"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ukrayna-Rusya krizinde son durum

Muhammet ÖRTLEK
19 Şubat 2022, Cumartesi
Ukrayna-Rusya arasındaki gerginlik sürecinde, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 16 Şubat 2022 tarihli beyanatı diplomatik çabalar için umut olmuştu.

Putin’in “Moskova’nın NATO ile güvenlik konularını görüşmeye istekli olduğunu söylemesi ve Ukrayna sınır boyundaki muhtelif yerlerde konuşlanan Rus askerlerinin bir kısmını geri çektiklerini” açıklaması gündemi belirledi. Hatta Putin’in açıklaması, Almanya Başbakanı Olaf Scholz tarafından “iyi bir sinyal” biçiminde nitelendi.

Putin’in açıklamasının, Brüksel’deki NATO Savunma Bakanları toplantısıyla eş zamanlı olması dikkat çekiyor. Ancak ABD Başkanı Joe Biden “150 bin Rus askerinin Ukrayna’nın kuzey, güney ve doğusuna yerleştirildiğini” ifade ediyor. Birde NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg “Rus güçlerinin geri çekildiklerini görmediğini” ve İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace’ın da “geri çekilmenin gerçek olup olmadığını söylemek için çok erken, çünkü Rusya’nın Ukrayna’nın yakınlarına sahra hastaneleri inşa etmeye ve silâh sistemleri yerleştirmeye devam ettiğini” kaydediyor. Böylece Batılı aktörlerce, Putin’in açıklamasının tatmin edicilikten uzak olduğu değerlendiriliyor.

Buna karşılık Rusya “herhangi bir işgal planına sahip oldukları iddiasını” kabul etmiyor. Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise, Batıyı “Rusya’nın kendi topraklarında nasıl davranması gerektiğini dikte etmeye çalıştığını” ileri sürmesi önemli. Çünkü Rusya’nın Belarus ile birlikte gerçekleştirdiği tatbikatın kendi sınırları içinde olduğuna işaret ediyor. Bununla birlikte Rusya’nın, AB Büyükelçisi Vladimir Chizhov’un da, Almanya gazetelerinden Welt’e verdiği demeçte “bu Çarşamba saldırı olmayacak. Önümüzdeki hafta, sonraki hafta ve gelecek ay da bir gerginlik olmayacak” cümleleri Almanya üzerinden Batı’ya yönelik mesaj şeklinde yorumlanıyor. 

Diğer taraftan Chizhov “gerginlik olmayacak” dese de, Batılı unsurlar “yakında bir işgal olmasa bile, Rus askerî yığınağı ile gerginliğin Ukrayna ekonomisine zarar verdiğini, mevcut siyasî ve askerî krizin devamında yine Kiev’in ekonomik zararının süreceği” anlamına geleceğini belirtiyorlar.

Bu vartada Stoltenberg de Rusya’nın olumlu diplomatik mesajı hakkında “temkinli iyimserlik için bazı zeminler sağladığını, ancak Rus kuvvetlerinin varlığının gerçek diplomatik çaba mesajıyla çeliştiğini” vurguluyor. Rusya “Ukrayna’nın NATO’ya üyelik talebinden vazgeçmesini” istiyor. Fakat NATO’nun “üyeliği bulunmayan Ukrayna’da Rusya ile savaşmak için asker göndermediği” aktarılıyor. Buna ek olarak NATO’nun Polonya, Baltık ülkeleri ve Doğu Avrupa’daki üye ülkelerin savunmalarını desteklemek için ABD, İngiliz ve NATO askerlerinin gönderildiği biliniyor. Hâliyle Rusya da, sınırlarına yakın Batılı güçleri istemiyor.

Ukrayna-Rusya arasında yükselen tansiyon, Soğuk Savaş sonrasında uluslar arası sistemin en önemli krizlerinden biri olarak gösteriliyor. Ukrayna meselesi, Avrupalı devletlerce enerji kaynaklarının ve boru hatlarının güvenliği açısından da önem arz ediyor. Yine Batılı aktörler, Rusya’yı “doğal gaz tedarikini azaltarak, enerji fiyatlarının yükselmesine sebep olmakla” eleştiriyorlar. Batı, Rusya’dan kaynaklanabilecek herhangi bir enerji kesintisi ihtimaline karşı farklı kaynak arayışı içerisindedir. Katar Emiri Temim bin Hamad Es-Sani’nin 31 Ocak-1 Şubat 2022 tarihli ABD ziyaretinde, Rusya merkezli kriz durumunda “Katar’ın doğal gaz tedarik durumunun değerlendirildiği” kaydediliyor (Yeni Asya, 29.01.2022, Ukrayna-Rusya Gerginliği Enerji Krizine Neden Olur mu?). Enerji krizi konusu, 18-20 Şubat 2022 tarihlerinde toplanacak Münih Güvenlik Konferansı’nın gündem maddelerinden. Konferansta, ABD İklim Elçisi John Kerry’nin “iklim ve küresel güvenlik arasındaki bağlantıya” vurgu yapacağından bahsediliyor. 

Ukrayna-Rusya sorununda, iklim, enerji ve küresel güvenlik konuları öne çıkıyor. Birde mevcut krizin temiz çevre ve yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırabileceği üzerinde de duruluyor. Bölge hakkında, tarafların birbirlerine yönelik diplomatik girişim ve şüpheleri sürerken, askerî seçenekte göz önünde bulunduruluyor. Hatta Rusya’nın kontrolündeki, Ukrayna’nın Donbas ve Luhansk şehirlerine Rus şirketi “Wagner’in paralı askerlerinin konuşlandırıldığı” iddia ediliyor. Böylece Rusya’nın herhangi bir çatışma durumunda kendi askerleri yerine, öncelikle Wagner’in paralı askerlerinden yararlanıp, uluslar arası hukukta zor duruma düşmemeyi hedeflediği muhtemeldir. Birde Rusya’nın “diplomasiyi öne sürüp, askerlerimi geri çektim” açıklamasıyla, NATO’yu askerî tercihle baş başa bırakmaya çalıştığına yorumlanıyor. Her şeye rağmen, yine de Chizhov’un dediği gibi “gelecek günlerde silâhlı gerginlik olmaması” ümidi içerisindeyiz.

Okunma Sayısı: 1940
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı