî cihetten bazen arzî ve semâvî musîbetlerle ciddî olarak ikaz olunuyorlar. Muhâkemât’taki Allah’ın varlığına dair sordukları sorular, inşâallah onları hakikî din olan İslâmiyet ile müşerref kılar. Fıtratlarındaki müteharrî-i hakikat meyelanı, inşallah yaratılış gayelerine onları ulaştırır.

Konuya devam edeceğiz…

Dipnotlar:

1- ABIBSNİŞ, Cilt-I, s. 813. 

2- Mesnevî-i Nuriye, 2006, s: 384. 

3- Eski Said Eserleri, 2009, s: 175. 

4- Eski Said Eserleri, 2009, s: 175. 

5- Muhakemat, 2006, s: 162-63.

Okunma Sayısı: 2358
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet Çetin

    3.3.2022 15:39:29

    Tebrik ediyorum. İnşaallah bu konu Çimiç Hocamız ve emsalî araştırmacılar vesilesi ile daha da aydınlanır. Burada esas olan; bu hâdiselerin nakledilmesi yanı sıra söz konusu Beşinci Şua'nın mana ve mahiyetinin anlaşılmasına yardımcı olmalıdır. Beşinci Şua'daki hadislerin istikametli anlaşılması, mevcud imanın istikametle yaşanmasına vesile olacaktır, inşaallah. Tekrar tebrik ediyorum.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı