"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Avrupa’da helâl gıda problemleri ve çözüm yolları

Ahmed AKGÜNDÜZ
18 Ekim 2011, Salı
1. Problemlerin özeti

Avrupa’da sadece Müslümanların değil, Hristiyan olmayan din mensuplarının yani Hinduların, Yahudilerin ve Müslümanların bir gıda problem vardır. Bize göre problemleri en az olan grup Yahudilerdir. Avrupa devletlerinin de onlara karşı pozitif ayrımcılık uygulaması sebebiyle, “koşer” denilen kavramlarını ve buna dair tedbir mahiyetindeki kurumlarını kurmuş bulunmaktadırlar. Ancak onların da ileride işaret edeceğimiz bazı problemleri hâlâ devam etmektedir. Müslümanlar ise, kendi imkânlarıyla helâl-food müesseselerini kurmalarına, Türkiye ve benzeri Müslüman ülkelerden helâl gıda ithal etmelerine rağmen yine de problemleri devam etmektedir.
Bize göre Avrupa’da helâl gıda meselesindeki en büyük problem bilgi eksikliği ve konuyla alâkalı bazı problemleri farklı İslâmî kesimler tarafından farklı şekilde anlaşılmasıdır. Bütün Müslümanlar biliyor ki, domuz ürünleri, alkol, kan ürünleri, bazı et çeşitleri kesinlikle haramdır. Ancak mahiyet değişimi teorisi sebebiyle günümüz gıdalarının içindekiler kısmını helal haram diye ayırt etmek her zaman kolay değildir. Mesela jelatin ne olacak? Gliserin meselesi nasıl halledilecek? Bazı Müslümanlar ya helâl haram yiyecekler ile alakalı kitaplar, kitapçıklar ve hatta elle yazılan e-maddeleri ve benzeri konularla alakalı listeler hazırlayıp dağıtmaktadırlar. Bunlara ne kadar itimad edilecek? Bazı kuruluşlar cola’dan kraft peynire kadar bazan uzun uzadıya devam firma isimleri vermektedirler. Bunların sonu gelecek mi? Bunlar ideolojik mi?
Problemlerin en büyüğü helâl et meselesidir. Zira bu konuda da ihtilaflar bulunmaktadır. Asıl helâl gıdanın nirengi noktasını da bu oluşturmaktadır. Bir tarafdan “Ehl-i kitabın kestiği helâldir” diyenler bulunurken ve bu kaide İslâm hukukunda ittifakla kabul edilirken, diğer taraftan “% 50’si ateistim diyen Avrupalılara nasıl ehl-i kitap diyeceğiz” sorusu gündeme gelmektedir. Bu konu özellikle Güney Amerika, İspanya ve benzeri et ihraç eden ülkeler için hayatî önem taşımaktadır. Bir diğer hassas konu da başta Hollanda olmak üzere, bazı Avrupa Devletlerinin İslâmî kesime karşı başlattıkları hukukî mücadeledir. Hayvan hakları savunucularını arkalarına alan bu hükümetlerin bu konudaki temel sebebi İslâmophobia olduğu aşikârdır. (Twaigery and Spillman, 1989).
Helâl gıda meselesinin ekonomik açıdan da problemleri bulunmaktadır. Şunu söylemeden geçemeyiz ki, helâl gıdanın Avrupa’daki ekonomik değeri ve bütçesi, helâl gıda meselesini çözecek en önemli yoldur. Zira Avrupa’da helâl gıda ve özellikle de et pazarı milyar dolarlarla ifade edilmektedir. Bunun iki önemli sebebi vardır: Birincisi, Avrupa devletlerinde Müslüman nüfus sayısının hızla artmasıdır ve aksi beyanlara rağmen sadece Batı Avrupa’da 25 milyon vatandaş Müslüman sayısına ulaşmış bulunmaktadır.
İkincisi: Türkiye ve Mısır başta olmak üzere Müslüman devletlerin hem halklarının ve hem de hükümetlerinin şuurlanması sebebiyle, Avrupa ile gıda maddeleri konusunda pazarlık yaparken helâl gıda kriterlerini gündeme getirmeleridir. Albert Heijn marketler zinciri bile 45 şubesinde helâl gıda standı açmış bulunmaktadır. Dünyada helal gıda ticareti dünya gıda ticaretinin % 17’sine ulaşmak üzeredir. 2004 yılında 587 milyar doları bulan rakam 2010 yılında 641 milyarı bulmuş bulunmaktadır. Bu rakam Avrupa’da 2010 yılında 67 milyarı bulmuştur.
Üçüncü bir husus da, İslâm ülkelerinden gelen turistlerin helâl gıda arama şuurunun artmış olması ve aradığı zaman helâl gıda üreten mekânları bulabilmesidir ki, Müslüman ve gayr-i Müslim bütün şirketleri helâl gıda üretmeye teşvik eden bir etkendir.
Biz bu yazımızda bütün bu problemlerin tamamını halledecek ve çözecek değiliz. Ancak bazı Avrupa ülkelerindeki gayretler ve helâl gıda ile alâkalı kurumlara dikkat çekmeye çalışacak ve neticede tekliflerimizi sunacağız.
 
