Peygamberimizin (asm) içinde bulunduğumuz müthiş zaman dilimini şöyle tarif etmemiş mi?
“Hz. Adem’in (as) yaratılışından itibaren Kıyamete kadar geçen süre içerisinde Deccaldan daha büyük bir hadise, daha büyük bir fitne yoktur.”1
“Deccalın şerri şeytandan daha etkilidir.”2
“Otuz kadar yalancı Deccaller çıkmadıkça Kıyamet kopmaz. Bunlardan her biri Allah’ın elçisi olduğunu zanneder.”3
Bu “otuz kadar yalancı deccaler” yukarıda bir kaçını saydığımız felsefik akımlar ve “izm”ler değil mi?
Bütün ehl-i imanla birlikte Deccalizmi/süfyanizmin şubeleri olan bu “izm”lerle savaşmıyor muyuz? Savaşta, malımız da harap olurken, yaralar da alır, şehid de verir, gazi de kazanırız! İnsanlığın en dehşetli savaşı bu! (Siyasal dinciler, dindar siyasalcılar bu savaşın neresinde?)
Savaş, kış-kıyamet, kar bora-fırtınada, bulaşıcı hastalıklar ortaya çıktığında hepimiz, hatta “evliyalar” da yara alır, üşür, hasta olur; değil mi? O zaman müdafaa taktikleri ve korunma tedbirleri almak gerekir; değil mi?
Şu halde hepimiz, iman ve İslam hakikatleriyle sıkı sıkıya giyinmemiz ve deccalizm kanserine karşı şua tedavisi almamız gerekir!
En büyük, en donanımlı, en tesirli, en ucuz hastanenin adı, Kur’ân tefsiri Risale-i Nur’dur.
Deccalizm-süfyanizmin kanserinin en etkili iyileştirme yol, “5. Şuâ” tedavisidir!
Deccalizm/süfyanizm kanserinden korkmayalım, “5. Şuâ” tedavisinde geç kalmaktan korkalım!
Dipnotlar:
1-Müslim, Fiten: 126.
2-Ramûzü’l-Ehadis, s. 518.
3-Tirmizi, Fiten 43, (2219); Ebu Dâvud, Melâhim 16, (4333, 4334, 4335).