"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Vefatının 46. yılında kahraman bir Nur talebesi: Ali Çavuş

18 Aralık 2011, Pazar
Ali (Aras) Çavuş, Bediüzzaman’ın I. Dünya Savaşında Doğu Cephesinde milis alay komutanı olarak yaptığı kahramanlıklara şahit olan talebelerinden birisidir. Doğum tarihini tam bilemediğimiz Ali Çavuş, 12 Aralık 1965 tarihinde Van’da vefat etmiştir. Kabri Çoravanis Köyü mezarlığında bulunmaktadır.
Bediüzzaman 1916 kışında, yağan karın metrelerle anlatıldığı Bitlis’te, etrafına topladığı çoğunluğu talebelerinden oluşan gönüllülerle vatan savunmasına koşmuştu. Babası Mirza Efendi çok yaşlı ve hasta haliyle Nurs’taki evlerinin damında oturduğu yerden ufuklara bakarak “Said’imin silâh seslerini duymaktayım” diyordu. 
Bu şiddetli günlerde Milis Albayı Said Nursî, emrindeki talebeleriyle Rus-Ermeni kuvvetlerine karşı kahramanca çarpışıyordu. Bir taraftan da cephede, at üstünde İşârâtü’l-İ’câz adlı tefsirini yazdırıyordu. Yakın talebelerinden Molla Habib’i Gevaş’ta ve on yedi yaşındaki Molla Ubeyd’i ise, Bitlis kalesinin dibinde şehid vermişti. Ubeyd arkadaşı Molla Ali’yi çağırıp kemerinde bulunan altınları almasını söylüyordu. Ama Ali Çavuş’un kurşun yağmuru altında Ubeyd’e yaklaşması mümkün değildi.
Bediüzzaman o dehşetli günleri daha sonra şöyle anlatacaktır:
“Bir defasında bir dakikada üç gülle öldürecek yerime isabet ettiği halde tesir etmediler. Bitlis’in sukutunda, bir miktar talebelerimle Rus askerlerinin bir taburu içine düştük. Bizi sardılar. Her tarafta el ele ateş edildi. Dört tanesi hariç bütün arkadaşlarım şehid olduktan sonra, taburun dört sıralarını yardık, yine onların içinde bir yere girdik. Onlar üstümüzde, etrafımızda sesimizi, öksürüğümüzü işittikleri halde bizi görmüyorlardı. Otuz saat o halde çamur içinde ben yaralı iken, hıfz-ı İlâhî ile istirahat-ı kalb içinde muhafaza edildim.” (Sikke-i Tasdik-i Gaybi, s. 137)
Bediüzzaman’ın harpteki kahramanlığını ve Ruslara esir oluşunu Ali (Aras) Çavuş şöyle anlatıyordu:
“Biz Muş’a varmadan Ruslar Muş’u istilâ etmişti. Muş’u tahliye eden halkla yolda karşılaştık. Bütün mühimmatın, bu arada on dört parça topun kaldığını söylediler. Üstad Bediüzzaman Hazretleri bu üç yüz kişilik kuvveti on dört parça topa taksim edip, altı kişilik bir müfrezeyi de cephane kaçırmaya memur etti. Biz top ve cephaneleri kaçırıp, Bitlis-Tatvan yolu üzerinde mevzi almış bir nizamiye alayına teslim ettik. Bu arada Ruslar üç koldan taarruza geçip bizi Bitlis boğazında mahsur bıraktılar. Yedi gün Ruslara karşı geceli gündüzlü müdafaa yapıldı. Üstad Bediüzzaman’a üç mermi isabet etti. Bunlardan biri hançerinin kabzasına, diğeri sigara tabakasına, bir diğeri de sağ omuzuna isabet etti. O zaman bu hâle şahit olan nizamiye alayı kumandanı Kel Ali*, Üstad Bediüzzaman’a:
“Bediüzzaman! Size kurşun da tesir etmiyor.” der.
Hazret-i Bediüzzaman da:
