Kovid salgınının hayatımızı alt üst edip düzenimizi tamamen değiştirdiği 14 aya yakın zaman zarfında iktidarın bu süreci yönetme şekli giderek daha fazla tartışılıp eleştiriliyor.
Özellikle neye göre belirlendiği anlaşılamayan ve çelişkilerle dolu sokağa çıkma yasakları ile sadece belli yaş gruplarına getirilen kısıtlamalara bir türlü anlam verilemezken, camilerde “Cuma’ya izin, teravihe yasak” ve tıklım tıklım toplu taşımaya devam gibi tuhaflıkların da herhangi bir mâkul izahı bulunamıyor.
Gündüz herkes yüz yüze bırakılırken, sokak yasağının, büyük çoğunluğun zaten eve çekildiği gece saatlerine tahsis edilmesinin de.
Bu ve diğer çelişkileriyle birlikte “tedbir” ve “kısıtlama”ların geçen Mart’ta “normalleşme” adına gevşetilmesi, yol açtığı sonuçlarla son dönemin en fazla eleştirilen kararı oldu.
Yine aynı dönemde, maske ve mesafe için halkı sürekli uyaran ve uymayanlara cep yakıcı para cezaları kesen iktidarın, kendi parti kongrelerinde bu kuralları göz göre göre hiçe sayıp çiğnemesi de tepkiyle karşılandı.
İl ve ilçe kongreleri de, büyük kongre de yoğun kalabalıkların katıldığı lebaleb dolu salonlarda gerçekleştirildi. Ve bu durum, kırmızıya boyanan ilk bölge olan Karadeniz’de ortaya çıktı. Sonra her yer kırmızıya döndü.
Buna rağmen tedbir alınmadı.
Sonucu, katlanarak artan vak’a ve vefat sayıları olarak tezahür edince, Ramazan’a girerken iki hafta için kısmî kapanma ilan edildi; ama bunun yeterli olmadığı görüldüğü için bu defa bayram günlerini de içine alacak şekilde tam kapanma kararı alındığı duyuruldu.
Ve bu karar bazı iktidar gazetelerinde “Güzel bir yaz için” şeklinde gerekçelendirildi.
Belli ki asıl maksat, geçen yaz olduğu gibi bu defa da turizm sezonunun kurtarılması.
Gidişatın Rusya dahil birçok ülkeyi Türkiye’ye turist göndermeme kararı almaya sevk ettiği bir tablo oluştu ve bunun da sorumlusu “zamansız gevşeme” kararı almış olan iktidar.
Turizmi kurtarmak için gösterdiği hassasiyeti bayramdan esirgeyip milleti Ramazan Bayramında da ev hapsine mahkûm eden iktidarın bu yaklaşımı, çelişkileri, çifte standartları, öngörüsüzlüğü için ne denilse az.
Vaziyet bu iken hâlâ milletin gözünün içine baka baka “Salgınla mücadelede en başarılı ülkeyiz” nutuklarının atılabilmesi için de...