Bazı kardeşlerimiz, “İhlâs Risalesi’ni okumakla da olmuyor, yaşamakla olur!” diyor.
Doğru, okumakla olmazsa, “okumamakla” hiç olmaz!
Kur’ân’ın ilk âyeti, ilk fermanı “Oku!” değil mi? İlk inen üçüncü âyette okuma emri tekrarlanmıyor mu? Kur’ân kelimesinin bir anlamı “Okunan!” değil mi?
Peygamberimiz (asm) okumayı, araştırmayı, ilmi / hikmeti aramayı tavsiye etmiyor mu?
Bediüzzaman ve sair müceddidler, müçtehidler ısrarla, tekrar ve tekrar okumak gerektiğini öğütlemiyor mu?
Öyle ise, illa okumak, illa okumak! Zira, anlamak ve yaşamak da okumaktan geçer. Muallimlik, doktorluk, mühendislik gibi meslekler okumak ile elde edilmiyor mu? Öyle ise, “okumalıyız, okumalıyız, okumalıyız!”
“Müessise, tesbit etmek için tekrar lâzımdır, te’kid için terdad lâzımdır, teyid için takrîr, tahkik, tekrîr lâzımdır.1 Bir şey yerleştirmek, tesis etmek için tekrar lâzımdır. Psikoloji, öğrenmenin en etkili formüllerinden birincisinin tekrar olduğunu söyler.
Herşey tekrara bağlı değil mi? Nefes tekrardır, yemek tekrardır, su içmek tekrardır, ibadetler, namaz tekrardır, tefekkür tekrardır, zikir tekrardır, fikir tekrardır! Hatta, reklâm ve pazarlama tekrardır!
Evet, İhlâs Risalesi ve Hücumat-ı Sitte’yi, İktisat lem’asını, aramızda beraber, tekrar, tekrar okumalıyız. Tabiî ki, Bediüzzaman, “sıradan okumaktan” değil, “anlayarak ve kabul ederek okumaktan”2 söz ediyor.
Madem “mabeyninizde beraber okumalısınız.”3 ve madem, İhlâs Risalesi “Bu lem’a laakal (en az) her onbeş günde bir defa okunmalı.” şeklinde belirlenmiştir.
Özellikle umumî derslere iştirak fazladır. İki ders yapılır. Her 15 günde üçüncü ders olarak da İhlâs Risalesi okunur. Ve bu, “Bu hafta İhlâs Risalesi okuma günüdür!” diye de ilân edilir.
İkinci dersin sonunda da şu ilânat da yapılabilir:
“Önemli bir işi veya mazereti olanlar gidebilir. Laakal (en azından) 15 günde bir okunma direktifi verilen İhlâs Risalesi okunacaktır…”
Türkiye’nin muhtelif beldelerinde sürdüren kardeşlerimiz, bunun yerleştiğini ve çok verimli sonuçlar alındığını ifade ediyor. Deneyen görür!
Dipnotlar:
1- Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 221. 2- Bediüzzaman, Lem’alar, s. 171. 3- Bediüzzaman Said Nursî, Kastamonu Lâhikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 172.