"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Davete niçin icabet edilmez?

Cenk ÇALIK
11 Kasım 2025, Salı
“De ki: Ey kitap ehli, yalnızca Allah’a, bize indirilene ve önceden indirilene inanmamız ve sizin çoğunuzun fasıklar olmanız nedeniyle mi bizden hoşlanmıyorsunuz?”1

“Kendilerine Kitaptan bir pay verilenleri görmedin mi? Aralarında Allah’ın kitabı hükmetsin diye çağrılıyorlar da, onlardan bir bölümü yüz çeviriyor. Onlar, işte böyle arka dönenlerdir.”2 

“Ey kitap ehli, neden hakkı batıl ile örtüyor ve bildiğiniz halde hakkı gizliyorsunuz?”3 

“De ki: Ey kitap ehli, Allah yaptıklarınıza şahid iken, ne diye Allah’ın ayetlerini inkâr ediyorsunuz?”4 

“Kendilerine kitaptan bir pay verilenleri görmedin mi? Onlar, tağuta ve cibt’e (puta) inanıyorlar ve diğer inkâr edenler için: ‘Bunlar, iman edenlerden daha doğru bir yoldadır’ diyorlar.”5 

Davete niçin icabet edilmez?

Mezkûr ayetlerde kitap ehline aklı, kalbi ve vicdanı harekete geçiren bir davet vardır. Dikkat edildiğinde ehl-i kitap mensuplarının çoğunda nefsine uyan, doğruyu bildiği halde tarafgir olmaları sebebiyle hakikatten yüz çeviren bir karakter görülür. Bu davete icabet etmemek aslında iki cihanlarını tenvir edecek hakikatlere kulak tıkamaktır. Mezkûr ayetlerde geçen “hoşlanmama, yüz çevirme, hakkı gizleme, inkâr” gibi kelimeler iç dünyalarını ele verir. Anlaşılan o ki vicdanları kabul ettiği halde batılı savunmaya çalışarak iki yüzlü bir tutum sergilerler. Bu tutarsızlık elbette ne kendi dünyalarında ne de sair insanlarda makes bulmaz. İnanmadığınız bir yalana kimseyi inandıramazsınız!

İmansız Cennet mümkün mü?

“Ümmetimden veya Yahudîlerden ya da Hıristiyanlardan her kim benim peygamber olduğumu işitir de bana iman etmezse o kişi Cennete giremeyecektir.”6 

Mezkûr hadis ehl-i kitabın kendilerini avutmak için söyledikleri en büyük yalanın hazin sonundan haber verir. Peygamberimize (asm) iman etmeden Cennete girmek mümkün değildir. Bu hakikat sadece ehl-i kitabı değil Müslümanları da kapsar. Son yıllarda toplum mühendisliği yapılarak Deizm ya da Kur’ân müslümanlığı adı altında hadis inkârcılığı ve peygamber (asm) düşmanlığı yapanların kulakları çınlasın!

Makûl teklif: İslâm!

“Ey ehl-i kitap! İslamiyeti kabul etmekte size bir meşakkat yoktur; size ağır gelmesin. Zira, size bütün bütün dininizi terk etmenizi emretmiyor. Ancak, itikadatınızı ikmal ve yanınızda bulunan esasat-ı diniye üzerine bina ediniz diye teklifte bulunuyor. Zira Kur’ân, bütün kütüb-ü salifenin güzelliklerini ve eski şeriatlerinin kavaid-i esasiyelerini cem etmiş olduğundan usulde muaddil ve mükemmildir. Yani, tadil ve tekmil edicidir. Yalnız, zaman ve mekanın tagayyür etmesi tesiriyle tahavvül ve tebeddüle maruz olan füruat kısmında müessistir. Bunda aklî ve mantıkî olmayan bir cihet yoktur.”7

Üstadın mezkûr pasajdaki izahatına dikkat edildiğinde ehl-i kitaptan bütün bütün dinlerinden vazgeçmeleri gerekmediği görülür. Kendi dinlerindeki tahrif sebebiyle yanlış ve eksik kısımlarının vahiy ekseninde değişimi İlâhî bir ikram olarak görmek gerekir. Bu daveti bir manada “Köprüden önceki son çıkış!” olarak da anlayabiliriz. Zira bu çıkışı kaçıran cehenneme çukuruna yuvarlanmaktan kurtulamaz vesselam…

Dipnotlar: 

1- Mâide Sûresi: 59; 2- Âl-i İmrân Sûresi: 23.

3- Âl-i İmrân Sûresi: 71;  4- Âl-i İmrân Sûresi: 98.

5- Nisâ Sûresi: 51; 6- Ahmet bin Hanbel, Müsned, IV. 396; 

7- İşârâtü’l- İ’câz, s. 52.

Okunma Sayısı: 246
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı