Bin kişi üzerinde yapılan ankete katılanların yarısı gıda kalitesinin güvenli olmadığını söylüyor. Araştırmaya katılanların yarısı koruyucu maddeler, tatlandırıcılar veya kimyasallar gibi tüm yapay katkı maddelerin güvensizliğe yol açtığını belirtiyor.

İçerik hakkında bilgi sahibi olmak isteyen tüketiciler ise çoğunlukla gıda üzerinde yazılan bilgileri anlamakta zorluk çekiyor. Katılımcıların neredeyse yarısı ürün açıklamasını okuduktan sonra bile gıdaların neler içerdiğini bilemediğinden şikayet ediyor.

Güvensizliğe son zamanlarda yumurtalarda diyoksin, lazanyada at eti veya dönerde bozulmuş et bulunmasıyla ortaya çıkan gıda skandalları da katkı sağlamış. Ankete katılanların yaklaşık yüzde 54’ü güvensizliğini gıda skandallarıyla açıklıyor.

Ankete tabi tutulanların yaklaşık dörtte biri ise gıda kontrollerinin gerçekten yapıldığından şüpheli. Sadece yüzde 28’lik bir grup gıda içeriği hakkında bilgi sahibi olduğunu belirtiyor.

Bu güvensizliğin bir sonucu olarak daha fazla denetim talebi de yüksek. Anket sonucuna göre halkın yüzde 73’ü daha sıkı kontrol istiyor.

DGQ Başkanı Udo Hansen’e göre gıda güvenlik kontrolleri ile tüketici algısı arasında ciddi bir uçurum söz konusu. Üretici ve tedarikçilerin dikkatsizliği göze alamadıkları için gıda kontrol ve testlerinin çok sıkı yapıldığını ve bu sayede gıdaların güvenli olduğunu söyleyen Hansen, şirketlerin gıda kalitesine olan güveni arttırmak için bilgilendirme çalışmalarına başvurmaları gerektiğini ifade etti.

DGQ gıda şirketlerine şu önerileri sundu: gıdanın nasıl üretildiği, işlendiği ve Almanya’ya gelmeden önce kontrolü ile ilgili açıklama yapmak, geri toplatılan gıdalar hakkındaki bilgiyi paylaşılmak ve tüketicilerin anladığı şekilde, gıda etiketlenmesinde şeffaflığı sağlamak.