"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hasan Feyzi Yüreğil dualarla

13 Kasım 2019, Çarşamba 00:38
Bediüzzaman’ın “Kıdemli bir muallim ve âlim” diyerek iltifatlarda bulunduğu Denizli şehidi, şair Hasan Feyzi Yüreğil’i, vefatının sene-i devriyesinde rahmetle ve dualarla yad ediyoruz.

“Kıdemli bir muallim: Hasan Feyzi Yüreğil”

 

Risale-i Nur’un çeşitli yerlerinde Üstad Hazretleri’nin Hasan Feyzi Yüreğil hakkında söylediği veciz ifadelere şahit oluyoruz: “Zat-ı zülcenaheyn… Ehl-i kalb ve gayet yüksek bir ehl-i ilim ve hakikat…”, “Kıdemli bir muallim ve âlim…” Bediüzzaman’ın Nurs’ta doğduğu gün; Melami Tarikati’nin Şeyhi Hacı Hasan Feyzi Efendi, Denizli’deki tekkesinde bir müjde veriyordu: “Bugün Şarkta büyük bir veli dünyaya geldi. Bu zat, zamanın sahibi, asrın vekilidir.” Vefatı yaklaşan Şeyh, halifesine, bu müjdenin devamı olan, vasiyetini de bildirir, “Ben, Ahirzaman’ın vazifelisi büyük müceddidi bekliyorum. Vasıfları şunlardır: kendini ‘O’ olarak tanıtırsa bil ki o değildir. Yok, ‘O makam bizden uzaktır’ derse odur. Eğer senin sağlığında gelirse, vazifeye devam ederken ona tabi’ ol!” Altmış yıl sonra henüz bu müjdeye şahit olamayan halife, şeyhiyle aynı isimde olan muallim Hasan Feyzi’ye, şeyhlikle birlikte, vasiyeti de devreder, “Eğer siz o zatı teşhis ederseniz, ona tabi olun.”

Tarikatten hakikate

1943’te Bediüzzaman, altmış dört talebesiyle Denizli’ye getirilir. “Büyük bir âlim gelmiş!” haberi şehre yayılır. Hasan Feyzi, Üstad’ı görünce heyecanlanır ve vasiyette tarif edilen Zat’ın kendisi olduğunu, tabi olmak istediğini söyler. Hazret-i Üstad; “Yok kardeşim, ben o değilim, galiba sen yanlış geldin…” minvalinde cevap verir. Oradan ayrılan Hasan Feyzi, murakabeye başlar. Şeyhinin söylediklerini hatırlar: “O zat geldiğinde şu şu vazifeleri yapmak ister. Fakat onlar içerisinde, iman her şeyden üstün olduğu için iman vazifesini esas alır” risaleleri düşünür. Her bir cümlesi, iman esaslarını şimdiye kadar görülmemiş bir tarzda ispat edip, ders vermektedir. Artık tam olarak tatmin olan Hasan Feyzi, Üstad’ın yanına gider ve ona intisap eder. Sonrasında müritlerini de toplayarak;  “Bu tarikat meselesi benim için burada bitmiştir. Zamanın müceddidi buraya geldi, şimdi vazife onundur. Ben şeyhimin vasiyetine uyarak ona tabi oluyorum, tarikatta kalmak isteyen kendine şeyh bulsun. Benim arkamdan gelmek isteyenler gelsin, Bediüzzaman’a talebe olsunlar” der.  Yıllardır tarikat dersi alan müridler, bütün tarikatlerin maksudu olan hakikat dersini Risale-i Nur’dan alırlar, Nurlar’ın naşiri ve talebesi olurlar.

1895’te Denizli’de dünyaya gelen Hasan Feyzi Ağabey muallim ve şairdir. 1944’te Üstad Denizli’den ayrılırken; “Hazretinize Buradan Ayrılık Söylemiştim” isimli o meşhur şiirini Üstad’a verir. 1946’da Üstad’ı zehirleme su-i kastlarının bir yenisi Emirdağ’da tekrarlanır. Aynı gün Hasan Feyzi Ağabey Denizli’de rahatsızlanır. Merhum Hafız Ali Ağabey gibi hakikat yolunda, 13 Kasım 1946’da Üstadına bedel şehid olur. Allah rahmet eylesin.

Okunma Sayısı: 1978
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı