Allah (cc), Zâhir’dir.
Yani, varlığı âşikâr olan, varlığında şek ve şüphe bulunmayan, sayısız hüccet ve delillerle varlığı açık bulunandır. Varlıkların fizikî güzellikleri, Zâhir isminin imzâsı hükmündedir. Ebû Hüreyre’nin (ra) Peygamber Efendimizden (asm) rivâyet ettiği Zâhir ismi, Kur’ân’da da yer alan esmâdandır. Cenab-ı Hak şöyle buyurur: “O Evveldir, Âhirdir, Zâhirdir, Bâtındır. O, her şeyi bilir.” 1
Bediüzzaman’a göre, her bir ağacın üzerinde bulunan süslü, nakışlı, hassas, mîzanlı ve mânidar elbîse dal, budak, yaprak, âzâ ve bütün eczâsına uygun, tam kametine göre biçilmiş, kesilmiş, süslendirilmiş ve o ağacı bir kitap, bir mektup, bir kasîde sûretine çevirmiştir. Ağaçların bu süslü, ince, ölçülü, mîzanlı ve hassas elbîseleri tevhid mührü içinde Zâhir ismine şehâdet etmektedir. 2
Bediüzzaman Said Nursî’ye göre, ağacı bu hey’etiyle tanzim eden ve donatan, kâinatı idâre eden Sâni-i Vâhid-i Ehadden başkası değildir. Bahar mevsimi, Cennet hûrîleri gibi bir biri üstünde giydiği yüz bin nakışla işlenmiş ipek kumaş elbiseler ile, üzerinde Zâhir isminin sayısız mühürlerini taşımaktadır. İnsan da bir ağaçtır. İnsanın günü birlik görünen vaziyeti, ferdî ve sosyal hayatın düsturlarının hükmü altında bir tevhid tuğrâsı, zâhirî karışıklıklar içinde gizli ve muntazam bir vahdet imzâsı, karmakarışık beşerî halleriyle kazâ ve kaderin düsturlarına tâbî bir vahdâniyet mührü hüviyetindedir. 3
Zâhir isminin en küçükten en büyüğe kadar her şey üzerinde tecellî hâlinde bulunduğunu beyan eden 4 Bediüzzaman, bu isme mazhar ağaçların cismânî sûretlerinin, hafîziyet içinde kudretin azametini, hikmetin kemâlini ve rahmetin ihtişâmını gözler önüne serdiklerini kaydeder.
Dipnotlar
1) Hadîd Sûresi: 3. 2) Bediüzzaman Said Nursi, Şuâlar, s. 35. 3) Age, s. 36.