l Hz. Üstad yurt dışı îman hizmetlerinde de bize ve bütün Müslümanlara bir rehberdir. Tesbitlerimize göre, sağlığında Risale-i Nurlar’ı dünyanın 54 ülkesine ulaştırmıştır.
(Nejat Eren – 06 Ekim’20 Salı)
l Hak ve adaletin yaralandığı, korku ve çekingenliğin kol gezdiği bu kara gün[ler]de Nurlar’ı ilân etmek en büyük mes’eledir—muarızların“Yeni Asya”ya şiddetli muhalefeti işte bundandır! Nur Talebelerinin geri çekilmesi hiçbir sûrette kabul edilemez. Cengiz’in Cafer Hocalarına benzemek ehl-i îmana, Nur Talebelerine yakışmaz ve yaramaz. Tarih bu mukaddes yükü altınla yazacaktır. Bayrağı yere düşürmemeli, bu bayrağın dalgalanmasına el atma[lıdır]; karanlık ve sisli bulutlar böyle dağılacaktır. “Yazık o zamanın gayretsiz insanlarına!” dedirtmemek için hizmetlerimize sıkı tutunma zamanıdır...
(Raşit Yücel – 07 Ekim’20 Çarş.)
l Karşıtlarının (...) tuzağa düşürmek üzere peyderpey hazırladıkları lâstikli kànunlarla Müslümanları hayattan tamamen sileceklerini düşündükleri bir zamanda Said Nursî, zindanları mesken tutarak hürriyet ve İslâmiyet’in karşı atağını başlatacaktı...
(Şükrü Bulut – 12 Ekim’20 P.tesi)
l Üstad(...)“Eski hâl muhâl.” diyerek eski istibdat [tek adam] sistemini reddetmekte ve “Ya yeni hâl, ya izmihlal!” diyerek de meşrûtiyetten (demokrasi) başka çaremizin olmadığını, bu yeni hâl olan demokrasiyi kur[a]madığımız takdirde yıkılacağımızı belirtmektedir.
(Cenap Özkara – 13 Ekim’20 Salı)
l Risale-i Nur, Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye’yi hayata geçirmenin programıdır.
(Ali Ferşadoğlu – 22 Ekim’20 Perş.)
l Asayişin te’mininde, ithâl malı fikirlerin bu topraklardan püskürtülmesinde Risale-i Nur’un, dolayısıyla Nurcuların çok büyük emeği, gayreti ve hizmeti var. Hem de kendilerine reva görülen haksız, hukuksuzluğa; kitapları, tesbihleri, takkeleri ve dahi seccadelerinin suç delili olarak mahkeme koridorlarına taşınmasına rağmen!
(Ali Rıza Aydın – 22 Ekim’20 Perş.)
l Bediüzzaman’ın îkazı, “tek kişi”nin dindar, iyi ve faziletli olmasına değil, “tek kişilik yönetim”in zâfiyeti ve yetersizliğinedir.
(Cevher İlhan – 24 Ekim’20 C.tesi)
l (...)“Ziyâ” fizikî karanlığı, “nur” ise aklî karanlığı aydınlatan bir ışıktır—mânevîdir ve soyuttur. (...)Risalelere “Risale-i Nur” adı verilmesi hep mânevî bir aydınlığı “yansıttıkları” içindir.
(Abdurrahman Aydın – 25 Ekim’20 Pazar)
l (...)“Bid’aların çoğaldığı bir zamanda ulemanın sükût etmemeleri lâzım geldiği”ne dair beyan buyurulan hadîs-i şerîfin emrine imtisâlen Bediüzzaman ve talebeleri susmamış, neticeyi düşünmeden yazmışlar, yazmışlar...
(Çetin Acar – 27 Ekim’20 Salı)
l Bediüzzaman Said Nursî hayatı boyunca siyaseten hep “Ahrar ve Demokrat misyon”a dost ve müttefik olmuş ve bu misyon siyasetine talebeleriyle birlikte daima nokta-i istinat olmaya çalışmıştır.
(M. Latif Salihoğlu – 27 Ekim’20 Salı)
l Peygamberlik zinciri kapandıktan sonra Cenab-ı Hak imamları lütfetmiştir. (...) İşte Bediüzzaman Said Nursî, bu imamlardan çağımızda gelenidir...
(Süleyman Kösmene – 28 Ekim’20 Çarş.)
l Aslında geçmişten bugüne ve bugünden geleceğe hakikî mânâsıyla cumhuriyeti mânen ve fikren hayata geçiren, yaşanabilir ve yaşatılabilir kılan, (kendi ifadesiyle) “dindar bir cumhuriyetçi” olan Said Nursî’nin fikirleridir. (Mikâil Yaprak – 29 Ekim’20 Perş.)
Not: Yukarıdaki tesbitler, gazetemizin 01-31 Ekim 2020 tarihli nüshalarından derlenmiştir.