40 yıllık okuyucularla röportaj yaparken onunla da yapmıştık.
24 Mart 2009’da gazetemiz Yeni Asya’da yayımlanmıştı. Nereden nereye. Orada 1942 Turhal doğumlu ve işçi emeklisi olduğunu belirtmişti. Daha önceden İttihad ve Zülfikar mecmualarını da alırdı. Mevlidlerin değişmez elemanı idi. Nurkavak’ta bakkal işletirken çok faaldi. Çevresinde çok sayı da genç vardı. 70’li yıllar. Ben hâlâ o kadar genci etrafına nasıl topladığına hayret ederim. O gençlerden büyük kısmı Risale-i Nurlar’ı tanıdı. Cemaate katıldı. Gençlerle ben meşgul olurdum. Çoğu başka grup veya cemaatlerle irtibatlı oldukları için bayağı uğraştırırlardı. Ben sıkılmazdım. Ama Dursun Abi biraz kızardı. Hakikatleri niye hemen kabul etmiyorsunuz derdi. Bazılarına da bu adam olmaz derdi. Gençler sonraları devamlı onu arardı. Hal hatırını sorarlardı. Bir tanesi kendini tanıyamayınca veya tanıtamayınca, hani o adam olmaz dediğin genç var ya oyum demiş. Dursun Abi son nefesine kadar Risale-i Nur derslerini aksatmadı. Kalbi olmasına rağmen merdivenleri ısrarla çıktı. Dile kolay 77 yıllık ihlâsla geçen bir ömür.
Mehmet Kalpak Abi ve Dişçi Eyüp Abiyle iyi bir ekip olurlardı. Devamlı bir aradalar. Birbirlerini göremeden duramazlardı. Olaylarda da birlikte hareket ederlerdi. Yine bir gün Kayseri Sıkıyönetim Komutanı Faruk Güventürk Risale-i Nur ve Nurcular’a ilişir. Turhal’dan birlikte telgraf çekerler. Telgraf yerel gazete Demokrat Turhal’da da yayımlanır. Mahkemeleri Zile’de olur. Zile Müftüsü köylere haber gönderir. Kalabalık bir topluluk mahkeme de toplanır. Mahkemeye Avukat Bekir Berk Abi katılır. Turhal’ın girişinde beklerler. Bir kamyon yanaşır. Açık kasadan bembeyaz bir adam iner. Silkelenince Bekir Berk’i tanırlar. O zamanlar vasıta az. Mahkemeye yetişmek için bir un kamyonundan başka binecek vasıta bulamaz. Bekir Abide çekinmeden atlar. Daha sonra gelecek otobüsü beklemez. Duruşma öne alınır ertelenir diye. Hem de ya karar verilirse, ben nasıl Hakk’ın huzurunda hesap verebilirim diye mesuliyetinden. Hâkim kimlik sorar. Sebebini de, “o kadar mahkemeye nasıl yetişiyorsun. Gerçekten Bekir Berk’misin merak ettim. Ondan kimlik soruyorum” der.
Parkta otururken hemen kitap çıkarıp okurlardı.
Zübeyir Abinin tabiri ile: Sadırdan değil satırdan okurlardı. Cami avlularında otururken de boş durmazlardı. Hemen Risale-i Nurlar’ı açarlardı. Bazen de Halit Abinin kitap satış tezgâhına yardımcı olurlardı. Onlar zamanında Turhal şehri, Tokat kavşağında Risale-i Nurlar’ın nakil şehri idi. Nur içinde yatsın.
Mekânı Cennet olsun.