"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Salgın yayıldıkça

Kâzım GÜLEÇYÜZ
04 Aralık 2020, Cuma
Geçen Mart’tan bu yana ülkemizde de bir numaralı gündem olmaya devam eden korona salgını azalıp hafiflemek şöyle dursun, daha da ağırlaşarak hepimizin hayatını etkilemeyi sürdürüyor.

Bunda iktidarın süreci yönetme politikasının rolü ve etkisi de haliyle tartışılıyor ve ciddi şekilde sorgulanıyor.

Son dönemde bu tartışmaların odağına yerleşen konulardan biri, gerçek vak’a sayılarının henüz yeni açıklanmaya başlamış olması.

Bu durum ister istemez şu soruların önünü açtı: Gerçek sayılar şimdiye kadar neden gizlendi? Böyle yapılarak durumun ciddiyet ve vahametinin anlaşılmasına engel olunmuş olmadı mı? Gizlenmeseydi yetkililer ve toplum tedbirlere çok daha sıkı sarılmaz mıydı?

Aylar sonra açıklanmaya başlanmasında, Dünya Sağlık Örgütünce yapılacak aşı dağıtımında gerçek sayıların dikkate alınacağı şeklinde bir iddia da var, o da ayrı bir bahis.

Vefat sayılarındaki çelişkiler ise hâlâ sona ermiş değil. Sadece İstanbul’daki günlük vefat sayısının, Bakanlıkça Türkiye geneli için açıklanan sayının üzerinde olması başlı başına bir garabet. Daha önce başka iller için söz konusu olan bu çelişki, İstanbul işe dahil edilince çok daha dikkat çekici hale geliyor.

Son açıklanan tedbirler de yoğun tartışmalara konu oluyor. Hafta içi sokağa çıkma yasağının, sokakların zaten çok boşaldığı gece saatleriyle sınırlı tutulması en fazla eleştirilen hususlardan biri. Okullar ve kreşler için verilen aç-kapa kararlarındaki tutarsızlıklar da.

Artık iyice ortaya çıktı ki, salgın sürecinin yönetiminde de ortak akıl devre dışı. İlgili ve yetkili kurum ve kişiler arasında sağlıklı ve düzgün işleyen bir koordinasyon yok. Çok ciddi irtibatsızlık ve kopukluklar söz konusu.

Bu endişe verici tabloyu katmerleyen bir gelişme, Cumhurbaşkanının “Bilim Kurulu sorumludur” diyerek topu oraya atması ve kurul üyelerinin de “Hayır, biz sadece teklif ve tavsiye eden konumundayız, sorumluluk kabinede” diyerek topu geri iade etmeleri oldu.

Kurulun şimdiye kadar verdiği görüntünün, üyeler tarafından yapılan ferdî açıklamalarla sınırlı kalması ve koordineli, derli toplu bir mesaj verilememesi de işin bir başka ciheti.

Sarayın “Çok iyi yönetiyoruz” dediği salgın mücadelesinde gelinen nokta ve manzara-i umumiye böyle. Allah sonunu hayreylesin.

Okunma Sayısı: 4565
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdulkadir

    4.12.2020 16:46:24

    Aslında ilk başlarda insanların çoğu;açıklanan rakamlara pek güvenmiyordu.6 bin küsuratla açıklanan vak'a sayıları,rakamlar güven vermeyince bir anda 28 binlere kadar çıktı.İnsan şöyle bir düşününce açıklanan verilere pek inanamıyor yahut güvenemiyor.İstanbul'daki vak'a ve ölüm sayıları bile yüksek iken,nasıl oluyor da,ülke geneliyle aradaki rakamlar bir tutuluyor yahut ülke genelinden daha fazla ölümler, İstanbul'da meydana geliyor.Maalesef birçok konuda olduğu gibi,bu son derece önemli konuda da;iktidar cenahı,bu işi eline-yüzüne bulaştırdı.Evet 'çok iyi yönetiyoruz' dedikleri bu çetin mücadelede,geldiğimiz nokta tam bir fecaat.Rabbim sen muhafaza eyle bizleri...

  • Demokrat hukukçu

    4.12.2020 12:00:51

    Demokrasinin olmazsa olmazı şeffaflık ihlal edildi. Netice hüsran. Demokrasi "devlet sırrı" nın en az olduğu rejimdir. Hasta sayısını saklamak devlet sırrı olamaz. Ayrıca devlet sırrı olan konular önceden tadadi olarak kanunla sayılmalıdır ki herkes bilsin ve ona göre davranıp suç işlemesin. Bugün birçok insan bu bilinmezlik yüzünden hapis yatıyor.AKP iktidarı önüne gelen konuyu devlet sırrı yapıyor ve böylece hesap vermekten kaçıyor. Ama bir zaman gelir bunun da hesabını vermek zorunda kalırlar. Hesaptan kaçış yok. Ama bu dünyada ama öbür dünyada. Allah (cc) hesap soranların en hayırlısı ve en hızlısıdır.