2.      Hollanda’da helâl gıda meselesi
Helâl gıda meselesinin en sıcak tartışılan ülkelerden birisi Hollanda’dır. Bunun sosyal, demografik ve siyasî sebepleri bulunmaktadır. Bazı hususları arz edelim.
Birinci husus: Hollanda’da Müslümanların nüfusu 1 milyonu aşmaktadır. 150 kişilik parlamentoda mutlaka 5 ve üstü Müslüman milletvekili yer almaktadır. Ancak Müslümanların helâl gıda konusunda ittifak edememeleri ve biraz da bu işin ticarî gayelerle yürütülmesi, devletten gelecek desteği geciktirmektedir. “Koşer” meselesini takip eden Yahudiler de önce ihtilaf halindeydiler; ancak ittifak ederek bu meseleyi kısmen çözdüler. Bu konuda bazı kurumlarda Faslıların (Stichting Halal Correct Certification ve Stichting Halal Voeding en Voedsel, gibi)1, bazılarında Endonezyalıların (Halal Audit Company = http://www.halalaudit.nl gibi) ve bazılarında ise tamamen Türklerin hâkimiyeti (www.tunafood.nl gibi) görünmektedir. Ancak bunların hiçbirisi bütün Müslümanların problemlerini göğüsleyecek anlayışta değillerdir. Bu meselenin Hollanda Ticaret ve Endüstri Departmanı (DTI), İhracat ve Ticaret Teşvik Bürosu (BETP) ve de Sosyal refah ve Sağlık Bakanlığı ile işbirliği içinde çözümlenmesi gerekmektedir.
İkinci husus; Helâl İslaâmî kesim meselesidir. Aslında bu meselenin temeli eskidir. Aslında bu mesele 1982 yılından itibaren tartışılmaya başlanmış ve 1986 yılında Müslümanlara İslâmî kesim hakkı verilmiştir. Ancak daha sonraki gelişmeler hep aleyhte olmuştur. Evvela, Hollanda’da bir süreden bu yana hararetli tartışmalara konu olan hayvanların uyuşturulmadan kesiminin yasaklanmasına dair önerge parlamentodan geçti. Böylece iki sandalyeli Hayvanlar Partisinin (Partij van de Dieren) parlamento gündemine taşıdığı önerge, 150 sandalyelik Hollanda parlamentosunun 29 Haziran günkü oturumunda, 116 oyla kabul edilmiş oldu. Hollanda’da yaşayan yaklaşık bir milyon Müslüman ile 40 bin civarındaki Yahudi’yi doğrudan ilgilendiren yasaya karşı Müslüman kurum ve kuruluşların, biraz geç de olsa, olaya sahip çıkmaları ve ortak deklarasyon yayımlamaları, öyle görünüyor ki, etkili olmadı. Şimdiki süreçte tasarının yürürlüğe girmesi için Senato’da onaylanması ve ardından da hükümetin imzalaması gerekiyor. Tamamen yürürlüğe girmesi durumunda Müslümanların helâl kesim hakkına önemli bir darbe vuracağı ve önümüzdeki Kurban Bayramı’nda önemli bir kaosa yol açacağı aşikâr.
Bilindiği üzere Müslümanlar için helâl kesim ve Yahudiler içinse “koşer” kesim, hayvanların bilincinin yerinde olmasını öngörüyor. Hollanda’da ve diğer pek çok Avrupa ülkesinde şimdiye kadarki uygulamada, mezbahalarda hayvanlar kesilmeden önce uyuşturuluyor; ancak Müslümanlar ve Yahudi kasaplar, din özgürlüğü sebebiyle, bundan muaf tutuluyor ve hayvan kesimini dinlerinin gereğince yapıyorlardı. Yasağın ardından helâl ve koşer usullerde kesim yapılan mezbaha ve kasapların faaliyetlerinin yasaklanacağı muhakkak. Dolayısıyla Hollanda’daki Müslümanların, Belçika ve Almanya’dan helâl kesim et ithalatına başlaması veya mezbahalarını oralara taşımaları yakın gözüküyor.
Yasağın görünürdeki sebebi, uyuşturulmadan kesilen hayvanın uyuşturularak kesilene göre, daha az acı çektiğine dair, Hollanda’da ve Avrupa’nın en önemli tarım üniversitelerinden biri olan Wageningen Üniversitesi’ndeki araştırmalar gösteriliyor. Buradan hareketle Hollanda parlamentosundaki milletvekillerin çoğu, dinî özgürlüklerin, hayvanlara gereksiz yere acı çektirilmesini haklı gösteremeyeceği üzerinde görüş birliğine varmışlar.
Son dönemlerde başta Hollanda olmak üzere Batı ülkelerinde İslâm karşıtı ve marjinal partilerin önemli rollerinin olduğunu görüyoruz. Buna göre bu partilerin, Müslümanları ilgilendiren oldukça önemli konulardaki önergelerine merkez partilere mensup pek çok milletvekili de destek veriyor. Müslümanların, iç hukuktan sonra bu yolu denemeleri mümkün gözüküyor. Başta da ifade ettiğimiz gibi, parlamentodan geçen bu yasanın, önümüzdeki süreçte yürürlüğe girmesi bekleniyor. Umarım beklenmeyen olur ve Senato’da yasa onay bulmaz.2
 
