Grubumuzda Türkiye’den, Avrupa’dan kardeşlerimizle aynı saate tevafuk eden bir akşam okumamızda bir hakikat dikkatimi çekti:

Gençlik rehberindeki 10. sözün bir zeyli kısmında “... zeminden nev-i insanı intihap edip, gayet büyük bir makam, bir ehemmiyet vermiş öylede nev-i insanda makasıd-ı rububiyetine tevafuk eden ve kendilerini iman ve teslim ile O’na sevdiren hakikî insanlar olan enbiya ve evliya ve asfiyayı intihap edip kendine dost ve muhatap ederek onları mu’cizeler ve tevfikler ile ikram ve düşmanlarını semavî tokatlarla tazip ediyor” ifadesinin 3 cihetle Üstadıma tevafuku var:

Üstadım 12. Sözde (insana) “kime pekçok hikmet verilmiş ona pek çok hayır verilmiştir” âyetini insana bakan yönüyle tefsir etmiş ve insanın muhatab-ı İlâhide göstermiş. 30. Söz’de ene-zerrede tahkiki iman neymiş, insanın mahiyetinin acz, fakr, kusur, nakıs gibi fıtrat-ı insaniyede münderiç madenlerden ve bu madenlerin işletilmesi ile enbiya ve evliyaya dost ve müdahil olunacağını açıkça beyan etmiş. İman ve teslim ile kendini O’na sevdiren kısmında ise 23. Söz’de imanın derecelerini ve imanın inkişafı ile insanın insan olunduğu gerçeğini lâtifane yazmış, teslimiyetin İslâmiyette mühim bir yeri olduğunu ispat etmiş.

Yine Üstadımın ifadesi ile Risale-i Nur asfiya sınıfına dahildir. “Zaman ispat etti ki o adam adam değil Risale-i Nur’dur. Belki ehli keşif Risale-i Nur’u ehemmiyetsiz olan tercümanı ve naşiri suretinde keşiflerinde müşahede etmişler, bir adam demişler.”

Son olarak ‘lâhikalar’ın bir çok yerinde bahsedilir ki zındıklara gelen tokatlar ki Emirdağ Lâhikasında bu meselenin örneği çoktur. Benim en çok dikkatimi çeken bir yerdir ki, Erzincan depremi, İzmir zelzelesi gibi bazı yerlerde azim zulümlere arzın hiddet etmesi. Kızıl ejderin maskesinde yer alan Viladavostok eyaletine düşen tarihin en büyük semavî taşları da taarruz zamanı yarına tevafuk ediyor. 

Tevfik ve ikramlar sınıfında ise bir çok ağabeyin hayatının sebeb-i bereketleri ve musîbetten sairlerine nisbeten en az zararla çıkmaları. Binlerce şahittir Nur Küliyatı’nda sıkça rastlanır.

Tevfik-i Rabbanide: 1. Şuâ, Âyetül Kübra, Hz. Gavs-ı Azam (ks), Hz. İmam-ı Ali’nin (ra) Risale-i Nur’un makbuliyetine işaretleri ise ve setri mümkün olmayan bir hakikattir.

İşte bizler böyle bir hizmetin hadimleriyiz. Sahil-i selâmet gemisinde fırtına ve zelzele ile sarsıntı zamanlarında daha ziyade sebat ve sadâkat etmek şimdi bize en elzem iştir.

Unutmayalım ki Üstadın himmeti bütün ehli imanın, Nur Talebelerinin duâsı Allah’ın izniyle bize yeter. Hem inşalllah gemimiz izn-i İlâhî ile sahil-i selâmete ulaştığında başta Resül-ü Ekrem (asm), Hz. Ali ve Üstadımız bizi karşılayacak ümid ediyoruz. Vesselâm.