"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Binlerce mana meale yansıtılabilir mi?

Ali FERŞADOĞLU
14 Eylül 2022, Çarşamba
Kur’ân’da hükümler, tarihi vakalar apaçık lafızlarla açıklanır.

Bir kısmı da kıssa (haber) şeklinde yoruma ihtiyaç duyulmayacak şekilde bildirilir. Belâğat yönünden de mu’cize olan Kur’an’ın lisandaki edebi sanatların tümünü ihtiva eder ve yeni sanat türleri ortaya koyar. Bu sanatlardan doğan binlerce mânâlar vardır. Bunlar, asla tercüme, meâl ile değil, ancak, tefsirle ortaya çıkarılabilir. Her bir âyet, hatta kelime ağaç çekirdeği gibidir. Çekirdek ağacın tüm unsur ve sanatları taşır. Bir çekirdek ağacın olduğu gibi, Fâtiha da Kur’ân’nın fihristesidir. 

Kur’ân’da mânâlar ya direkt lafzi, zahir, sarih, açık, ya işâret, ya remiz, ya ima, telmih, telvih muhtevâ olarak bâtın yer alır. Bâtın (ilimde rasih, derinlik sahibi, ledün, metafizik) ilmine vakıf kimseler için Kur’ân baştan başa gaybî ihbarlar nevindendir. Kur’an ayetlerinin lafzi, yani, “sarih, zahir”, açık manaları olduğu gibi, herbirisinde “batıni, işari, remzi, hafi, imai…” anlamları vardır. Bu hususa müfessir Hamdi Yazır şöyle açıklık getirir: 

“Şüphe yok ki Kur’an apaçık bir Arapça ile inmiştir. Kur’anın dili, bilmece ve muamma gibi remizden ibaret sembolik bir ifade değildir. Ve şüphe yok ki nasslarda (kesin emir, hüküm, nassyetlerde) asıl olan, bir karine-i mania (Bir kelimenin asıl mânâda anlaşılmasına engel olan nokta) olmadıkça, zahiri üzere hamlolunmaktır. Bununla beraber, Kur’anın Ümmü’l-Kitap olan muhkematının (kitabın anası olan hüküm ayetlerinin) yanında ‘hafi (gizli), müşkil (çetin, zor), mücmel (öz olarak anlatılmış, kısa, özet) ve müteşabihatı (benzeşen, ayırt edilmesi zor olacak şekilde birbirine benzeyen); hakikatı (doğrusu, gerçeği), mecazı (bir sözün gerçek anlamından farklı kullanılması), sarihi (açık, anlaşılır manası), kinayesi (bir fikri, bir düşünceyi kapalı söylemek), istiaresi (kısaltılmış teşbih), temsili (teşbihin bir yönden değil, çok yönlü yapılması), tansısi (kayıtları teferruatıyla beraber iyice tetkik), îmâsı (üstü kapalı bir biçimde belirtme, dolaylı olarak sezdirmesi), belağatının nükteleri (ince manaları), tarizleri (sözü doğrudan değil, dolaylı olarak dokundurması), telmihleri (söz arasında meşhur bir olaya, bir söz, bir kıssa, bir mânâya işâret etmek), remizleri (herkesin ilk bakışta anlayamayacağı gizli işaretleri)’ de vardır. Bütün bunlarda en açık olan mana maksud olmakla beraber, müstetbeat-ı terakib (Sözdeki birbirine bağlı, işaretli mâna) denilen ve tâli (ikinci) derecede matlup olan nice ifadeler de vardır... Herhalde zahirilikte (Kur’ân ve sünnetin zâhirî, açık, görünen mânâsına bakmakta) ifrat etmek (aşırı gitmek) de, batınilikte (Kur’an ayetlerinin görünür anlamlarının dışında, daha derinde gerçek anlamları bulunduğu inancıyla ayetleri buna göre yorumlamakta) ifrat etmek (aşırıya gitmek) kadar zararlıdır.” (https://sorularlarisale.com/zahir-batin-hadd-matla) 

Okunma Sayısı: 1089
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cengiz

    14.9.2022 16:04:04

    Hocam Elmalılı Hamdi Yazır'ın dediği gibi ifrat ve tefritten kaçınmak lazım. Kuran'ı Kerim'in hiçbir zaman anlaşılamayacak bir kitap olarak sunulması (bu işin çok zor olduğunun anlatılması) inananları bu kitabı anlayarak okuyup tefekkür etmekten uzaklaştıracaktır. Zaten ülkemizde de bunu fazlasıyla görüyoruz. Ölülerin arkasından okunması yeterli görülmektedir. Belki de gerçek İslam anlayışının bu topraklara yerleşememesinin en büyük sebebi budur.

  • Cenk Çalık

    14.9.2022 09:32:54

    Evet, bir de bu nokta var. Yani bir kelimenin çok manası var. Tek manaya indirgemek eksik ve yanlış anlamaya sebep oluyor. Bir de işaret edilen mana var ki bu normal lügatle çözülecek bir durum değil. Ancak ilimde derinlik sahibi ve vazifeli şahısların devreye girmesiyle bir parça anlaşılabilir. Bunun içinde o işari manalar vazifeli kişilerin tefsirleriyle akla yaklaştırmak mümkün olmaktadır...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı