Çok farklı dünya görüşlerine sahip insanların takdir ve hayırla yad ettiği bir isim olarak ve gök kubbede hoş bir sada bırakarak dünyadan ayrılmak herkese nasip olmaz.
Hafta içinde rahmet-i Rahman’a kavuşan Sezai Karakoç, mütefekkir, yazar ve şair olarak böyle bir insandı. Derin tefekkürü, güçlü kalemi, nesirdeki sağlam üslûbu, şiirdeki özgün sanatı ve çizgisindeki vakur duruşuyla.
Ömrü boyunca, İslam medeniyetini kendi temelleri üzerinde yeniden ihya etmek için uğraştı. Yazılar yazdı, kitap telif etti, dergi çıkardı, bir “diriliş nesli” yetiştirmeye çalıştı.
Karakoç 60’lı yıllardan itibaren Risale-i Nur gerçeğinin manevî gücünü isabetle değerlendiren ve bu eserler etrafında şekillenen iman ve ihlâs eksenli hareketin İslamî diriliş sürecindeki önemini vurgulayan bir kalemdi.
27 Mayıs sonrasında yoğunluk kazanan hücumlara karşı “Kalem yazmak zorundadır” başlıklı yazılarıyla Risale-i Nur’u ve Nur Talebelerini müdafaa etti; bu sebeple yargılandı, mahkûmiyet kararlarına maruz bırakıldı.
Onun bilhassa o zor zamanlardaki samimî ve dirayetli tavrı başlı başına takdire şayandı.
Sonraki süreçte kendine has ve nev-i şahsına münhasır bir yol takip etti. Siyasetle de kendi tarzıyla meşgul oldu. Benzeri olmayan Diriliş Partisini kurdu; iç ve dış siyasetle ilgili görüşlerini o kanalla duyurmaya gayret etti.
Siyaset bahsindeki tavır ve çizgisi Nur Talebelerinin ve Yeni Asya’nın, Risale-i Nur ölçüleri çerçevesinde meşveretlerle tayin ettiği duruştan farklıydı, bazı tenkitleri de oldu.
Bu tavrı bir cihetiyle Necip Fazıl’ı andırsa da onunla da tam olarak örtüşmedi. Bunu “siyasal İslamcılık” hareketine geçmişte de, son dönemde de iltifat etmeyip yüz vermeyerek gösterdi. Öyle ki, kendisine verilen Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Ödülünü almak için Köşke gitmedi.
Ve Diyanet’in “Sizi hacca götürelim” teklifini, “Milletin parasıyla gitmem” diye reddetti.
Böylece, hele şu dönemde daha çok önem kazanan istiğna düsturuna hassasiyetle riayet edebilenlerden biri olduğunu gösterdi.
Güncel siyasetin bazı detaylarında farklı düşündüğü hususlar olsa da, prensipler bazında tutarlı ve düzgün bir çizgi takip etti.
Vefatıyla çok değerli bir fikir ve dava insanını kaybetmiş olduk. Allah rahmet eylesin.