  • Hüseyin İlhan

    4.12.2020 10:22:02

    Salgına karşı iktidarın son tedbirleri ise tam çadır tiyatrosu mesabesinde görülmüştür.M.Eğitim bakanının serbest dediği okul öncesi özel eğitim kurumları için 4 gün sonra içişleri yasak demiş ve yangından mal kaçırı ve vatandaşına tuzak kararı(Yasağın sabah açıklanmasıyla kurumlara giden çocuklar sokakta bırakılırcasına kapatılacak denmiş,kapatmayanlara ise cezai müeyyide uygulanmıştır.Kısaca devlet idaresi böyle tuzak kurup ceza gelirlerini arttıran bir 'SOYLU, ! şahsiyet sahibi devlet adamı ile iftihar etmelidir. Kısaca maske dağıtımıyla başlayan çadır tiyatrosu şenliğmiz kesintisiz devam etmektedir. Seyir zevkinden,oyunu sahneleyip zevk alanlardan rabbim bizi esirgesin.

  • Bilge Kağan

    4.12.2020 10:20:25

    Bütün kamu halk-ı cihan bilsin ki; bugün yaşadıklarımız. Mazlumlara birebir yaşatılanların aynısıdır. "Yaşattıklarınızı yaşamadan ölmeyin" diyen gariplerin dualarının bir tecellisidir. Allah muhafaza, koronavirüse rahmet okutacak daha büyük afat, felaket ve salgın hastalıklara düçar olmadan zulümlerden geri adım atılıp, mâzlumlara her türlü hakları iade edilerek, sevindirilmelidir. Zulümden başka türlü çıkış yok. Akl edene!!!

  • Hüseyin İlhan

    4.12.2020 10:16:55

    Hayırlı cumalar olsun.İktidarın salgınla ilgili ne doğru stratejisi ne de sağlıklı ve güven veren uygulaması var. Mesela salgın için dezenfaktan üretilmesinde iktidarın başı bunu bütçe açığını kapatmak için fırsat olarak görmüştü.Yine ehli salip ülke idarecileri halkına salgında sokağa çıkmamaları ve karşılığında gaz,su ile elektirk faturalarını devletin karşılayacağını söyler ve yaparken bizde ise insanımızın elektriği,gazı kesilerek farklı bir insanlık dersi verilmiştir.Keza salgına karşı tedbirler çerçevesinde ABD her bir ferdine belli bir miktar nakdi yardımda bulunurken bizim evrendeki emsalsiz millet ve adalet edebiyatçısı ise ellerinde kalan daireleri satmaları için müteahhitleri darboğazdan kurtarma adına kamu bankalarının zararı pahasına faizleri düşürerek bir değil onlarca konut sahibi olması için tedbir uygulamışlardır.

  • Cemil

    4.12.2020 07:54:34

    Artık iyice ortaya çıktı ki, salgın sürecinin yönetiminde de ortak akıl devre dışı. İlgili ve yetkili kurum ve kişiler arasında sağlıklı ve düzgün işleyen bir koordinasyon yok. Çok ciddi irtibatsızlık ve kopukluklar söz konusu. Ne güzel özetlemişsiniz. Olay bu...

  • Hüseyin İlhan

    4.12.2020 00:40:28

    COVİD19 Salgını seyrinde iktidarın zincirleme yanlışları: 1-Bu salgını yılbaşından önce gördük diyen iktidar basit maske üretimini bırakın dağıtımını dahi yüzüne-gözüne bulaştırdılar.Neden sırf bir şahsı parlatmak için.Nsılmı tıpkı ilk reisi parlatmak için kullanılan metod gibi. 2-Tedbirlerde ise tutarsılıklar silsilesi oldu ve devam ediyor.2gün yasak 5 gün serbest.Yani serbest günlerde salgın deliğinde,yasaklarda ise caddelerde miydi. 3-Salgın ile ilgili rakamları gizleyerek halkın tehlikeyi ciddiye almasını maalesef önlediler. 4-Yaz aylarında turistik işletmelri kurtarmak adına iç turizim için bankalara kredi verdirtenelr salgının yayılmasına neden oldular.Bu hususta resmi makanların şehirlere dönüşte dahada artma endişemiz ve tesbitimiz var ifadelrinde görebiliriz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı