Şahıslardan ziyade, onun temsil ettiği zihniyet önemlidir. Hani, derler ya; ”Zihniyet meselesi..” Evet; doğru olan. zihniyetle muhatap olmaktır..
Zihniyet, dediğimiz unsur, muhteliftir. Bunlar menfi ve müsbet olarakta adlandırılırlar. Müsbet, dediğimiz zihniyetin altında mevcut olan temel felsefe doğrulardır. Menfi zihniyet ise, olumsuzluk adına ne varsa hepsini barındıran bir anlayışla beslenir. Yalan, ikiyüzlülük, riya, münafıkane hareket, zora dayalı tahakküm, inançsızlık ve tek adama dayalı, hal ve haraketler.. İşte, eğitime sirayet eden ve miadı dolmuş zihniyet budur..
Bütün bu gerekçelerden dolayıdır ki, gelişen hadiseler, tek adama dayalı olan menfi zihniyetin miadını doldurduğunu göstermektedir. Bu durum eğitimde daha bariz bir biçimde kendini göstermektedir.
Eğitimde, mevcut olumsuz zihniyetin varlığından dolayıdır ki, herkes eğitim sisteminden şikâyetçidir.
Eğitim yoluyla menfur zihniyetin kendini muhafazaya çalışması suya düşmüştür. O devrede kapanmaya yüz tutmuştur. Bu noktada herkes aklını başına almalıdır.
Bediüzzaman’ın ifadesiyle ”Eski hal muhal, ya yeni hal veya izmihal.” Bu eğitimde de geçerlidir.
Eğitimde miadı dolmuş zihniyeti canlandırma gayretleri boşunadır. İyisi mi siz gelin şu eğitim sistemini yeniden formatlayınız..
NOT: Gazetemizin 47. yılını en kalbi dileklerimle kutlar, nice 47 seneler temenni ederim.