"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman: “Suriye ile Türkiye’yi birleştirmek lâzım”

Cevher İLHAN
30 Ekim 2019, Çarşamba
Öncelikle Amerikalılarla varılan on üç maddelik “anlaşma”ya ve Rusya ile on maddelik son “Soçi mutâbakatı”na rağmen Suriye’nin kuzeyinde Fırat’ın doğusundaki YPG militanlarının hâlâ çekilmemesi, bu vetirede hâlâ yer yer çatışmaların olması ve dört şehidin verilmesi kayda değer.

Cumhurbaşkanı’nın 19 Eylül’de “Amerikalılar bölgenin 120 saatte temizlendiğine dair bize yazılı beyan verdiler, ama ne yazık ki temizleyemediler” deyip bu durumda “harekâtın kaldığı yerden devam edeceğini” söylemesi; Dışişleri Bakanı’nın Rusya ile 150 saat süre tanınmasından sonra “Çekilenler var, ama tamamen çekilmediler, Türkiye’nin onları vurma hakkı var” açıklaması, verilen yazılı - sözlü teminatlara rağmen söz konusu terör unsurlarının bölgeyi terk etmediklerini ortaya koyuyor.

Aslında PYD/YPG gibi bölgenin yerleşik halkı içinde türeyen militanların sivil kılığa girip halkın arasına karıştıkları vakıası, “çekildikleri” açıklanan terör unsurlarının çekilmediği ve lağvedilmediği, küresel güçlerin hegemonya projelerinde kullanılmak üzere kılık ve isim değiştirerek bölgede tutuldukları, korunup kollandıkları gerçeğiyle karşı karşıya bıraktırıyor.

Bölgedeki silâhlı varlığını çekmeyen ABD’nin, askerlerini İsrail ve Lübnan sınırındaki petrol bölgelerine kaydırması ve her an Irak’taki üslerden müdahale edebilecek olması bu gerçeği teyid ediyor.

Bu arada Cumhurbaşkanı’nın ikrarıyla ABD’nin verdiği 50 bin TIR dolusu silâhın ve özellikle ağır silâhların ne kadarının mevzubahis alanın dışına çıkarıldığı da bir “muamma” olarak duruyor.

Ve bütün bunlar, Suriye krizinin ecnebilerle değil, doğrudan Suriyelilerle diyalog ve işbirliğinin gereğini bir defa daha ortaya koyuyor.

SUN’İ SINIRLARLA “TEFRİKA PROJESİ”!

Esasen Suriye üzerinden oynanan oyun, bir asır önce ecnebilerin Osmanlıyı ve İslâm dünyasını parçalama maksatlı İngiliz - Fransız mahreçli “Sykes-Picot plânı”nın yeni versiyonu ve “Kur’ân’ın zararına gayet ağır şerâitle (şartlarla) kâfirâne fikirlerini icrâ etmek planı” ve “âlem-i İslâma, merkezi hilâfete (Osmanlıya) müthiş bir sû-i kast olan gaddarâne Sevr Muâhedesi”nin (Şuâlar, 619) güncellenmişi, Amerikan patentli büyük Ortadoğu projesiyle (BOP) aynı meşum “tefrika stratejisi”nin ürünü.

Bu “tefrika stratejisi”yle ABD’nin eski Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’in 7 Ağustos 2003’te The Washington Post’taki “Ortadoğu’nun dönüşümü” başlıklı makalesinde yazdığı üzere, Fas’tan Afganistan’a Türkiye’nin de dahil edildiği 22 ülkenin sınırlarının değiştirilmesiyle “uydu küçük devletçikler”e ufaltılması plânlanıyor.

Osmanlı’nın içten çökertilip parçalanması sonrası Müslüman ülkelerde mezhebi ve etnik iftiraklarla husumet ve fitne tohumları atılarak, küresel ecnebilerin hegemonyaları hesâbına “uydu devletçikler”le bölünüp parçalanması projesinin yeni senaryoları sahneleniyor.

Bundandır ki “Irkçılığın istimali ile mübârek kardeş Arapların mücâhit Türklere karşı kışkırtılması”na karşı uyaran Bediüzzaman, 1911’de Şam’da Emeviye Camiinde verdiği hutbede, ecnebilerin başta “iki büyük ve muazzam taife olan Arap ve Türk gibi hâkim milletler” olmak üzere, Müslüman milletlerin dünyevi ve uhrevi saadetlerinin, maddi ve mânevi kalkınmaları birbirine bağlı olduğunu belirtiyor, aralarındaki maddeten ve mânen yardımların ehemmiyetini ders veriyor.

Birinci Dünya Savaşı’nda ve devamında zâlim - işgalci ve istilâcıların ateşledikleri fitne ve krizlerle alevlendirdikleri çatışma ve iç savaşlarla İslâm coğrafyasında, özellikle Ortadoğu’da Müslüman halklar arasında suni sınırların yabancı güçlerce çizilişindeki menhus maksadı nazara veriyor.

“KOMŞU, KARDEŞ VE BİRBİRİNE MUHTAÇ OLAN KARDEŞLER”

Ve 1955 sonbaharında, -merhum- talebesi Abdülkadir Badıllı’nın Isparta’da ziyaretinde, ısrarla “Urfa’ya dâveti”ne, “Evet, Urfa taşıyla toprağıyla mübârektir, Urfa’ya gelmeyi çok düşünüyorum. Fakat şimdi şu anda gelsem Suriye ile Türkiye’yi birleştirmek mecburiyetinde kalacağım, bu da şimdi olmaz” mânidar cevabını veriyor. (Necmeddin Şahiner, Son Şahitler Bediüzzaman Said Nursî’yi Anlatıyor, Baskı, C. 1, Yeni Asya Yayınları, İstanbul, 1980, shf. 313, 2.)

“Komşu, kardeş ve birbirine muhtaç olan kardeşleri”, akraba milletleri karıştıracak, “İslâm kardeşliğini tanımayan” düşmanlar haline getirme stratejisine karşı ikaz ediyor. (Emirdağ Lâhikası, 437-440)

Okunma Sayısı: 2560
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı