"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman ve Nadir Baysal

Misbah ERATİLLA
20 Mart 2023, Pazartesi
1939 yılında ağır vergi yüküne ve şapkaya muhalefet gerekçesiyle, Mutki ilçesinin dört köyünde ikamet eden Buban Aşireti mensubu 1700 kişi; Edirne, Bursa, Çanakkale, Balıkesir, İzmir, Aydın, Kırıkkale, Samsun ve Kastamonu’ya sürgüne gönderilir. Her aile, farklı illerin ve farklı köylerine gönderilir.

Nadir Baysal’ın ailesi Kastamonu’ya sürgüne gönderildiğinde o daha on üç yaşındaydı. Ailesi burada ilk olarak Bediüzzaman’ın talebesi Çaycı Emin ile tanışır. Çaycı Emin bu aileye kira ödemeden dokuz yıl kalacakları bir ev bulur. Nadir Baysal, daha sonra Çaycı Emin’in çay ocağında çırak olarak çalışır. Nadir Baysal, Bediüzzaman’la tanıştıktan sonra sık sık onun evine gider, ufak tefek işlerini görür. Kimse ondan şüphelenmediği için Bediüzzaman’ın mektuplarını postaya da o verir. Ayrıca şehir dışından Bediüzzaman’ı ziyarete gelenleri karakola görünmemek için mahalle aralarından dolaştırır, Topçu Camii yolundan evine getirir. 

Nadir Baysal, çocuk olmasına rağmen ailesinin geçimine katkı sunmak için canını dişine takarak çeşitli işlerde çalışırdı. Bu sebeple çocukluğunu hiç yaşayamadı. En çok yaptığı işlerin başında çeşmeden evlere ücret karşılığı su taşımak gelirdi. En iyi müşterisi ise Kastamonu’ya sürgüne gelen Fahri Enis adında maddi durumu iyi olan biriydi. Suyu taşıdığı çeşme; Bediüzzaman’ın evinden 100-150 metre, Fahri Beyin evinden den ise 2-3 km uzaklıkta idi. Nadir Baysal suyu rahat taşıyabilmek için bir ağacın iki ucuna taktığı iki tenekeyi su ile doldurup omzumda taşırdı. Fahri Bey’in evine her su götürüşünde Bediüzzaman’ın evinin önüne gelince gözü sürekli pencerede olurdu. Pencerenin önüne geldiğinde Bediüzzaman başını pencereden uzatır onun halini hatırını sorardı. Nadir Baysal’ın ifadesine göre çocuk yaşta tenekelerle su taşımasına Bediüzzaman çok üzülürmüş. 

Nadir Baysal, Bediüzzaman’ı şöyle anlatır: “Bediüzzaman Kastamonu’da olduğu müddetçe daima evde kalırdı. Yalnız Cuma veya Pazar günleri Kastamonu’nun kuzeybatısına düşen Karaçamlığa doğru gezmeye giderdi. Bu âdetini hemen hemen her hafta tekrar ederdi. Giyinişi sade idi. Bezden bir gömlek, şaldan bir pantolon giyerdi. Nuranî ve buğday rengi bir siması vardı. Ona baktığında sanki kalbine huzur, şefkat ve merhamet akardı. İkamet ettiği evi araba pazarı civarında, karakolun karşısındaydı. İki katlı evinin alt katı odunluktu. Evine korkuluksuz ahşap merdivenlerden çıkılırdı. Bediüzzaman’a yakın biri olduğundan dış kapının nasıl açıldığını bilirdim. Kapıyı çalmadan içeri girer işlerini görürdüm. Bediüzzaman’ın odası tahminen dokuz metrekare büyüklüğünde idi. Yerde serili bir kilimi ve bir de sedir vardı. Saçları tamamen beyaz, yüzü sakalsız ve daima traşlıydı. Başında sürekli bir sarığı vardı. Genellikle yemeğinde et ihtiyacını haşlanmış yumurta ile giderirdi.”

Nadir Baysal, Ramazan ayında bir gün eve giderken Bediüzzaman’ı sarığı başında kunduracılar çarşısı civarında faytonla adliyeye doğru götürülürken görür. O günden sonra Çaycı Emin, Mehmet Feyzi Pamukçu ve toplam 22 kişi tutuklanır ve 15 gün cezaevinde tutulurlar. Bediüzzaman o gün ifadesi alındıktan sonra polis nezaretinde eve döner. On beş gün sonra Denizli Mahkemesine nakledilir. Bu tutuklamalarla Kastamonu’da korku havası oluşur. O günlerde korkudan bazıları evinden dahi çıkamaz oldu. Bediüzzaman ve talebeleri Kastamonu’dan ayrıldıktan sonra 1943 yılı içinde depremler meydana gelmeye başladı. Kaleden yuvarlanan taşlar bir evin içine düştü ve yedi kişinin ölümüne sebep oldu. Tosya kazasında ise depremde 600-700 kişi hayatını kaybetti. 

Genel af çıktıktan sonra sürgüne gidenler memleketlerine geri döndüler. Yıllarca birbiriyle görüşmeyen aileler birbirilerine kavuştular. 1952’ye kadar peyderpey geri dönüşler devam etti. Bir kısmı ise memlekete dönmedi bulunduğu yere yerleşti. Nadir Baysal’ın ailesi 1950 yılında aftan yararlanarak Ahlât’ın Saka (Veştonk) Köyüne gidip yerleşti.

Kaynak: 

Ömer Özcan, Ağabeyler Anlatıyor-6

Okunma Sayısı: 1842
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ihsan.pilatin

    21.3.2023 19:09:34

    Allah razı olsun Hocam.

  • Mehmet Emin Bozkuş

    20.3.2023 10:14:34

    Nadir Baysal ağabeye Allah'tan rahmet diliyorum..

  • Said Yüksekdağ

    20.3.2023 09:19:37

    Kalemine kuvvet Misbah Ağabeyim...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı