"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İslâm öncesi eski Türklerde müzik anlayışı

Ali OKTAY
22 Aralık 2011, Perşembe
İslâm öncesi Türklerde, bazı dinî törenler yapıldığını, toy’larda veya ölenin ardından yaptıkları yuğ denilen törenlerde dinî müzik icra edildiğini tarihçiler yazmaktadır.
Meselâ Çin kaynaklarında, Türklerin Çin Seddi’ni aşan askerlerini davul benzeri müzik enstrümanları ile uğurladıkları yazılır. Hunlar ve Göktürkler’de bu dinî törenleri kam, baskı, şaman, ozan, oyun adı verilen ruhanîler yönetirmiş. Zamanla dinî anlayış değişince önceleri daha çok dinî anlam taşıyan şiir ve müzik de bu kimliğini kaybedip sanat yönü daha ağır basmaya başlar.
Türklerin eskiden beri “pipa, kopuz’’ isimli sazları kullandığı bilinmektedir. Nitekim Osmanlılar Rumeli’ye geçmeden önce Macarlar ve Ukraynalılar Atilla’nın ordularıyla gelen kopuzu tanımışlar ve kullanmaya başlamışlardır.
Ord. Prof. Dr. Fuad Köprülü Türklerin müzik hayatı ve tarihi konusunda şu bilgileri verir: “Türklerin ilk edebî verimlerinin dinî bir mahiyet taşıdığını raks ve musıkî ile daima beraber olduğunu söyleyebiliriz. Türk Müziğinin en eski şeklini “bahş-ı ozan”ların kopuzlarla çaldıkları nağmelerde aramak lâzımdır. Musıkî ve oyun halk arasında pek yayılmıştı. Eski Çin seyyahlarından biri Turfan ahalisinin seyahata çıkacağı zaman musıkî aletlerini yanlarında götürecek kadar müziğe düşkün olduğunu söylediği gibi, bazı Çin kaynaklarında gerek Göktürkler’de gerekse Uygurlar’da askerî mızıkanın mevcudiyetinden bahseder. Türklerin Arap ve Acemlerden ayrı bir millî müziği olduğuna hükmedebiliriz. Türklerin musıkî ile aletleriyle icra ettikleri terennümlere ‘’Gök‘’ sesle okuduklarına ‘’Ir‘’ ve ‘’dule‘’ denirdi. Göklerin adedi senenin günlerine müsavi olmak üzere 366 olup her gün Hakan’ın huzurunda bunlardan birinin terennümü teşrifat gereklerindendi. Eski Türk Hakanlarını ordugâhlarında her gün 9 gök çalınması sonraları Cengizler, Timurlar, Selçuklular ve Harezmilere geçmişti. Osmanlıların esasen Selçuklulardan aldıkları Mehter teşkilâtında özellikle 9 adedine büyük ehemmiyet verilmesi 9 Gök’ün muhtelif zaman ve yerlerdeki Türk Devletlerinde dinî bir ayin kalıntısı olduğuna kuvvetli bir delil teşkil eder. Gök kelimesi eski Türkçede ‘’ahenk, seda, beste‘’ manalarına gelir. Musıkî müelliflerine göre bu Gökler daha ziyade Uşşak, Buselik gibi kahramanlığı coşturan makamlarda olur idi.‘’ 
Ord. Prof. Dr. Fuad Köprülü böyle anlatıyor. Gerçekten de askerî müzik geleneği 9 Gök özelliği ile Selçuklular ve Osmanlılarda da devam etmiştir. Osmanlı padişahının mehter bölüğünde her sazdan 9 adet olması eski Türklerdeki gibi adeta kutsal bir adetti. Bu sebeple padişahın mehter bölüğüne dokuz katlı denirdi.
Eski adıyla Pipa daha sonra kopuz adını alan saz ise armuda benzer bir çalgı olduğu, ud ve lavtanın bu çalgıdan türetildiği söylenir. Yine tanbur da kopuzdan esinlenmiştir. Daha sonra Anadolu’da kopuzdan türeyen bağlamanın yerleştiğini görüyoruz. Bu konulara değinen müzik yazarları 13. Yüzyıldan itibaren yazılı eserler ortaya koymuşlardır. Meselâ Urmiyeli Safiyyü’d-din’in ‘’Şerefiye‘’ ve ‘’Kitabü’l Edvar‘’, Abdül Kaadiri Meragi’nin ‘’Makaasıdül Edvar‘’ ve ‘’Camiü’l Elhan’’, Mahmud Çelebi’nin ‘’Fethiyye‘’ ve ‘’Zeynü’l Elhanı‘’ gibi eserlerini sayabiliriz.
Okunma Sayısı: 27193
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı