Prof. Dr. Sinan Sönmez: Türkiye’de toplumun büyük bir kesimi gidişata tepkisini doğrudan ortaya koymuyor ve sabırla sandığı bekliyor.
DÖRT NALA ENFLASYON
“ÜLkemizde enflasyon üç-beş ülke hariç uluslararası ölçekte ivme kazanan fiyat artışının çok üzerinde. 12 aylık enflasyon TÜİK’e göre %70, ENAG’a göre %157. Kaçınılmaz olarak TÜFE’ye yansıyacak olan ÜFE resmî rakamlara göre %122. Toplum ‘dörtnala enflasyon’ baskısı altında.”
YOKSULLAŞMA SÜRECİ
“Geniş halk kesimleri, emekçiler, emekliler, üretici çiftçiler, çocuklar, gençler, yaşlılar, vd., derin bir yoksullaşma sürecinde. Toplumun büyük bir kesiminin bu gidişat karşısındaki tepkisini doğrudan ortaya koymadığını ve sabırla sandığı bekleyeceğini düşünüyorum.”
***
Millet sabırla seçimi bekliyor
Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Sönmez, “Türkiye’de toplumun büyük bir kesiminin tepkisini doğrudan ortaya koymadığını düşündüğüm için sandığın sabırla bekleneceği kanısındayım” dedi.
Atılım Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Sönmez, Tüketici Fiyat Endeksi’nin yüzde 70, Üretici Fiyat Endeksinin yüzde 122’ye yaklaşmasının toplumun “dörtnala enflasyon” baskısı altında kaldığını işaret ettiğini söyledi.
Türkiye’de toplumun büyük bir kesiminin tepkisini doğrudan ortaya koymadığını düşündüğü için sandığın sabırla bekleneceği kanısında olduğunu kaydeden Prof. Dr. Sönmez, gazeteduvar’ın enflasyon, döviz kurları, KKM ve derin yoksullaşmaya ilişkin sorularını cevapladı.
Prof. Dr. Sönmez, “TCMB’nin yılsonu ve 2023 yılı enflasyon hedefleri tutar mı?” sorusuna karşılık şu cevabı verdi: Öncelikle vurgulanması gerekli husus, ülkemizdeki enflasyonun üç-beş ülke hariç uluslararası ölçekte ivme kazanan fiyat artışının çok üzerinde olması. TÜİK son 12 aylık enflasyonun yüzde 70’e ulaştığını açıklarken, ENAGrup oranın yüzde 157 olduğunu belirtmektedir. Kaçınılmaz olarak TÜFE’ye yansıyacak olan ÜFE ise resmi rakamlara göre yüzde 122’ye yaklaşmıştır. Bu veriler ve gidişat toplumun “dörtnala enflasyon” baskısı altında kaldığını işaret ediyor.
‘BÜTÇE GELİR KAYBINA UĞRADI’
Türkiye seçimlerin arifesinde büyük toplumsal çalkantılara gebe mi? Geniş halk kesimleri, emekçiler, emekliler, üretici çiftçiler, çocuklar, gençler, yaşlılar, vd., derin bir yoksunlaşma ve yoksullaşma sürecindeler. Bununla birlikte ekonomik kriz sürecinde doğrudan çıkar sağlayan gruplar ve kesimlerin varlığını da dikkat almak gerekiyor. Sosyal ve ekonomik tablo dile getirdiğiniz çalkantının olabileceğini işaret etse de Türkiye’de toplumun büyük bir kesiminin tepkisini doğrudan ortaya koymadığını düşündüğüm için sandığın sabırla bekleneceği kanısındayım. Tabii seçimler zamanında yapılırsa ve sonuçlara doğrudan veya dolaylı olarak müdahale edilmezse. Her tür gelişmenin olabileceğini de düşünüyorum.
BÜYÜME AMA NASIL?
Yaklaşan seçimler öncesi izlenen para ve maliye politikalarını nasıl değerlendirmek gerekir?
Dikkatinizi çekmek istediğim husus sürekli olarak ekonomik büyümeden söz edilmesidir. Ama nasıl ekonomik büyüme? İstihdamsız, ithalata bağımlı ve genelde düşük katma değerli, ihracat artışının daha fazla ithalat gerektirdiği bir sanal büyüme. Bu koşullarda para ve maliye politikasını ayrı ayrı değerlendirmek yerine, makroiktisat politikasının bu iki temel politika aracının belli kesimlere kaynak aktarmaya yöneldikleri ve etkin bir politika uygulamanın uzağında oldukları bilinen bir olgudur.