"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Müvâzenesiz mîzansız olan çok aldanır”

Ali FERŞADOĞLU
04 Aralık 2021, Cumartesi
Nur hareketinde yer alan bazı grup ve isim yapmış şahısların içtimaî, siyasî meselelerde zikzaklar çizip savrulmalar yaşamasının sebebi Risale-i Nur ölçülerini gözardı etmeleridir. Şöyle ki:

● “İstibdat, zulüm ve tahakkümdür. Meşrûtiyet, adalet ve Şeriattır. Padişah, Peygamberimizin (asm) emrine itaat etse ve yoluna gitse halîfedir. Biz de ona itaat edeceğiz. Yoksa, Peygambere tabi olmayıp zulüm edenler, padişah da olsalar haydutturlar.” (Bediüzzaman, Divan-ı Harb-i Örfî, s. 23) 

Halbuki, bugün yapılan şey, iktidarın veya taraftar olduklarının dehşetli fahiş hatalarını bile bile desteklemeleridir. Oysa âdil ve hakperest olmalı. Tamam oy vermiş olabilirsin, ama, yanlışı, istibdadı tasvip edip alkışlayamazsın! 

Tam anlaşılamayan hususlardan birisi de, “Meşrûtiyet ile sû-i istimâlâtın ekser yolları münsed (setlenmiş, kapalı); istibdatta (baskıcı yönetimlerde) ise açıktır. (Münâzarât, Enstitü/internet, s. 39) 

İşte “Tedenninin mühim bir sebebi: Bazı rüesa ile haksız olarak millete fedakârlık iddia eden sahtekâr hamiyetfüruşlar veya velâyeti dâvâ eden ehliyetsiz bazı müteşeyyihlerdir...” (Münâzarât, s. 55) 

“Her hükûmette muhâlifler bulunur. Âsâyişe, emniyete dokunmamak şartıyla, hiç kimse vicdânıyla, kalbiyle kabul ettiği bir fikirden, bir metoddan dolayı mes’ul olmaz. Bu hukùkî bir müteârifedir.” (Tarihçe-i Hayat, s. 564)  

“Haksızlığa karşı, zulme karşı, kanunsuzluğa karşı muhâlefet, hiçbir hükûmette suç sayılmaz; bilâkis, muhâlefet meşrû ve samîmî bir muvâzene-i adâlet unsurudur.” (Tarihçe-i Hayat, s. 564) 

Bir millet cehaletle hukukunu bilmezse, ehl-i hamiyeti dahi müstebit edeceği (Bediüzzaman, Münâzarât, s. 74) hakikatiyle hareket edilmiyor… Şu kesin bir kuraldır: Şahıslar, kişiler yanılır, aldatılır, savrulur; meşveret yapan, uygulayan cemaatler, şahs-ı maneviler isabet eder. 

“Meşveret-i şer’iyeyle reylerinizi teşettütten muhafaza ediniz. İhlâs Risâlesi’nin düsturlarını her vakit göz önünüzde bulundurunuz.” (Kastamonu Lâhikası, s. 183) İşte bunlar gibi, daha birçok içtimaî, siyasî ölçü, prensibi uygulamayan savrulur! Zira, “Lübbü bulamayan kışır ile meşgul olur. Hakikatı tanımayan hayalâta sapar. Sırat-ı mustakîmi göremeyen ifrat ve tefrite düşer. Müvâzenesiz ve mîzansız olan çok aldanır, aldatır.” (Muhakemat, internet, s. 43) 

Okunma Sayısı: 1838
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ömer

    4.12.2021 09:25:22

    Binlerce tebrikler,hakikatları asrın Mehdisi izah etmiş.

  • Necati

    4.12.2021 08:34:20

    İctimai ve siyasi istikametini kaybedenler çok büyük bir manevi boşluga düşüyorlar. Çünkü bu zamanın hakiki bir mürşidi ve yol göstericisi, bir deniz feneri olan Risale-i Nur çizgisinden sabanların sahil-i selamete ulaşmaları çok zor.

  • Necati

    4.12.2021 08:30:40

    Allah muhafaza hemde öyle savrulmalar yaşanıyor ki; binlerce haksızlık zulüm ve huzursuzlukları yapanları alkışlıyorlar. Zülme rıza zulümdür hakikatınına rağmen. Bu kadar büyük bir vebali siyasî tarafgirlik ve tek adam hatırı için yüklenenler ahirete bunun hesabını nasıl verecekler

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı