BU yazıyı kaleme aldığım saatlerde daha henüz aklımda bu sıfatı uygun göreceğim kimse yok. Ama bir-iki gün içinde olacağına eminim.
(...)
Balyoz davası sanıklarının mahkemeye tahliyeleri için yaptıkları başvuru 5 Nisan Salı günü itiraz mahkemesi tarafından bir kez daha reddedildi.
Mahkemenin bu red kararından bir gün sonra ise Genelkurmay Başkanlığı’nın
www.tsk.tr sitesine, 6 Nisan tarihinde saat 15.20’de BA-05/11 no’lu bir basın açıklaması kondu ve mahkemenin verdiği bu red kararı Genelkurmay’ın resmi site sinden eleştirildi.
Öncelikle Genelkurmay’ın resmi sitesinin adresinin neden
www.tsk.gov.tr olmadığını bir kez daha sorgulayalım, askerin kendini devletin (gov) dışında ayrıcalıklı bir yere konumlandırdığı gerçeğini bir kez daha görelim ve esas önemli konumuza dönelim.
Genelkurmay, bir bürokratik birim olarak, her türlü hukuk ilkesini, özellikle usulle ilgili ilkeleri hiçe sayarak görülmekte olan bir davaya ilişkin görüşlerini, hayretlerini (!) belirtmiş, bir davaya açıktan müdahale etmiştir.
Bakalım, Ergenekon sürecinde usul de usul diye, bir ölçüde de haklı olarak tutturan malum zevat bu durumda da usul aşklarını ve bilgilerini aynı şiddetle dile getirecekler midir?
(...)
Ancak, meselenin bir de başka tarafı var.
Genelkurmay’ın yürümekte olan bir davaya yönelik açıklama yapabildiği ve bu açıklama karşısında Cumhurbaşkanlığı’nın, Başbakanlığın, Milli Savunma Bakanlığı’nın, Adalet Bakanlığı’nın, sivil ve askeri savcıların harekete geç(e)mediği bir devlete de devlet demek kolay değildir.
Eser Karakaş, Star, 8 Nisan 2011