3.      İngiltere’de helâl gıda meselesi
İngiltere Avrupa ülkeleri içinde helâl gıda meselesini çözmeye yakın olan en önemli ülkedir. Zira İngiltere’deki Müslümanlar aralarında konu ile ilgili tartışmaları sonuçlandırmak, sorulara cevap vermek üzere Muslim Food Board (MFB) Müslüman Gıda Konseyini kurmayı başarmışlardır. Aynı şey Amerika için de geçerlidir. Zira Amerika’da IFANCA diye kısaltılan kuruluş helâl gıda meselesine vakıf ve hakim vaziyettedir. (Muslim Halal Food Board, 2000).  The Muslim Food Board (U.K.) 1992 tarihinde kurulmuş ve bu konuda JAKIM (Department of Islamic Development Malaysia) refere edilmiştir.3 İngiltere’de Tesco ve Sainsbury market zincirleri helâl gıda satmayı yıllardır yapmaktadırlar.
Bu arada İngiltere’de konuyla ilgili kurumlar da gelişmeye devam etmektedir. Bu konuda iki önemli kurum helâl gıda teşkilatları için referans durumundadır: Dünya Helal Konseyi (the World Halal Council = WHC) ve Avrupa Helal Sertifika Verenler Konseyi (the Association of Halal Certifiers, Europe = AHC). Londra’da bulunan Halal Food Authority, (HFA) bunlardan biridir.4 The National Halal Food Group da bunlardan biridir.5 İngiltere’de öenmli bir çalışma daha vardır ki, bu da GMWA (Halal Foodguide Service)’dir. Bu kuruluş helal haram listelerini hazırlamakta ve hatta teker teker gıda listelerini sitesine taşımaktadır.6
 