“Allah insanı muhafaza ederse, top mermisi de insanı öldürmez” der. (Son Şahitler, c.1, s. 62)
Şiddetli savunma karşısında Bitlis’e giremeyen Ruslar, bir süre sonra geri çekildiler. Asırlarca bölgede huzur ve güven içinde yaşayan Ermeniler Rus ordularına rehberlik yapmışlardır. Onların bu yanlış tutumu “Tehcir Kanunu”nun çıkarılmasına sebep olacaktır. Bir süre sonra bölgede yaşayan Ermeniler çetin kış şartları altında Doğu Anadolu’dan güney illerimize sürgün edilecektir. Aslında buna sürgün değil, imkânları daha güzel bir yere göç demek daha doğru olur.
Ali Çavuş’un anlattığına göre Rus askerleri Bitlis’in güneyindeki Güzeldere yolunda Simek nahiyesi üzerinde Bitlis-Siirt yolunu kesip, Araplar Köprüsünü tuttular. Gece yarısından sonra Bitlis’e taarruza geçtiler. Bu arada şiddetli savaşlar yapıldı. O çarpışmalar sırasında Üstad Bediüzzaman’ın çok sevdiği yeğeni Ubeyd ve birçok değerli talebesi şehid oldu.
Ruslar şehirde bulunan üç köprüyü de tutmuşlardı. Üstad Hazretleri şehrin karşı tarafına geçmek istedi. Büyük binanın altındaki su kemerinin üstünden Ali Çavuş’la aşağıya atladı. Suyun üzeri karla kaplı ve vakit de gece olduğundan Üstadın sağ ayağı taşa çarpmış ve kırılmıştı. Ali Çavuş, Üstadı uygun bir yere götürür ve Bediüzzaman’ın “Sana izin veriyorum. Git inşaallah kurtulursun” sözünü ısrarla söylemesine rağmen gitmeyeceğini ve beraberce şehid olmak istediğini söylemiştir. Bunun üzerine Üstad, Ali Çavuş’un başını eliyle sıvazlayarak “Dayı hayran, kader bizi esir etti” demiştir. O da kadere teslimiyetini kabul etmiştir.
Yukarıda belirttiğimiz gibi su içerisinde bir buçuk gün kadar kalmışlardır. Su kemerinin üstündeki binayı Ruslar işgal etmişler ve sesleri de aşağıdan işitilmektedir. Oradan çıkmak için çareler araştırırken birden kaldıkları yeri elli kişilik bir Rus müfrezesi basar ve hepsini toplayıp bir odaya yerleştirirler.
Yine Ali Çavuş’un anlattığına göre, onları bir alay kumandanı karşılamış ve Üstada bir tavuk ikram etmiştir. İki Rus kumandanı ile Üstad savaş üzerine konuşmaya başlamışlar. Üstad, Rus komutanları karşısında bacak bacak üstüne atıp sigarasını sararak konuşmuş. Sanki onlar esir, Üstad hürdür. (Son Şahitler, c.1, s. 62) Aslına bakılırsa Bediüzzaman’ın hayatında bunun benzerlerini bulmak mümkündür.
Bediüzzaman’ın “Eski Said” diye tanımladığı dönemde yaşayan ve daha sonraki zamanlarda hizmetleri unutulmayan bir Nur kahramanını, 46. vefat yıldönümünde bir kere daha rahmetle anıyoruz.
      
Dipnot:
* Burada adı geçen Kel Ali, Cumhuriyetin başlarında kurulan İstiklâl Mahkemelerinde başkanlık yapan, zulümleri ile tanınan ve “Üç Ali”den birisi olarak tarihe geçen, “Cellât Ali” lâkaplı Afyonlu Ali Çetinkaya’dır. Diğerleri Kılıç Ali ve Necip Ali’dir.
 
AHMET ÖZDEMİR

[email protected]

Okunma Sayısı: 2131
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı