BM İşkence Özel Raportörü Melzer, insan haklarının erozyona uğradığını belirterek, “Dünyanın her yerinde insan hakları tasfiye ediliyor. Günümüzün dünya düzeninin temellerini sarsıyor” dedi.
BM İşkence Özel Raportörü Nils Melzer ABD’den Çin’e dünyanın dört bir yanında insan haklarının erozyona uğradığı görüşünde. DW’nin sorularını cevaplayan Melzer işkenceyle ilgili en çok endişelendiği gelişmeleri şöyle aktardı, “Beni en çok dünya genelinde insan haklarında yaşanan erozyon endişelendiriyor. Bu, Çin’de Hong Kong ve Uygurlar konusunda yaşananlardan, Rusya’ya; ABD’de polis şiddetinden, ABD’nin Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne saldırılarına; Suriye’den Brezilya’ya dünya çapında görülüyor. Dünyada göç krizinden etkilenen bütün bölgelerde gözlenen ciddî problemler var. Dünyanın her yerinde insan hakları tasfiye ediliyor, bu konuda uzunca bir liste yapılabilir. Bu beni çok endişelendiriyor, zira günümüzün dünya düzeninin temellerini sarsıyor.
Büyük bir sorunumuz var
Suriye’nin işkence sistemine ve Melzer, “Suriye’nin herkesçe bilinen bir işkence sistemi var. 20 yıl önce bölgede görevliyken Suriye cezaevlerinden mahkûmlarla çalıştım ve (bu sistem) beni o zamanlar da şoke etmişti. Ancak raporlar o zamandan bu yana daha da kötüye gitti. Bu korkunç sistemi, şahıslara yöneltilen suçlamalardan bağımsız olarak gün yüzüne çıkartmak çok önemli. Zira, Esad rejiminin bir işkence sistemi olduğu ve korkunç yöntemler kullandığı kuşku götürmez bir gerçek ve kamuoyuna duyurulmalı. Bu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarihinin en utanç verici dönemlerinden biri. Bu şoke edici kıyımı durdurma konusunda uluslararası toplum ne yazık ki tamamen başarısız oldu. ABD’nin Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni yaptırımla tehdit etmesine değinen Melzer şöyle devam etti, “ABD, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Nürnberg ve Tokyo Mahkemeleri’nin kurulmasına ön ayak olmuştu. Savaş Hukuku’nun ve Uluslararası Ceza Hukuku’nun öncülerindendi. Ve şimdi bu ülkenin kendisi, kanıtları bulunan ve sorgulanmaya dahi açık olmayan savaş suçlarının sonuçlarına yönelik sorumluluk almayı reddediyorsa, büyük bir sorunumuz var demektir! ABD’yi hâlâ bir hukuk devleti kabul edip edemeyeceğimizi sorgulamak gerekir.