4.      Almanya’da helâl gıda meselesi
Avrupa ülkeleri arasında henüz kesin bir çözüm yoluna girmemiş bir ülke de Almanya’dır. Müslüman nüfus resmî iddiaların aksine 6 milyonu bulmaktadır. Almanya’da Türk işyerleri ve kasaplarını bir tarafa bırakırsak Alman marketleri ve kesimhaneleri meseleyi yeterince kavrayamamıştır. Çoğu kesimhaneler, İslâmî usullere göre kesim yapmaya gönüllü değillerdir. Sebebi hayvan haklarını savunan ve bunu protesto eden gruplardır. Alman kanunları uyuşturulmamış bir hayvanın kesimini yasaklamaktadır ve bu da çoğu Müslümanların itirazıyla karşılaşmaktadır. Bu sebeple helâl gıda teminatçıları helâl eti dışarıdan temin etme yoluna gitmektedirler. Bu meselenin Müslümanlar arasında çözüme kavuşturulmamış olması Alman hükümetinin de işine gelmektedir. Maalesef Almanlar Müslümanların helâl standartları üzerinde ittifak edememelerinden şikâyetçidirler.
Almanya’da helâl market durdurulamayacak şekilde gelişmektedir. Köln’de yapılan Ticaret Fuarına katılan 7000 firmanın 800 tanesi helâl gıda ile ilgilenen firmalar olmuştur. Almanya Gıda Perakendecileri Derneği de konunun önemini kabul etmektedir. Sadece Müslüman Türklerin alım gücünün 20 milyar euro’ya ulaştığını söylersek meselenin önemi daha da anlaşılır.
Konuyla alâkalı kurumlar da gelişmeye başlamıştır. Daha ziyade Türklerin hakim olduğu Hamburg’da kurulan European Halal Certification Institute7 bunlardan biridir. Rürsselsheim’de bulunan Halal Control kurumu8 ise daha ziyade diğer Müslüman grupların hakimiyetindedir. Halal Control grubu bu konuda uzman olan Malezya şirketleri ve kurumları ile işbirliği içindedir. Bunlar sadece örneklerdir. 9
 
5.      Fransa’da helâl gıda meselesi
Fransa’da şu anda 7 milyonun üzerinde Müslüman nüfus bulunmakta ve bunun % 70’ini Kuzey Afrikalılar yani Cezayir, Tunus ve Fas’lılar oluşturmaktadırlar. Bu Müslümanların yemek alışkanlıkları da önemlidir. Birinci derecede kendi yerel yiyeceklerini kendiler hazırlamaktadırlar. İkinci derecede gelirlerinin düşük olmasının etkisiyle Fransız lokantalarını fazla tercih etmemektedirler. Fransız yemeklerini helal gıda standartlarına göre ayarlamaktadırlar. Deniz ürünlerinin Kuzey Afrikalı Müslümanlar için sınırsız helâl oluşu önemli bir noktadır. Halal gıda konusunda Fransız Müslümanları arasında Asya kökenli olanlar daha hassastırlar. Helâl gıda konusunda Malezya gıda pazarına hakim hale gelmiştir.
Fransa helal kesim konusunda diğer Avrupa ülkelerinden daha müsamahalıdırlar. Helâl kesim meselesi, Milâdî Yahudilerin koşeri bağlamında Fransa’da gündeme gelmiştir. Buna göre Yahudiler, Fransa’daki tüm mezbahalarında koşer hükümlerine uygun olarak kesim yapma izni istemişler, ancak Fransız makamları buna izin vermemiş. Bunun üzerine Yahudilerin Fransa aleyhine açtığı dâvâda, iç hukukta olumlu sonuç alınamayınca, meseleyi AHİM’e taşımışlar. AHİM ise 2000 yılındaki kararında Fransa’yı mahkûm etmiş ve bütün Fransa’da Yahudilerin inancı gereğince hayvan kesimine (koşer) izin verilmesine karar vermiştir. Karar vermezden önce AHİM, konu hakkında Fransa Hahambaşı başta olmak üzere, üst düzey Yahudi hahamları ve kurumlarının da görüşüne başvurmuş. Bu önemli bir gelişmedir. Halalburger’lerin Fransız gıda merkezlerinde satılmaya başlaması, dünya basınının gündemine oturmuştur. 10

