"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur’da Japon konuları-3

Mehmet ÇETİN
12 Şubat 2022, Cumartesi
Özel mektupta ne yazıyordu?

Japonya İmparator Meiji’den Sultan Abdülhamid’e hediyelerle beraber gelen özel bir mektuptan kısa bir bölümü Ali Fethi Okyar’ın, Sultan Abdülhamid’in hatıralarından naklettiği şu bölüm, konumuzla alâkalıdır:

“Japonların Ruslara karşı kazandıkları zaferin arefesinde idi. Japon imparatorluk ailesine mensup bir prens beni ziyaret geldi. İmparatorundan hususî bir mektup getiriyordu. Benden, İslâm dininin muhtevasını, iman esaslarını, gayesini, felsefesini, ibadet kaidelerini izah edecek kudrette bir dinî-ilmî heyet istiyordu.

Bunun sebebi vardı, orada İslâmiyet’i yaymayı mukaddes vazife sayan Abdürreşid İbrahim isimli, aslı Kazan’lı olan bir Müslüman âliminden mektup almış, Japonya’da İslâm’ı tamim (yayma) hareketine yardımcı olmam istenmişti. İslâm âleminin halifesi idim, bir tarafta daima iftihar ettiğim ve hizmetkârı olmaya çalıştığım bu âli vazife, diğer taraftan ruhumda bu mahiyette şerefli hizmete duyduğum hasretle, mümkün olan her şeyi yaptım. Fakat bu yardım daha çok maddî sahada kaldı. Çünkü Abdürreşid İbrahim, bizim din adamlarımızdan başka hüviyet içinde idi. Türkçe, Arapça, Farsça’dan başka Rusça ve Japonca biliyordu. Kırk yaşından sonra Fransızca ve Latinceyi öğrendiğini yazmıştı.” 1

Rahmetle andığımız Tatar münevverlerinden Kazan’lı Kadı Abdürreşid İbrahim (1854-1944), Osmanlı Sultanı tarafından desteklenen Japonya’da İslâm’ın yayılmasının öncülerindendir.

Gelen mektup üzerine Sultan Abdülhamid, konuyu Şeyhülislâm Cemaleddin Efendi’ye (1848-1919) açar. Tezhipli Kur’ân ve başka hediyelerle beraber gönderilir, cevap için süre istenir ve ilerleyen yıllarda heyet hâlinde hazırlanan cevap gönderilir.2

Modernleşmede Japon modeli

Öncesinden de ifade etmiştik, ama hatırlatmakta fayda var. Japonlarla olan yakınlaşma, Osmanlı münevverini, Japon modeli ile ilgilenmeye sevk eder. Şöyle ki:

Osmanlı’nın son devrindeki modernleşme hareketinde bazıları, Japon Modeli olarak isimlendirilen millî ve dinî kimlik muhafaza edilerek Batı’nın teknolojisinin alınabileceğini benimserler.

Bediüzzaman bu görüşü şöyle ifade eder; “Kesb-i medeniyette (medeniyet elde etmekte) Japonlara iktida (uymak) bize lâzımdır ki, onlar Avrupa’dan mehasin-i medeniyeti (medeniyetin güzelliklerini) almakla beraber, her kavmin mâye-i bekası (varlığının temeli) olan âdât-ı milliyelerini (millî âdetlerini) muhafaza ettiler.”3

Abdullah Cevdet gibileri de laik görüşten hareketle her şeyi ile Batı kabul edilmelidir anlayışındadır.

Özetle naklettiğimiz malûmat ile 4 Japonlar tarafından Meşihat-ı İslâm’a varid olan suallerin sorulmasını hazırlayan siyasî, askerî zeminine dikkat çektik, ama bu bizim hem konumuz değil ve hem de alanımız değildir ki ayrıntıya girelim. Bize lâzım olan Risale-i Nur’da Japon konularını tasnif etmektir ki buraya kadar bu tasnife zemin hazırladık. Sıra o tasnife geldi, nasip olursa haftaya…

Dipnotlar:

1- http://www.davetci.com/d_biyografi/biyografi_abdurresidibrahim.htm 

2- Mehmet Selim Mardin, https://www.yeniasya.com.tr/lahika/risale-i-nur-da-japon-baskumandani_100599 

3- Eski Said Dönemi Eserleri, s. 93 (Nutuk).

4- https://www.altayli.net/turk-japon-iliskilerinin-tarihi.html; https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/267908

Okunma Sayısı: 1822
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali

    12.2.2022 14:06:42

    Tebrikler güzel bir inceleme.Bu talep 1905 Japonların Rusya' yı yenmesi arifesinde oluyor. Üstad ise 1907 de Sultan Abdulhamid ile görüşebilmek için Yıldız Sarayı kapısında mücadele veriyor. Kader hükmünü icra etti eyvallah. Ama zihin cimnastiği de lazım; Abdulhamid üstadla görüşüp bu meseleyi açsaydı ne olabilirdi. Bu mesele imkansız mıydı yoksa imkan dahilinde miydi? Bunun cevabını, vehimli kuşatılmış tek adam yönetiminin mahzurlarında arayabiliriz..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı