Tahmin ederim ki, nasihlerin nasihatleri şu zamanda tesirsiz kaldığının bir sebebi şudur ki: ahlaksız insanlara derler: haset etme hırs gösterme, adavet etme, dünyayı sevme! Yani fıtratını değiştir gibi zahirden onlarca malayutak bir teklifte bulunurlar. Eğer deseler ki, bunların yüzlerini hayırlı şeylere çeviriniz, mecralarını değiştiriniz, hem nasihat tesir eder, hem daire-i ihtiyarlarında bir emri teklif olur. (Mektubat 9. Mektup)
Davetiyeyi bir toplantıya insanları davet etmek için kullanılan davet yazısı olarak tanımlayabiliriz.
Bilinen anlamda davetiyenin 16. ve 17. yüzyıllarda çeşitli parşömen ve deriler üzerine kaligrafik olarak yazılmış metinler halinde hazırlandığı belirtilmektedir. Kağıt ve matbaa tekniklerinin gelişip ucuzlamasına kadar bir zengin geleneği olarak devam etmiş.
Teknik ilerleme ile birlikte geniş kitleler tarafından kullanılan davetiye başlangıçta bir ihtiyaç olarak doğmuş olmasına rağmen bu gün bir gelenek olarak devam etmekte. Bunu sadece düğün ya da cemiyet organizasyonları olarak düşünmemek lazım.
Bazı özel günlerde insanları bir araya getirmek için davetiye bastırma adeti yaygındır.
Biz de tecrübelerimize dayanarak kitap davetiyelerini teklif ediyoruz. Davetiyelerden en üst seviyede istifade edebilmek için kitap davetiyeler tercih edilmelidir.
Başlıca davetiye çeşitleri şunlardır.
1-Düğün, nişan, nikah davetiyeleri
2-Sünnet davetiyeleri
3-Açılış davetiyeleri
4-İftar sahur davetiyeleri
5-Kermes, konferans, seminer davetiyesi
6-Doğum günü davetiyesi
7-Vefat edenler için okutulacak mevlit gibi programlar için.
Bu davetiyelerin en fazla basılanı düğün ve sünnet davetiyeleridir.
Sizlere ‘Davetiyeniz kitap, kitabınız davetiye olsun’ diye bir teklifte bulunuyoruz. Ve davetiye kitabını tercih etmeniz durumunda;
1- İsrafı önler
2- İman hizmetine vesile olur.
3- Çok amaçlı bir hizmete vesile olur.
4- Davetiyeleriniz kalıcı olur.
Mektubumuza geçiyoruz:
Sevgili Medrese-i Yusufiye Ekibi;
Üstadımızın Eğirdir Gölünün üstünde kayıkla giderken sürgün edildiği yere, neden buralara düştüğünü soran kayıkçıya dediği gibi ben de diyorum ki; “Ben kaderin mahkumuyum...” Tek dayanağım, tesellim Risale-i Nurlar oldu. Kütüphaneden elime geçen Mektubat ve Lem’alar’ı defalarca okudum ve yazdım.
İşte şu hapishane hayatını güzelleştiren yaşadığım bu ağır zor imtihanı hafifleştiren ve güzel bir bakış açısıyla kaynata hadiselere bakmayı öğreten bu kitaplara hava kadar, su kadar muhtacız. Bu sebeple yayınevinizin çıkarmış olduğu Lügâtçeli Risâle-i Nur Setine ve Üstad’ın hayatını anlatan Beşlemeye çok ihtiyacımız var.
Sizlerden göndermenizi rica ediyoruz. Allah yar ve yardımcınız olsun, selamlar...
*
Bizimle irtibat için: 0532 471 5352