Ve haliyle türlü olaylar meydana geliyor. Çoğu zaman iş, aile, okul gibi meşguliyetlerden dolayı da yetişemiyoruz olaylara. Ancak hissesizd e kal(a)mıyoruz. Etkilenebiliyoruz, bilinçaltımıza işleyebiliyor. Ya da hususî olaylarla meşgul oluyoruz. Bunlar belli yaş grupları için normal sayılabilir. Ama gençler için durum farklı olabiliyor.

Ülkemizdeki binleri aşan yazılı görsel basının haberlerinin yalanlarını, aldatmacalarını, dizilerimizin rezillikleri, gazetelerin çirkeflikleri, ikiyüzlülüğü genç beyinlerde adeta beyin yıkama, törpülenme meydana getiriyor. Allah’a havale ederim Sorgulayamayan, düşünemeyen ve araştırmayan bir nesil... Zındıka komitesinin ‘yeni dünya düzeni’ projesi tıkır tıkır işliyor. Allah muhafaza ahiretimiz tehlikede.

Bizler Risale-i Nurlar’dan haberdarız. Haberi olmayanlardan sorumluyuz. Fakat alevleri göklere yükselen , “içinde evlâdım yanıyor” dediği bizler Risale-i Nurlar’ı bildiğimiz, okuduğumuz halde yaşanan olaylardan ne kadar korunabiliyoruz? Olaylara bakışımız, değerlendirmemiz nasıl? Yorumlayabiliyor muyuz?

İşte merhum Zübeyir GÜNDÜZALP Ağabeyden bir tesbit:

‘’Risale-i Nurlar’ı günde 10 sayfa okuyan kendini muhafaza eder, 15 sayfa okuyan şevke gelir, 20 sayfa okuyan hizmet eder.’’

Bu düsturu uygularsak işte o zaman “pencereden seyret içlerine girme” tesbiti ile kendimizi muhafaza eder, inandığımız gibi yaşarız. Binlerce örnekler mevcut; hem gündemi Risale-i Nurlar’la harmanlayarak (bu da ancak pusulamız olan Yeni Asyamızı okumakla olur), hem de Risale-i Nur’dan aldığımız dersi uygulayıp yaşayarak lisan-ı hal ile de hizmetimizi yapmış ve hizmetimize, dâvâmız olan iman kurtarmak dâvâsına dâvetimizi etmiş, bir nebze olsun üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmiş oluruz.

Su gibi geçen zamanda sel gibi üzerimize gelen tehlikelere barajımız olan Risale-i Nur’dan ve Yeni Asya Gazetesi’nden istifade etmek dileğiyle...