Hekimler ve sağlık çalışanları dün iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. En yoğun katılımın gerçekleştiği eylemde sağlık sisteminin gittikçe tıkandığı vurgulandı.
Hekimler ve sağlık çalışanları dün (15 Haziran Çarşamba) tüm yurtta iş bıraktı. Türk Tabipleri Birliği ile (TTB) on ayrı birlik, sendika, dernek ortak eyleme gitti. Cumhuriyet tarihinin sağlık sektöründeki en yoğun iş bırakma eylemini Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF), Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik Dayanışma Sendikası, Genel Sağlık-İş Sendikası, Hekim ve Diğer Sağlık Çalışanları Kamu Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikası (Hekim-sen), Kamu Dişhekimleri Derneği (KADHED), Kamu ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Tabip-Sen), Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) birlikte yaptı. Aciller, yoğun bakım ve onkoloji hastaları dışındakilere hizmet verilmedi. TTB Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Sağlıkta Dönüşüm Programı’yla piyasalaşan; hastayı müşteri, hastaneleri işletme, hekim ve sağlık çalışanlarını köle gören sağlık sisteminin pandemi ve krizlerin etkisiyle gittikçe tıkandığını söyledi.
HASTANELER SADECE ACİL HASTALARA HİZMET VERDİ
Cumhuriyet tarihinin sağlık sektöründeki en yoğun iş bırakma eylemine Türk Tabipleri Birliği ile (TTB) on ayrı birlik, sendika ve dernek katıldı. Hastanelerde aciller, yoğun bakım ve onkoloji hastaları dışındakilere hizmet verilmedi.
‘Oyalama taktikleri‘
Defalarca taleplerini dile getirdiklerini belirten Fincancı şöyle devam etti: “Aylardır “çıktı çıkacak, müjdemiz var, yeni düzenleme kapıda, bu ay gelecek” sözleriyle oyalama taktikleri devreye konuldu. Komisyondan geçen ve bugün TBMM’ye getirilecek, içinde bizlere, taleplerimize, haklarımıza yönelik hiçbir iyileştirme içermeyen bu yasayı kabul etmiyoruz. “Bu yasayı geri çekin” diyoruz.” Sağlıksızlık dayatan sistemin içinde görevlerini yapamadıklarını söyleyen Fincancı, şunları dedi: “Koruyan değil hastalık üreten bu sistem daha fazla hasta, daha fazla hastalıkla kâr etmeyi hedeflerken, bizlere de mesleki tatminsizlik, daha yoğun geçen çalışma saatleri, daha uzun mesailer, daha büyük duygusal yük olarak yansımakta. Bu yılın daha mayıs ayında hekim göçü 938’e ulaşmış, giderek artan intiharların en son örneği daha dün 9 Eylül Tıp Fakültesi’nde yaşanmışken, ekran başlarında, meclis komisyon odalarında emeğimiz ve mesleklerimizle adeta alay ediliyor. Oyalama taktikler ile mücadelemiz zayıflatılmaya çalışılıyor.”
Sağlıkta dönüşüm, sağlıkta çöküşe döndü
AHEF Başkanı Dr. Kemal Noyan, kanun teklifi hazırlanırken muhataplarına sorunlarını anlatmaya çalıştıklarını ancak anlaşılmadıklarını söyledi. Ülkedeki yıllık toplam 600 milyon poliklinik hizmetinin 247 milyonunun aile sağlığı merkezlerinde verildiğini belirten Noyan, şunları dedi: “Toplam sağlık personelinin yüzde beşiyle poliklinik hizmetlerinin yüzde 40’ndan fazlasını biz veriyoruz. Ancak aile hekimliği sistemi çökmek üzere. Sağlık sisteminin tüm derdinin para olduğunu sanılıyor. Aksine, ortada bir demokratik bakış eksikliği var. Sağlıkta dönüşüm, sağlıkta çöküşe döndü.” AHESEN Başkanı Dr. Gürsel Özer, sürekli iyileştirmeden, ek ödemelerden bahsedilerek algı yönetimi yapıldığını söyledi.
Haber Merkezi