"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Devrim, evlatlarını yer”

Kâzım GÜLEÇYÜZ
26 Kasım 2020, Perşembe
Fransız devriminin öncülerinden Danton, devrim sonrasında giyotine gönderilen ilk isimlerden biriydi ve bu durumu “Devrim, evlatlarını yiyor” sözüyle tarihe kaydetti.

Daha da ibretli ve manidar olanı, Danton’un idam fermanını çıkaran Robespierre’in de—ki devrimi birlikte yaptıkları önde gelen isimlerden biriydi—bir müddet sonra arkadaşlarıyla birlikte aynı âkıbete uğratılmış olmasıydı.

Yakın tarihimizde de bunun örnekleri var.

En başta, Fransız ihtilalinden çok etkilendiği bilinen ve daha Osmanlı subayı iken Batılı hayat tarzını ülkemize de getirmek için “coup,” yani darbe yapmaktan söz eden M. Kemal’in, ipleri tamamen eline aldıktan sonra başlattığı devrimler sürecinde, evvelce kendisine en büyük desteği vermiş olanlardan başlayarak yaptığı geniş çaplı tasfiyeler.

Sonra 27 Mayısçıların, başından itibaren ihtilalin plan, sevk ve idaresinde aktif rol almış olan Türkeş ve ekibini devredışı bırakmaları.

12 Eylül’ün sivil devamı ve uzantısı olarak 8 sene tek başına iktidarda kalan ANAP’ın, bilâhare kendi içindeki iktidar kavgalarıyla beraber kan kaybederek gittikçe zaafa uğraması ve 28 Şubat’a da payandalık yaptıktan sonra siyaset sahnesinden tamamen silinmesi.

28 Şubat’ın baskı ve dayatmalarının toplumda sebep olduğu tepki birikimi sayesinde, girdiği ilk seçimde iktidar olan ve sonraki seçimlerin bir kısmını “mağduriyet” üzerinden, sonuncularını ise kurduğu ittifaklarla kazanarak bugünlere ulaşan AKP’de cereyan eden tasfiyeler de bu gerçeğin en yeni örnekleri.

Özellikle tek adam rejimine geçiş sürecinde ve sonrasında bu tasfiyeler iyice hızlandı ve arttı. AKP iktidarlarında cumhurbaşkanlığı, başbakanlık, bakanlık ve teşkilât yöneticiliği yapmış birçok isim artık partisiyle yolunu ayırmış durumda ve bunların önemli bir kısmı yeni ve başka partilerle yoluna devam ediyor.

Senelerce “Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda” denilen insanlar, şimdi çok farklı yollardan gidiyor.

Devleti de, AKP’yi de cenderesine alan tek adam rejimi, 18 yılda partiyi bugüne getiren isimleri, gözünü bile kırpmadan harcarken, bunun doğurduğu ve giderek büyüyen boşluğu kızılelmacı ortaklarıyla doldurmaya çabalıyor.

Ve kızılelma ittifakı, mukadder çöküşüne doğru gidiyor. Memleketi de mahvederek...

Okunma Sayısı: 5031
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • M.Mert

    26.11.2020 22:40:05

    Ve geldik siyasal İslam'ın sonuna,başkaları uğraşsaydı kesinlikle başaramazdı,her şerde bir hayır vardır.

  • Kanuni

    26.11.2020 12:29:28

    Devrimler ve mucidi; Devlet geleneği ve Millet değerleriyle uyumluysa evlatlarına zarar ve ziyan vermez. Ancak; Milletimizin, evlatlarının ve analarının gözyaşlarını dindirmiyor. İktidara gelenler Milletin sırtından inmiyor. Dertler dinmiyor. Ekonomik sıkıntılar peş peşe geliyor. İnsanlarımız yarınlarından endişe ediyor. Geleceğe ümitle bakamıyor. Fikir ayrılıkları ve kutuplaştırmalar ile toplum birbirine düşman edilerek, on yılda birde devlete ve millete ayar veriliyorsa? Uyuşmazlığın kaynağı, devlet ve millet süzgecinden geçirilip, teşhisi ve tedavisi bir an önce yapılarak, yarınlara umutla bakmalıyız. Devletimizin ve Milletimizin genleriyle uyumlu olmayanların devrimlerine kurban edilecek evlatlarımız olmamalıdır. 🇹🇷 Evlatlarımız bütün enerjisini, uluslararası arenada saygın devlet ve millet olma ülküsüne harcamalıdır. 🇹🇷 Semboller ile aldatılarak, değerlerimizin, yer altı ve üstü kaynaklarımızın içerisinin boşaltılmasına bir SON verme vakti gelmedi mi?

  • Mehmet

    26.11.2020 07:20:12

    Görünen köy ...EGO nün aşırı şişmesinden kaynaklanan görme bozukluğu,iletişim bozukluğu,kaygı seviyesinde yükselme ve hatta KORKU ...hepsi birer semptom olarak KABAK misali görülüyor. Godzilla herkesin korkulu hallerinin sebebi iken filmin sonunda O nunda korkuyor ve yavruları için endişeleniyor olduğunu gördük.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı