"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Selanikliler Osmanlı ile becayiş yaptı

M. Latif SALİHOĞLU
02 Mayıs 2024, Perşembe
31 Mart Vakasından (13 Nisan 1909) on gün kadar sonra İstanbul’a gelen Hareket (Selanik) Ordusu, ilk iş olarak hükûmet darbesini yaparak sıkıyönetim ilân ettirdi. Askeri mahkeme kurdu ve hemen idamlıklar listesini hazırladı.

Nisan ayı sonlarında, Talat Paşa’nın sultası altındaki Meclis’in kararıyla Sultan Abdülhamid hall edildi, yani tahttan indirildi. Hemen ardından, yağma edilen Yıldız Sarayı’ndan alınarak Selanik’e gönderildi. Yine Selanik kökenli olan Ali Fethi Okyar, sabık Sultan’ın güvenliğinden sorumlu tutulan kişi oldu.

Mayıs ayı başlarında Selanik’te bir Yahudiye ait olan Alatini Köşkü’ne yerleştirilen Osmanlı’nın son kudretli padişahı, Balkan Savaşlarının başlaması üzerine üç yıl sonra İstanbul’daki Beylerbeyi Sarayına getirildi. 10 Şubat 1918'de vuku bulan vefat tarihine kadar burada bir nevî hapis kaldı.

*

Sultan Abdülhamid’in özellikle Selanik’e gönderilmesinin şüphesiz önemli sebepleri var. Osmanlı’da en çok Yahudi nüfusunun bulunduğu yer burası. Ayrıca, komitacı İttihatçıların merkezi yine Selanik idi. Onlar da gücünü daha çok dönmelerden alıyordu. Vaktiyle, Osmanlı’ya gelip sığınmacı durumunda olan bir topluluk.

*

1492'de İspanya'dan kaçmaya-göçmeye zorlanan kalan yüz binlerce Yahudi nüfusu, kitleler halinde gelip Osmanlı şehirlerine yerleştiler. Bunların başında da Selanik gelir.

1909 darbesinden sonra Selanik’e gönderilen Sultan Abdülhamid'in esasen hürriyet ve meşrûtiyetten hazzetmediği, Meclis–i Mebusan'la çalışmak istemediği ve hatta Kànun–u Esâsî ile amel etmeye yanaşmadığı inkâr edilmez bir vakıa.

Ancak, buna rağmen Sultan Abdülhamid'in Temmuz 1908'den itibaren farklı bir noktaya geldiği ve askıya alınan meşrutiyetin lazımı olan her şeyi kabullenerek bunlara işlerlik kazandırmaya başladığı da ayrı bir vakıa. 

Yani, 1909'un Nisan ayı başlarına kadar Sultan Abdülhamid kaynaklı ortada ciddî hiçbir problem yok. Üstelik her şey yoluna girmiş gibi görünüyor.

Bu gidişattan asıl rahatsız olanların ise, Sabetaycıların da içinde kümelendiği İttihatçı komitacıların olduğu, geçen zaman ve yaşanan hadiseler ispat etti. Bu kesimin teşkil ettiği Hareket Ordusu, sözde İstanbul'a gelip isyanı bastıracak, tehlikeye giren hürriyet ve meşrûtiyeti kurtaracaktı. (Tıpkı, yakın tarihte ABD’in Irak ve Ortadoğu’ya demokrasi getirme vaatleri gibi.)

Komitacılar, bilâkis var olan hürriyetleri de kıskaca alıp meşrûtiyetin canına okudular. Eskisine rahmetler okutan şiddetli bir istibdat yönetimini yürürlüğe soktular ve bu sayede zalimane iktidarlarını muhafazaya çalıştılar.

*

Bediüzzaman Hazretleri, 27 Nisan 1909'da Sultan II. Abdülhamid'in tahttan indirilme hadisesini "tebeddül–ü saltanat" şeklinde tarif ile tahlil ediyor. (Bkz: Şualar, s. 239; Kastamonu Lahikası, s. 157)

Böylelikle, saltanat tebeddül etti. Yani, yönetim (idarenin iradesi) Osmanlı'dan Selaniklilerin eline geçti; aralarında bir nevi becayiş durumu hasıl oldu.

Esasında, Hareket Ordusunun asıl maksadı da buydu. Gerisi bahaneydi.

Hükümetin ve askeriyenin kilit noktalarını ele geçiren Selaniklilerden teşkil edilen dönme komitesi, 31 Mart Hadisesini bahane ederek İstanbul'u işgal ile sıkıyönetim ilân ederek yönetime el koymuş oldu.

Şayet, bu ordunun maksadı hürriyeti tesis etmek ve Meşrûtiyeti korumak olmuş olsaydı, bunları kabul etmiş olan Sultan Abdülhamid'i tahttan indirmek gibi kahredici bir yola tevessül etmezdi.

Fakat, asıl gaye başkaydı. Bu sebeple, önce padişahı devirdiler, ardından İttihad–ı Muhammedî ile Ahrar Fırkasının mensuplarını idam sehpasına gönderdiler. Neticede, Meşrûtiyetin canına da okuyarak, kanlı bir istibdat rejimini uygulamaya soktular.

Böylelikle, hem bağcıyı dövdüler, hem de bağın üzümünü gasp ve talan etmiş oldular.

Okunma Sayısı: 1361
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Said Yüksekdağ

    2.5.2024 14:40:26

    Yakın tarihin en ince detayına kadar incelenmesi elzemdir.

  • HÇeşitcioğlu

    2.5.2024 12:42:16

    Bediüzzaman, 31 Mart Olayının çok yönlü bir vaka olduğunu açıklar. Üstada göre, ihtilali hazırlayan huzursuzlukların kaynağı, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin siyasette şiddet kullanması, fırkaların tartıştığı bakanların değişmesi, II. Abdülhamid'in tahttan düşürülmesini engellemek, askerlerin hislerine ve dini hassasiyetlerine muhalif durumları önlemek, 8 Nisan 1909'da Galata Köprüsü'nde vurulan Serbesti Gazetesi başyazarı Hasan Fehmi Bey'in katilini bulmak, kadro haricine çıkartılan alaylı subayların mağdurıyeti, Meşrutiyetin ilanından sonra hürriyet adına asayişi ihlal eden ve ahlaksızlığı yaygınlaştıran tavırlara engel olmak gibi durumlardır. (Divanı Harbi Örfi) Merhum Abdulhamid; siyasal dindardı. 31 Mart öncesi süreçte; siyaset çökerken; din de çöküyor algılandı. Bunu durdurmak için Taşkışla' da isyan başlatıldı. Harekat Ordusu ise; bu bahaneyle karşı isyan başlattı ve kazandı...

  • M. Can

    2.5.2024 11:25:17

    El ceza u mın cınsel Amel Kaidesi mucibince bir müstebit e ceza olarak başka bir istibdat ile terbiye edildi..

  • A. AYDIN

    2.5.2024 04:18:37

    Önemli tespitler.

  • S.topuz

    2.5.2024 01:06:25

    ..."Rivayette var ki: "Deccal'ın mühim kuvveti yahudidir. Yahudiler severek tâbi' olurlar." Allahu a'lem, diyebiliriz ki, bu rivayetin bir parça tevili Rusya'da çıkmış. Çünki her hükûmetin zulmünü gören Yahudiler, Almanya memleketinde kesretle toplanıp intikamlarını almak için, Komünist Komitesi'nin tesisinde mühim bir rol ile yahudi milletinden olan "Troçki" namında dehşetli bir adamı, Rusya'nın başkumandanlığına ve terbiyegerdeleri olan meşhur Lenin'den sonra Rus hükûmetinin başına geçirerek Rusya'nın başını patlatıp bin senelik mahsulâtını yaktırdılar. Büyük Deccal'ın komitesini ve bir kısım icraatını gösterdiler. Ve sair hükûmetlerde dahi ehemmiyetli sarsıntılar verip karıştırdılar."... Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı. Şualar - 587

  • S.topuz

    2.5.2024 01:02:59

    ..."Rivayette var ki: -İsa Aleyhisselâm Deccal'ı öldürdüğü münasebetiyle- "Deccal'ın fevkalâde büyük ve minareden daha yüksek bir azamet-i heykelde ve Hazret-i İsa Aleyhisselâm ona nisbeten çok küçük bulunduğunu" gösterir. لَا يَعْلَمُ الْغَيْبَ اِلَّا اللّٰهُ Bunun bir tevili şu olmak gerektir ki: İsa Aleyhisselâm'ı nur-u iman ile tanıyan ve tâbi' olan cemaat-i ruhaniye-i mücahidînin kemmiyeti, Deccal'ın mektebce ve askerce ilmî ve maddî ordularına nisbeten çok az ve küçük olmasına işaret ve kinayedir."... Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı. Şualar - 588

  • S.topuz

    2.5.2024 01:00:34

    ..."İkinci tevili ise: Hem büyük Deccal'ın, hem İslâm Deccalı'nın üç devre-i istibdadları manasında üç eyyam var. "Bir günü, yani bir devre-i hükûmetinde öyle büyük icraat yapar ki, üçyüz senede yapılmaz. İkinci günü, yani ikinci devresi, bir senede otuz senede yapılmayan işleri yaptırır. Üçüncü günü ve devresi, bir senede yaptığı tebdiller on senede yapılmaz. Dördüncü günü ve devresi âdileşir, bir şey yapmaz, yalnız vaziyeti muhafazaya çalışır." diye, gayet yüksek bir belâgatla ümmetine haber vermiş."... Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı. Şualar - 587

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı