Türk Eğitim-Sen’in açıklamasında liyakat ve ehliyet yerine Ferdî inisiyatifi esas alan mülakat uygulamasının tamamen kaldırılması istendi.
RECEP GÖREN - ANKARA
Türk Eğitim-Sen Şube Yönetim Kurulu Üyeleri İstişare Toplantısı Sonuç Bildirgesi’nde kadrolu, sözleşmeli ve ücretli olmak üzere farklı öğretmen istihdam modeli uygulanmasının ciddî bir problem olduğunu vurgulanırken, bu ayrımın kaldırılması bütün öğretmenlerin sadece kadrolu olarak istihdam edilmesi istendi.
Öğretmen ihtiyacının Türkiye’nin öncelikli sorunu olduğu belirtilen bildirgede “Ülkemizde 500 bin öğretmenimiz atama beklerken, eğitim fakültelerinden her yıl ortalama 40 bin gencimiz mezun olurken, gerçekleştirilen sınırlı atama kontenjanlarıyla ne eğitimin ihtiyaçlarının ne de genç meslektaşlarımızın beklentilerinin karşılanması mümkün değildir” derildi.
Şubat ayında 15 bin öğretmen atamasının belirtilen bildirgede “Bir yanda 86 bine yakın ücretli öğretmen görevlendirmesi yapılmışken 15 bin atamayı asla yeterli bulmuyor, 2022 yılındaki atama sayısının en az ücretli öğretmen sayısı kadar olmasını talep ediyoruz” görüşüne yer verildi.
LİYAKAT VE EHLİYET ARANSIN
Liyakat ve ehliyet yerine ferdî inisiyatifi esas alan mülâkat uygulaması kamunun en büyük çıkmazlarından birisi olduğunu da dile getirilen bildirgede, ilk atamalarda, görevde yükselmelerde ve yönetici atamalarında mülâkatın tamamen kaldırılması, sadece sınav başarısının esas alındığı bir sistemin ihdas edilmesi istendi. Bildirgede, “Mahkeme kararlarıyla da defalarca vurgulandığı gibi sadece mülâkat puanına göre yapılmış 1709 şube müdürü atamasının tamamen iptal edilerek hak edenlerin kadrolu olarak atanmasını talep ediyoruz. Ayrıca şube müdürlüğü sınavı bir an önce yapılarak, geçici görevlendirmeler yerine kadrolu atamalar yapılmalıdır” değerlendirmesinde bulunuldu.
GERÇEKLEŞEN ENFLASYONA GÖRE ZAM YAPILMALI
Yüksek enflasyon, döviz kurlarındaki büyük artış, iğneden ipliğe gelen zamlar vatandaşın belini büktüğünü de ifade eden bildirgede, “Ücretlere hedeflenen enflasyona dayalı zam değil, gerçekleşen enflasyon ve zorunlu tüketim harcamalarını ön plana yerleştiren bir zam politikası belirlenmelidir “denildi.