ÖDEMİŞ yolculuğumuza kaldığımız yerden devam ediyoruz. Ödemiş’in ilk akla getirdiği patatesi, patatesin bir çeşidi olan kumpiri ve tabiî ki İzmir’in Uludağ’ı arasında sayılan Bozdağ’ı. Tarihî mekânlarından başlayarak, bu güzel ilçeyi tanımaya ve gezmeden görmeye başlayalım.
TARİHÎ GELİŞİMİ:
Ödemiş adı bazı tarihî belgelerde OTAMIŞ biçiminde yazılır. XIV., XV., XVI. yüzyıllarda burada Otamış adlı küçük bir yerleşim birimi vardı. Otamış dilimizdeki Otamak (otamak; tedavi, ilâç vererek hastalığı iyi etmeye çalışmak, tedavi etmek anlamındadır. Otacı ise hekim demektir.) sözcüğü ile ilgilidir. Ödemiş adı Ötemiş sözcüğünün biçim değiştirmiş durumudur. Ötemiş, Teke Türkmenlerine bağlı bir oymağın adıdır. Şu halde Ödemiş adı “ÖTEMİŞ” Türkmen oymağından gelmektedir diyebiliriz.
Ödemiş, Türklere 1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra geçti. 1098’de Bizanslılar Ödemiş’i geri aldı. Aydınoğlu Mehmet Bey, 1308’de beyliğini Ödemiş’te kurup Bizans boyunduruğuna son verdi. 1403’te Timur’un işgal ettiği Ödemiş, 1426’da 2. Murad tarafından Tire Sancağı’na bağlandı. 1919’da Yunan işgaline uğrayan ilçe, bağımsızlığını 3 Eylül 1922’de kazandı.
Bu yüzden Ödemiş’te birçok tarihî anıt mezar bulunmakta ve tarihin açılmamış kültür sayfalarına büyük kaynaklık etmektedir.
CAMİLERİ:
1700’de ilk medreseyi Helvacı Ömer Ağa yaptırdı. 1702’de Yeniköylü Bıçakzade Hacı Mustafa Ağa tarafından Büyük Cami yaptırıldı. Bu cami 1854’te bugünkü durumunda yeniden yapılmıştır. 1705’te Birgi’ye bağlı bir köy olan Ödemiş’in nüfusu 1800 yıllarından başlayarak hızla arttı ve şehir kuzeybatıdaki antik Hypaipa’nin mermerlerinden yararlanılarak onarıldı. 1811’de Kilcizade Seyyid Muhammed Ağa Ödemiş voyvodalığı yaparken Gürcüzade Camii’nin (Küçük cami) minaresini yaptırdı. 1820’de Aydın Livasında bulunan memleketler arasında Ödemiş voyvodalığının da adı vardır. 1828’de Aydın’da ayaklanma çıkaran Atçalı Kel Mehmet Efe’nin zeybekleri Ödemiş’i de ele geçirdiler. Voyvoda ve kadı şehri terk ettiler. 1829’da Osmanlı yönetimi şehre yeniden sahip oldu. 1831’de Osmanlı İmparatorluğunda ilk nüfus sayımında Ödemiş kaza merkezi olarak görülür. 1835’de Ödemiş’teki yerli Rumlar antik Hypaipa’nin (şimdiki Günlüce Köyü) mermerlerinden yararlanarak bir kilise ve okul yaptılar. Kilise, Cumhuriyet devrindeki ‘’İyi Sinema’’ (şimdi yanmıştır), okul ise yıkılan İstiklâl okuluydu. 1838’de Hacı Hafız Gürcüzade tarafından Gürcüzade Camii’nin şadırvanı yaptırıldı.
EL SANATLARI:
Ödemiş insanları çok maharetli insanlar. Özellikle iğne oyaları her kızın çeyizinin baş tacı parçalarından birisi. Genel olarak Birgi ile aynı sanatları yapıyorlar. İlginç bulduğum bazı oya isimleri: “Gizli Irası, Tren Yolu, Kore Kilidi, Cilveli, Kıbrıs Çiçeği, Sevgiliye Mektup, Kaynana Tokadı, Cennet Süpürgesi.”
GELENEKSEL YEMEKLER:
Ödemiş’in geleneksel yemekleri arasında ev yapımı küçük kabuklu kumpir kızartması benim liste başı yiyeceğim. Bunun dışında ise; yağda kızartılmış kıtır ekmek üzerindeki meşhur Ödemiş Köftesi, Töngül Katmeri veya pidesi, Keşkek, Ekmek Dolması, Yağlı Sulu Akıtma, Kestirme Çorbası, Höşmerim, Heybeli Çorba, Yağlı Ekmek, Sinkonta, Isırgan Avunması, Dibile, Kaba Kaşı Tatlısı, Kalbur Bastı gibi yemek ve tatlıları vardır.
GEZİLECEK YERLERİ:
Bozdağ, Ödemiş’in en güzel beldelerindendir. Yüksekliği 2157 metreyi bulan Bozdağların eteğinde kurulmuş ceviz, kestane, çam, sedir ağaçlarıyla çevrili adeta yeşil bir cennettir. Antik çağlarda Bozdağ’ın adı TMOLOS Dağlarıymış. Eski zamanlardan kalma hayalî bir hikâyesi de var, ama bunu merak edenlere havale ediyorum. Kayakseverler için kar zevkini tadamayanların duraklayacağı güzel bir durak.
Ödemiş ile sizlere anlatacaklarım burada bitti. İzmir’e giderken yol üzerinde durmanızı ve eski yapılı mimarisi ve sıcak insanları ile burada bir iki saat geçirmenizi, geleneksel tatlarını tatmanızı tavsiye ediyorum. Yeni bir yerde görüşmek üzere.
Kaynaklar:
-www.izmirnet35.com
-www.odemis.com
-www.bilgiara.com
MERVE İRİYARI
[email protected]