6.      Netice ve Çözüm Yolları
Biz sadece bazı Avrupa ülkeleriyle alâkalı kısa bilgiler verdik ve bazı problemleri gündeme getirdik. Ancak bunun kısa da olsa çözüm yollarını da göstermek ve bazı tavsiyelerde bulunmak gerekiyor:
1.   Mutlaka Avrupa’daki bütün Müslümanların saygı duyacağı Helâl Gıda Fetva komisyonu kurulmalıdır. Zira Müslümanlar neyi nereden öğrenecekleri konusunda şaşkınlık içindedirler. Bütün Müslüman topluluklar bir araya gelemese bile, Müslüman Türk topluluğu veya Arap Toplulukları böyle bir fetva komisyonunu kurmak durumundadırlar. İngiltere’deki Helâl Gıda heyeti bunun bir güzel örneğini teşkil etmektedir. Bu heyet hiçbir ticari gaye gütmemeli ve Avrupa perspektifinde konu ile ilgili görüşler beyan etmeli ve verilen helâl sertifikalarını değerlendirmeli ve nihayet Müslümanların mümkün mertebe tek bir helâl sertifikası standardında ittifak etmesi için elinden geleni yapmalıdır. Bu sertifikayı farklı kuruluş ve şirketler verebilir; ancak standartlar aynı olmalıdır.
2.   Müslümanlar için helâl haram listelerinden ziyade helâl gıda konusunda İslâlar halinde yayınlanmalıdır. Bunun için İslâm yardımlaşma teşkilatı veya İslâm kalkınma bankası araştırma fonları tahsis eylemelidir. Eğer böyle bir şey yapılırsa, Rotterdam İslâm Üniversitesi buna öncülük etmeye hazırdır.
3.   Helâl gıda Pazar Avrupa’da 2010 rakamlarına göre 67 milyar euroyu bulduğundan dolayı müthiş bir helâl sahtekârlığı başlamış bulunmaktadır. Hollanda’da yapılan bir araştırmada helâl dönerler üzerinde yapılan bir kontrol ve araştırmada yüzdesini vermeyi utandıracak seviyede sahte helâl et ortaya çıkmıştır. Bunun mutlaka ahlâkî ve hukuki müeyyidelere bağlanması gerekmektedir.
4.   Müslüman devletler, başta Türkiye ve Mısır olmak üzere, tıpkı Malezya devleti gibi, helâl gıda meselesini vatandaşlarını korumak amacıyla bir devlet politikası haline getirmelidir.

Dipnotlar:
[1] http://www.halalcorrect.com; burada kontrolleri Vereniging van imams in Nederland denilen Hollanda İmamlar Derneği yapmaktadır ki, tamamen Faslı imamlardan ibarettir.  www.halal.nl; kontrol Majlis Al Ifta tarafından yapılmaktadır.
[2] Ozcan Hıdır, http://www.stargazete.com/acikgorus/hollanda-da-kurban-ibadeti-artik-yasak-haber-367429.htm.
[3] http://www.tmfb.net
[4] http://www.halalfoodauthority.com.
[5] http://www.nationalhalal.com.
[6] http://www.gmwa.org.uk.
[7] http://www.irsmm.org/gallery/european-institute-halal-certification.
[8] http://www.halalcontrol.de.
[9] Konuyla ilgili olarak bkz. http://www.spiegel.de/international/germany/0,1518,653585,00.html.
[10] http://www.independent.co.uk/news/world/europe/frenchfastfoodchaingoeshalal1904038.html.

Okunma Sayısı: 12690
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı