"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ehli hizmetin imtihanları

Nejat EREN
25 Nisan 2023, Salı
Ahir zamanın menfi esintilerinden kurtulmak ilimle takviye edilmiş bir irade gerektiriyor.

Risale-i Nurlarda; helâket, felâket, fırtınalı, enaniyet, benlik, yirmiden birisine de itimadın kalmadığı… vb asır olarak ifade edilen zamandayız! Beterin beterinden Cenab-ı Hak bizi muhafaza etsin.

Böyle bir ortamda ayakta kalıp, sağlıklı bir kafa ve ruhla yaşamak, ancak İslâmî esasları anlayıp hazmetmekle mümkün! İstikametli hayat, dikkat, itina, sabır, irade, maharet ve sebat istiyor!

Maneviyatın dünyevilik ve siyasete bu kadar alet ve istismar edildiği bir zamanda istikamette kalmak çok kolay değil!

Kur’an ve Sünnetin esaslı hizmeti çizgisi, “Ümidi” vazgeçilmez kılıyor. Bunun da ancak; doğru, istikametli, meşverete dayanan bir “şahs-ı maneviyle” sadakat ve cesaretle birlikte olarak mümkün olur. Siyaset mühendisliği trolleri iş başında. Modern çağın her türlü aracı acımasızca kullanılıyor. Bunlar özellikle; “Müslümanlık” kimliğine odaklı; nifak, şikak, kin, adâvet, hile, tarafgirlik, inat, haset, rekabeti kullanan müthiş, tahribatçı fesat komitesi iş başında!

Bütün bu menfilik ve tahribatları durduracak çare ve çözüm, ‘Uhuvvet Risalesi’ndedir.

Bu risalede, “hakikatçe, hikmetçe, insaniyet-i kübrâ olan İslâmiyetçe” tam bir çözüm ve çare vardır. İnsan hayatını mahveden, “çirkin, merdut, zarar, zulmün” tahribatına karşı çözüm önemlidir. Menfilik ve tahribat insanlık için bir zakkumdur, zehirdir!

Sağlıklı bakış açısı için örnek: Bir gemide veya evde bulunan dokuz günahsız ve suçsuz adamla bulunan bir câni yüzünden o gemi ve evin tahrip edilmesinin son derece gaddar bir zulüm olduğudur. Kesin hüküm: “Birtek mâsum, dokuz câni olsa, yine o gemi hiçbir kanun-u adaletle batırılmaz!” (Uhuvvet Risalesi, 22. Mektup)

Buradan hareketle İslâm kimliğiyle “kardeş olan” mü’minlerin arasında sağlıklı bağ; “bir mü’minin vücudunda olan İman, İslâmiyet, komşuluk…vb” gibi değerler yüzünden, bir olumsuz hareketi ile o kardeşin suçlanamayacağı, aleyhinde olunamayacağıdır. Aksi zulüm olur. İnsanın fıtratında olan; “adavet ve muhabbet,” yani düşmanlık ve sevgi hislerinin hakiki manada kullanım sahaları; “Adâvet ve muhabbet, nur ve zulmet gibi zıttırlar. İkisi, mânâ-yı hakikîsinde olarak beraber cem olamazlar.” (age)

Saadetli hayat için “Cenab-ı Hakkın keremi, merhameti ve adaletiyle hazırladığı iyilik içinde muaccel bir mükâfat ve fenalıklar içinde muaccel bir mücazat.” (age) tespiti çok mühimdir.

“Sevaplar içinde, ahiretin sevabını andıracak manevî lezzetler, günahlar içinde, ahiretin azabını ihsas edecek manevî cezaları” idrak edebilmek bir basirettir. (28. Lem’a. 23. Nükte.)

Şahsi, ailevi, akraba ve toplum hayatı için bu kadar zararlı olan düşmanlık, intikam, gıybet, itham, tarafgirlik, kin, inat…vb inancın, kardeşliğin kabulü olamaz!

Hariçten üflenen her türlü menfiliğin kalbe girmesine asla fırsat vermemek gerek!

Her gününüzün bayram sevinci gibi hayır ve hasenatla dolu olması dilek ve temennilerimle. 

Okunma Sayısı: 1826
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı