Cenab-ı Hakk’ın bizler için hazırladığı, içerisi nimetlerle dolu olan Ramazan evlerimize misafir oldu. Misafir ettiğimiz Ramazan ayı, eli boş gelmeyip bizlere Cenab-ı Hakk’ın hazinesinden getirdi, çokça faydalanabilmemiz için. Tabi ev sahibi olarak bizlerin de bu kıymetli misafire karşı büyük sorumluklarımız vardır. Bu sorumlulukları yerine getirmediğimiz takdirde, misafir çabucak gidecek ve Rabbimizin hazinesinden istifade edemeyeceğiz.
Ramazan-ı Şerif, Kur’an’ın nüzul ettiği, yeryüzüne indiği ay olması cihetiyle öncelikle bu ayı Kur’ân ayı olarak görmemiz gerekmektedir. Kur’ân, Cenab-ı Hakk’ın bizlere semavi hitabı olduğu için, bu ay Kur’ân-ı Kerîm ile iştigalimizi arttırmamız icap ediyor. Hem okumak hem dinlemek ile vakitlerimizin çoğunu Kur’ân’a harcamak, Ramazan ayını güzel karşılamak demektir.
Ramazan ayının kudsiyeti içerisindeki Kadir Gecesi’nden, Kadir Gecesi’nin kudsiyeti de Kur’ân’ın o gün nuzül etmesi cihetinden olduğundan, Ramazan ayında saklı olan Kadir Gecesi’ni bulup o kudsiyetten istifade edebilmemiz için her günü Kadir Gecesi bilmek ve öyle değerlendirmek gerekmektedir.
Nefsimizin kötü hasletlerinden bu ay olsun arınmak, malayani işlerden sıyrılmak, oruç ile yemeği ve içmeyi terk ederek bir nevi melekleşmemiz, Ramazan’ı güzel karşıladığımız anlamına gelmektedir. İnsan melekleşince, maddiyattan uzaklaşıp o ağırlıkları atarak manevî âlemlere uçar. Ancak maddelerle ilgilenirse, ilgilendiği kadar maddî ağırlık onu aşağı çeker.
Maneviyat ile dolan bir ruh ve kalp, Kur’ân’dan daha çok istifade edecektir. Maddî işlerden uzak bir kalbe Kur’ân daha çok tesir edecektir.
İşte bu şekilde bir yaşayış ile ancak böyle bir misafire hürmet etmiş oluruz. Ve misafirin getirdiği nimet hazinesinde istifade etmemiz ancak günahlardan kaçınmak ve güzel ameller yapmamız ile olacaktır. Cenab-ı Hak bizleri, kendimizi Ramazan’ın manevî havasına bırakıp temizlenmeyi, günahlardan arınıp maneviyat ile dolmayı nasip etsin. Amin.