"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kanaatin bereketi, hırsın hasareti

Ömer Said Tan
22 Temmuz 2025, Salı
Hırs, insanın aşırı derecede arzu ve istekle bir şeyi elde etmeye yönelmesi; doyumsuzluk, sınır tanımaz istekler ve ihtirasla tanımlanır.

Hasaret ise zarar, kayıp, ziyana uğrama; hem dünyada hem de ahirette kaybetmek anlamına gelir. Bu yazımız, mal kazanma konusunda gösterilen hırs ve neticelerinin bir nebze olsun anlaşılmasına katkı sağlamaktır.

Kur’ân-ı Kerîm’de geçen “...Allah dilediğine hesapsız rızık verir.”1 ayeti, rızık konusunda tevekkül etmeyi, hırs ve endişeye kapılmamayı; rızkın sadece çalışmaya değil, aynı zamanda Allah’ın takdirine bağlı olduğunu bildirir. Kimi zaman az bir emekle bol rızık verilir ki bu da Allah’ın bir lütfudur. Bu nedenle kul, meşru yollardan çalışmalı; ancak rızkı verenin Allah olduğunu asla unutmamalıdır.

Hırs ise, bu İlâhî taksimi kabul etmeyip, bazen meşru olmayan yollarla kazanç elde etmeye çalışmak anlamına gelir ki; bu da neticede hasarete (zarara, kayba) yol açar. Bu duruma Peygamber Efendimizin şu hadis-i şerifi de dikkat çeker: “İnsanlara öyle bir zaman gelir ki, kişi malı helâlden mi, haramdan mı aldığına hiç aldırmaz.”2

Bu hadis, hırsla hareket etmenin kişiyi helâl-haram hassasiyetinden uzaklaştırabileceğini ifade ederek, bizleri uyarmaktadır.

Bediüzzaman Hazretlerinin “Hırs, sebeb-i hasârettir; kanaat, sebeb-i berekettir.”3 sözü, hırsın zarara sebep olduğunu ifade eder. Hırslı insan, zamanı gelmeden bir şeyi elde etmek ister; bu da çoğu zaman neticesizliğe, yani başarısızlığa yol açar. Hırs, tevekkülsüzlüktür. Kul, Allah’ın takdirine razı olmayıp kendi yolunu zorlamaya kalkar. Bu da onu, meşru olmayan yollara sevk edebilir. Hırs, bereketsizliğe sebep olur; kişi çok kazansa bile o kazançta hayır ve huzur bulamaz.

Bediüzzaman Hazretleri, “İsraf, hırsı intâc eder. Hırs üç neticeyi verir: 

Birincisi: Kanaatsizliktir. Kanaatsizlik ise sa’ye, çalışmaya şevki kırar. Şükür yerine şekva ettirir, tembelliğe atar. Ve meşrû, helâl az malı  terk edip, gayr-i meşrû, külfetsiz bir malı arar. Ve o yolda izzetini, belki haysiyetini feda eder.”4 sözüyle, israfın kişide hırsı artırdığını ve hırsın da kanaatsizliğe, tembelliğe ve helalden uzaklaşmaya yol açtığını anlatıyor. Sonuçta insan, azla yetinmeyi bırakır, kolay ama yanlış ve haram yollara sapabilir ve bu da onun ahlâkî değerlerini zedeleyebilir. İsraf, hem maddî hem manevî kayba yol açar.

Rızkın Allah tarafından takdir edildiğine iman etmek, kişiyi tevekküle ve kanaate yönlendirir. Kanaat ve iktisat, hem bireysel hem toplumsal huzurun anahtarıdır. Hırsla elde edilen kazanç ise bereketten uzak, tatminsizlik ve huzursuzluk getiren bir yük hâline gelir. Dolayısıyla insan, rızık için meşru yollarla çalışmalı, ancak neticeyi Allah’a bırakmalıdır. 

Hırs, insanı hem dünyada hem de ahirette zarara uğratır; kanaat ise kişiyi gerçek zenginliğe ve kalıcı huzura kavuşturur. 

Dipnotlar:

1- Bakara Suresi: 212.

2- Buharî, Büyû’, 7/23

3- 21. Söz

4- 19. Lem’a 7. Nükte

Okunma Sayısı: 247
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı